Yazar yazı yazmayı başka insanlara göre daha zor yapan insandır. -Thomas Mann |
|
||||||||||
|
Bir gece kıyamet koptu . Öyle bir kıyametti ki; memleketimde ne sağlam bir ağaç, ne de sağlam bir insan bırakmadı. Kocaman tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, binlerce askerleriyle geldiler bir gece yarısı. Daha ne olduğunu bile anlayamadan başımıza göçtü evimiz. Annem,babam oracıkta can verdi,küçük kız kardeşim de. Daha üç yaşındaydı. Gelen askerler ablama gözlerimin önünde defalarca tecavüz etti ve onu da öldürdüler. Bir ben kalmıştım ailemizden geriye. Korkudan dilim tutuldu o an. Harabeye dönen evin içinde bir kuytuya saklandım beni göremediler. "Keşke ölseydim ben de onlarla "Dedim yıllarca. Ama yaşıyorum. Cesetlerle koyun koyuna yatmak nasıl bir duygu bilir misiniz? Kokar ve üzerinize bulaşır kanları. Irak'ta cesetler hep paramparçadır. Korkmazsınız cesetlerden çünkü o kadar çok görürsünüz ki buralarda... En çok neyi özledin derseniz; en çok ailemi özlüyorum. Ama onları bana geri getiremezsiniz.Bir de filmlerde gördüğüm yemyeşil doğayı ve masmavi gökyüzünü özledim. Bir de gülen çocuk seslerini ve kuş cıvıltılarını.. Savaşın içinde doğduk biz Iraklı çocuklar. Yaşamak istiyorsak susmak ve onlara görünmemek gerektiğini ta çocuklukta öğreniriz.Öldürülmek için Iraklı çocuk olmak yeterlidir çünkü... Körfez Savaşı'ndan sonra yıllarca aç kaldık. Hastalarımız ve bebeklerimiz ilaçsızlıktan, gıdasızlıktan ve kıtlıktan öldüler. Geride onlarca sakat insan kaldı. Ülkemin dikili ağacı kalmamıştı. Yeniden fidanlar diktik, yeni evler yaptık; kalan harabeden yeni bir yurt yarattık. Takvimler 19 Mart 2003 gününü gösterirken yine geldiler. Bize barış ve demokrasi getirdiklerini söylüyorlar. Biz inanmadık ama, bütün dünyayı bununla kandırıyorlar. Yine bombalar yağmaya başladı üzerimize. Ardı arkası kesilmeyen binlerce bomba, yüzlerce can aldı.. Çoluk çocuk demeden, hala öldürüyorlar bizi. İnsanlar uranyum içeren bombalarla öldürülüyor ve bir naylon poşet gibi eriyip büzüşüyor cesetleri. Bize barış ve demokrasi getirdiklerini söylüyorlar. Hangi demokrasi bu kadar adaletsiz olabilir? Ya da hangi barış, bir ülkeye böyle tanklarla silahlarla getirilir? Bugün üçüncü yıl dönümü ülkemin işgalinin. Körfez Savaşı'ndan bu yana binlerce insan öldü ya da sakat kaldı. Atılan nükleer bombalardan artık topraklarımızda ot bile bitmiyor. Irak halkı ve Irak toprakları bütün doğası ile birlikte yok edilmeye çalışılıyor. Çok yakınınızda masum binlerce bebek, binlerce kadın ve binlerce erkek öldürüldü. Üç yıldır Irak'ta her gün elli masum insan öldürülüyor. haberiniz var mı? Not: Bu yazı bir Iraklının Arapça mektubundan Türkçeye çevrilmiştir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © nurşen sınav, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |