..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Soyut > Burhan ÜREGÜL.




8 Şubat 2006
Varoluş Ağacı.  
Burhan ÜREGÜL.
Varoluş olgusunu bütünüyle bir ağaca benzetecek olursak herbirimizin hayatı birer meyve olsa gerek!


:BBBH:
Varoluş olgusunu bütünüyle bir ağaca benzetecek olursak her birimizin hayatı birer meyve olsa gerek. Bu ağaç öyle bir ağaç ki hiç bir meyvesi birbirine benzemiyor. Tek çeşit meyve vermeyen bu ağacımızın her dalında milyonlarca değişik çeşitte tatta ve renkte meyveler bulunuyor. Ağaç bulunduğu ortam itibariyle mükemmel bir plan çerçevesinde özen ile dizayn edilmiş ve dikilmiştir. Ah keşke ağacın üstünün yarısını kaplamış olan saçak var olmasaydı. Bu saçağın bulunduğu tarafta kalan meyveler şanssız meyvelerdir. Bu meyveler hayatları boyunca güneş görmezler. Bulundukları dallara bağlı olarak sonu gelmeyecek bir karanlığa mahkum olmuşlardır. Sağlıklı büyüyebilmeleri ve zararlılardan koruabilmeleri için yapılan ilaçlamadan paylarına düşen kocaman bir hiç olur bu mayvelerin. Çoğunun kurtçuklarla tanışmaları daha yeni yetişen birer yemişken gerçekleşir. Kurtçuklardan şans eseri kurtulanları ise güneşin merhametinden yoksun zayıf ve cılız kalmıştır. Bu cılız savaşlarınıda bir müddet sonra kaybeder bu meyveler. Nihayet daha önce kaybetmiş arkadaşlarıyla beraber aynı makus talihi paylaşarak dallarından kopar; yere düşerler. Bu arada onları daha önce düşen milyarlarca arkadaşlarının akıbeti olan aynı hazin son bekler. Tek tesellileri değişik özelliklerine rağmen düştükleri yerin aynı olmasıdır.

Ağacın diğer yanındaki meyvelerin ise rahatına diyecek yoktur. Sevecen güneşin her doğuşunda kendilerine cömertçe sunduğu sıcaklık ile ısınırlar. Yapılan ilaçlama sonucunda hiç bir zararlı onların dallarına ulaşamamıştır. Güven refah ve rahat içerisinde olgunlaşırlar. Manzaralı dallarında tabiat tüm ihtişamıyla ayaklarının altındadır bu meyvelerin. Ağacın arkasında yaşanan trajediden habersizce günlerini gün ederler.

Ve bir gün hiç hesapta yokken ağacın sahibi elinde sepetleri yanında işçileriyle çıkagelir. Bu işçilerin her biri koltuklarındaki sepetler ile ayrı bir dala yönelirler. Dallardaki bütün olgunlaşmış meyveleri birer birer kopararak sepetlerine doldurmaya başlamışlardır ki ağacın bu mutlu yanından mahşeri çığlıklar yükselmeye başlar. Ama tüm bu feryatlar boşunadır. Bu ağaçta meyve olmak ölüme razı olmaktır.

Sonunda bu vahşet seremoniside bitmiş her meyve sepetin içindeki yerlerini almıştır. Bu meyvelerin içinde bulunduğu sepetler hale gidecek olan araca bahçe sahibinin işçileri tarafından topluca taşınırlar. Yükleme bittikten hemen sonra meyvelerin yolculuğu başlamıştır artık. Kapatıldıkları kamyonun kasasında güneşten eser yoktur. Zifiri karanlığın içerisinde çekirdeklerine kadar işleyen bir soğuk üflemektedir. Bu soğuk içerisinde yolculuk bitip kasanın kapısı açılıncaya değin kendilerinden geçerler.

Ve nihayet kasanın kapısı açılır ve içindeki meyveler ile beraber tüm sepetler teker teker bir manavın dükkanına taşınırlar. Bir inceleme sürecinin ardından tüm meyveler kaliteleri tatları ve renkleri gibi özelliklerine göre ayrılır, değişik reyonara dizilirler. Her meyvenin üzerine birer birer fiyatını gösteren etiketler dizilmiştir artık.

Bir müddet zafında her biri ayrı ayrı bir terazi kefesinde tartılırlar. Tartı işleminin nihayetinde tüm meyvelerin kaderi kese kağıdının içinde yerlerini alıp bilinmeyen bir yere gitmektir.

Nereden bildiğimi sorarsanız eğer şunu bilmelisiniz. Bende o ağacın karanlık kısmının sınırına yakın bir yerinde çekirdeğine kadar girerek içini kemirip beslenen kurtçukla mücadele etme pahasına dalına sıkı sıkıya yapışmış bir meyveydim. O güne kadar verdiğim bu mücadeleyi acemi bahçe işçisinin dalgınlığıyla bu noktaya ulaştırmıştım. Dallarından koparılırken feryatlar atarak felaketlerini yudumlayan güneşli mevkii sakini meyvelerin aksine benim dalımdan koparılışım felaketimden kurtuluşum olmuştu...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayalet [Şiir]
Sana Hediye. [Şiir]
Yastığım. [Şiir]
Ben Bir Garip Burhanım. [Şiir]
Bir Mevla Vardır [Şiir]
Sebep [Şiir]
Aşka Dair. [Şiir]
Bilmecem [Şiir]
Masiva [Şiir]
Telefon. [Şiir]


Burhan ÜREGÜL. kimdir?

12-04-1978 Tarihinde İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde İSTANBUL'lu bir ailenin çocuğu olarak Dünyaya geldiğimde ekseriyetin aksine ağlamayı tercih etmemişim beni ağlatmak için ardı ardına popoma şamarlar indiren ebeme rağmen. Lakin hayatın cilveleri karşısında çok duygusal şekillenen ruhum beni kolay ağlayan bir yapıya büründürdü. Ağlamak için canımın yanmasına gerek olmadığını kavradığım gün ise şair olmuştum.

Etkilendiği Yazarlar:
MEHMET AKİF, ŞEYH GALİP, NECİP FAZIL,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Burhan ÜREGÜL., 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.