Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Uzun yılların ardından bakınca geçmişe Doğduğum topraklardan çok uzaklarda Dalar giderim Sevgi ile acının karmakarışık yaşandığı o eski günlere Hatırlıyorum da Küçük bir sahil kasabasında telaşlıydı sokaklar Bazen kurşun sesleri bazen de hıçkırıklar Hala kulaklarımda hala rüyalarımda Martılar uçardı mavi kıyılarda Deniz dalgaları sorgulardı gün boyu Ne çok severdim uzakları Çocuk gözlerimdeki ufka yaşamın başlangıcı derdim Özgür denizde özgür martı gibi uçmayı hayal ederdim İnsanlar yosun kokan akşamlarda Geceye sımsıkı sarılı Dikelya nın ışıklarını Ve Akdenizin yorgun köpüklerde ağlayışını seyrederlerdi Larnaka nın uzun kumsalında.......... Deli fırtınalarda güneyden toprakla karışık Vahşi dalgalar döverdi sahili Aydınlanınca çakıl taşları Sıcacık kolların sığınağım olurdu.... Bazen de doğanın gücü ile karıştırırdım silah seslerini Geceler ölüm kokardı sevmezdim karanlıkları Yine o eski günlerde Güneşin kızgın kolları ya da yağmurun yağışı Hiç farketmezdi İliklerimize kadar soğuk Ya da yaprakları dağıtan Sonbahar rüzgarları döverdi yanaklarımızı O unutamadığım barikatlarda Genç yüzlere yorgunluk çöker İhtiyarların baston tutan elleri titrerdi sıra gelene kadar Aranınca üzerimiz kucağımda oyuncak ayım Koşardım sana Annem telaşla seslenirdi arkamdan Aramızdaydı silahlı şapkalı asker Namlunun ucu bana bakardı sen namluya Az sonra sıradikilere çevrilirdi makineli tüfek Sen hüzün menekşeleri gibiydin üzgündün Kolların beni sardığında...... Çiçeğin toprağa toprağın yağmura hasretiydi Yüreklerin haykırışıydı Sessiz bir anddı özgürlük O unutamadığım ezik bakışlarda Sıcacık ramazan çöreklerinin sakız kokusunda Unutulurdu şehir girişinde yaşananlar Lefkoşa da bayramlıklar arastada oyuncaklar Şenlik vardı Girne Caddesinde Bizi bekliyordu kınası yakılmış gelin gibi bayram Baharlar geçti bebekler ölümle tanıştı Pembe odaların neşesi acıya karıştı Kayboldu düşü olmayan gecelerde Parlak güneşin insanları yelken oldu Fırtınalarda boğuştu çelik bilekler Sevgililer boyun eğdiler ayrılıklara Küçük ülkenin sevdalıları sızılara aldırmayıp Direnmeyi öğrettiler çocuklara yaşamak uğruna Suskundu dünya Yapayalnızdık koca evrende Kıbrıs ın yeşiline mavisine inat Kapkara geçti uzun yıllar Kapkara geçti geri dönmeyen çocukluğum Bir sabah toprak sallanıyor Bombalar uçuyordu üzerimizde Korkunçtu yaşanan her saniye İkinci dünya savaşında kalma taş sığınakta N e uzun geçmişti gece Öğle saatlerinde esirdik silahları bize çevrili askerlere Alnında mermi yarası ve sen yoktun aramızda Günler sonra kardeşimle geçerken kuzeye Özgür özgür nefes alıyorduk Garip değildik hasret olmayacaktık yaşamaya Kardeşimin gözleri dolu dolu Baktı baktı uzaklara Oyuncak tüfeğini attı tarlaya Gülmeyi öğrenemedi bir daha Umutların gerçeğe dönüştüğü gün fedakar ülkem doğarken Söz verdik özgür yarınlara Barışı içtik savurduk yaşama Çok uzun yıllar geçti aradan Kimbilir bir tek çiçek büyüdü mü toprağında Kır çiçekleri ya da sevdiğin beyaz yasemenlerle Gelmeliydim sana Tatmadığın özgürlüğü anlatırdım Toplu bir mezarda geçse de en güzel yılların Unuturduk hüzün veren o eski anıları Bir başka denizde bir başka kıyıda Yine aynı temmuz sıcağında çocukluğumu hatırlıyorum baba Hep çocuk kalan ruhumla Yarım kalan birşeyleri arıyorum hala Senin öğrettiğin gibi Barış kokan sevgi dağıtan Özgürlük şarkılarını söylüyoruz Küçük kızımla Belki sen de ruhuna serinlik yapan rüzgarları Bir de şarkımızı dinliyorsun Sessizce bizden uzaklarda Hem de çok uzaklarda (babama) Mine Ömer
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mine Kaya Ömer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |