Tüm insanlık bir tutkudur; tutku olmadan din, tarih, romanlar, sanat, hepsi etkisiz olurdu. -Balzac |
|
||||||||||
|
Artık iş konusunda oğul babaya bile kazık atar duruma gelmiş. İlişkiler konusunda aldatılmak eskiden töreleri bile devreye sokarken. Artık töreler bir kenara bırakılabiliyor. İnsanlar, ‘ Allah belasını versin’ diyerek kavgadan kaçabiliyorlar... Bir kesim de var ki, aldatıla aldatıla aldatmayı öğrenerek hayatını yaşıyor... Geniş olmak güzel bir şey fakat, ilişkiler konusundaki aldatmacalarda ne derece geniş olunmalı. Bunun hesabını da yapmak gerekmez mi? İlişkide beş dakikalık zevk uğruna ilişkisinin tüm yamukluklarına ‘lades’ diyerek göz yummak ve sonra da elden kaçırmamak için kalkıp aldatan kişi ile yuva kurmak ne derece sağlıklıdır... Çevremizde o kadar çok şey yaşıyoruz ki... İlişkide bir taraf karşısındakine güvenemediği içi onun telefon kullanmasını bile yasaklayabiliyor. ‘’Her şeyine lades yeter ki şu yaşadığımız zevkler sürsün’’ diyerek. Bir yandan da kendisinin ne derece toleranslı olduğunu düşünüp rahatlayabiliyor. Böylelerine ne isim vermek gerektiğini bile düşünenmiyorsunuz. Evlilikler aşklar ile başlıyor sonra da düşmanlıklar ile yıkılıyor... İmza atmadan önce ilişkisinin her şeyine beş dakikalık zevki için göz yuman kişi imza attıktan sonra düşünmeye başlıyor. O arada huylu huyundan vazgeçmez ise ortalık daha da karışıyor... Beş dakikalık zevk insanı ne hallere düşürebiliyor bir düşünülebilse... İlişkilerde aldatma kavramını açmaya kalktığımızda karşımıza bir çok versiyonlarının çıktığını görüyoruz. Bunları şöyle sıralamak mümkün; A-Habersiz aldatma. Ortaya çıkmadığı taktirde sorun yok. B-İlişkiden birinin aldatmadan haberdar olması. Bu durumda ilişki normalde biter. Bazen şenlikli bazen de kanlı bittiği olur. C-Her iki tarafın birbirini aldattığının ortaya çıkması. Bu durumda bazen ilişki sürer ve aynı evde dramatik bir tiyatro oyunu sergilenmiş olur. Bu oyunun bazen seyircileri günahı olmayan çocuklar olur ve bir müddet sonra ilşki kendiliğinden kopabilir. D-Adam kızoğlan kız arıyordur.İlişkisinin kız olmadığını anlar ve sorgular. Karşı tarafta yalan her zaman boldur. İnandırmaya çalışır. Diğeri de elinden kaçımamak pahasına inanmış gözükür. Burada yalanı kıvıran bayan ise ilişkiyi imzaya göturebilmek için her numaraya başvurabilir ve sonun da imzayı bastırır. Sonrası da evlere şenlik. Adam da geyiklere karşı bir alerji oluşur. Avcı arkadaşı var ise onlardan kopar. Yanında hayvanat bahçesinden kesinlikle bahsedilmesin ister. National Geographic proğramlarını kesinlikle izlemez. İzlemez ama yine de geyiklerden kaçamaz. Ya geyik veya çatallı boynuzları düşlerine girer... E- Fantazi erkek. Bu tipler ilişkisinin aldatmasından haz alır ve daha çok aldatması için zaman zaman kamçılar. İkili. Üçlü beşli ilişkiler favorisidir. F- Kör aldatmacası. Bu tiplere aldatıldığını genellikle arkadaşları gözüne sokarcasına ortaya koyarlar fakat, dediği dediktir. Bir türlü aldatıldığını kabul edemez... Her zaman kibirlidir. Neyin kibirini güttüğünü kendisi bile anlayamaz... Bu tiplerin peşinden sürekli ‘’P......venk’ diye konuşulması da ayrıca modadır. Neyse düşündüğünüz zaman bu aldatma kavramı konusunda çok değişik versiyonlara ulaşabiliyorsunuz. İterseniz kendinizi bu konuda bir test edin. İlişkinizin her dediğine inanıyormusunuz? Evet Hayır İlişkinizin sizi aldattığı ile ilgili dedikodu yaşadınız mı? Evet Hayır Arkadaşlarınız aldatıldığınız ile ilgili olarak size imalarda bulundu mu? Evet Hayır İlişkinizin hiç yalanını yakaladınız mı? Evet Hayır İlişkinizi köle gibi kullanabiliyormusunuz? Yani aykırı da olsa her istediğinize boyuın eğiyor mu? Evet Hayır Hatasını yakaladığınızda hastalık numarasına yatarak ilgiyi kendisine çekme yöntemi uyguluyor mu? Evet hayır Yukarıdaki soruların 4 üne EVET yanıtı verdiyseniz aldatılıp aldatılmadığınız üzerinde ciddi olarak düşünmeniz gerekiyor. 5’ine Evet yanaıtı verdiyseniz ve hala emin değilseniz bir psikolağa baivurmanızı gerekebilir. Eğer 6 soruya da evet yanıtı veriyorsanız: kardeşim hala ne duruyorsun... Arkandan konuşulanları duymamak için tabanları yağla! Belki, bir 100 metre rekoru kırabilirsin.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kaşif, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |