Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon |
|
||||||||||
|
Ağacın diğer yanındaki meyvelerin ise rahatına diyecek yoktur. Sevecen güneşin her doğuşunda kendilerine cömertçe sunduğu sıcaklık ile ısınırlar. Yapılan ilaçlama sonucunda hiç bir zararlı onların dallarına ulaşamamıştır. Güven refah ve rahat içerisinde olgunlaşırlar. Manzaralı dallarında tabiat tüm ihtişamıyla ayaklarının altındadır bu meyvelerin. Ağacın arkasında yaşanan trajediden habersizce günlerini gün ederler. Ve bir gün hiç hesapta yokken ağacın sahibi elinde sepetleri yanında işçileriyle çıkagelir. Bu işçilerin her biri koltuklarındaki sepetler ile ayrı bir dala yönelirler. Dallardaki bütün olgunlaşmış meyveleri birer birer kopararak sepetlerine doldurmaya başlamışlardır ki ağacın bu mutlu yanından mahşeri çığlıklar yükselmeye başlar. Ama tüm bu feryatlar boşunadır. Bu ağaçta meyve olmak ölüme razı olmaktır. Sonunda bu vahşet seremoniside bitmiş her meyve sepetin içindeki yerlerini almıştır. Bu meyvelerin içinde bulunduğu sepetler hale gidecek olan araca bahçe sahibinin işçileri tarafından topluca taşınırlar. Yükleme bittikten hemen sonra meyvelerin yolculuğu başlamıştır artık. Kapatıldıkları kamyonun kasasında güneşten eser yoktur. Zifiri karanlığın içerisinde çekirdeklerine kadar işleyen bir soğuk üflemektedir. Bu soğuk içerisinde yolculuk bitip kasanın kapısı açılıncaya değin kendilerinden geçerler. Ve nihayet kasanın kapısı açılır ve içindeki meyveler ile beraber tüm sepetler teker teker bir manavın dükkanına taşınırlar. Bir inceleme sürecinin ardından tüm meyveler kaliteleri tatları ve renkleri gibi özelliklerine göre ayrılır, değişik reyonara dizilirler. Her meyvenin üzerine birer birer fiyatını gösteren etiketler dizilmiştir artık. Bir müddet zafında her biri ayrı ayrı bir terazi kefesinde tartılırlar. Tartı işleminin nihayetinde tüm meyvelerin kaderi kese kağıdının içinde yerlerini alıp bilinmeyen bir yere gitmektir. Nereden bildiğimi sorarsanız eğer şunu bilmelisiniz. Bende o ağacın karanlık kısmının sınırına yakın bir yerinde çekirdeğine kadar girerek içini kemirip beslenen kurtçukla mücadele etme pahasına dalına sıkı sıkıya yapışmış bir meyveydim. O güne kadar verdiğim bu mücadeleyi acemi bahçe işçisinin dalgınlığıyla bu noktaya ulaştırmıştım. Dallarından koparılırken feryatlar atarak felaketlerini yudumlayan güneşli mevkii sakini meyvelerin aksine benim dalımdan koparılışım felaketimden kurtuluşum olmuştu...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Burhan ÜREGÜL., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |