..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Mermere sıkışmış bir melek gördüm ve onu özgürlüğüne kavuştuncaya dek mermeri oydum -Mikelanjelo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Rıfkı Kaymaz




20 Kasım 2005
Şiir ve Toplumumuz  
Rıfkı Kaymaz
Şiirin toplumumuzdaki yeri


:BEAA:
ŞİİR VE TOPLUMUMUZ
Yunus; şiirle, sözle, “dertli dolap” arasında nasıl da
bu güzel ilişkiyi, böylesine güzel ifade eder:
Kişi, iç dünyasındaki binbir renkteki çizgilerden,
renklerden, kokulardan, duygu ve düşünce hazinesinden
bir güzel demet sunar mısralarla.
Zor; ama soylu ve anlamlı bir çabadır edebiyat, şiir...
Yaratılmışların içinde; düşünmesi, düşündüklerini söz veya yazı ile ifade etmesi yönüyle de diğer varlıklardan ayrılır insan. Çünkü o eşref-i mahlukattır. Yaratılmışların en şereflisidir.
Eti, kemiği, bedeni yanında özellikle ruhuyla, kalbiyle öne çıkan, bu en şerefli varlık insan; duygularını, düşüncelerini değişik biçimlerde ortaya koyar. Sözle ya da yazıyla ifade etmeye, bilindiği gibi edebiyat diyoruz. Edebiyat, özellikle de şiir, insanın duygularını estetik boyutlar içerisinde verdiği duygu yüklü ürünleri ifade eder.
Şiirle dinlenir, şiirle dertlenir, şiirle yoğrulur insan. Onunla gözyaşı döker, onunla dirilir, sevginin güllerini derer. Yunuslayın, mısra mısra içini bir dertli dolap gibi kelimelerle ortaya koyar.
“Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Böyle emreylemiş Çalap
Derdim vardır inilerim

Suyum alçaktan çekerim
Dönüp yükseğe dökerim
Görün ben neler çekerim
Derdim vardır inilerim”
diyen Yunus; şiirle, sözle, “dertli dolap” arasında nasıl da bu güzel ilişkiyi, böylesine güzel ifade eder: Kişi, iç dünyasındaki binbir renkteki çizgilerden, renklerden, kokulardan, duygu ve düşünce hazinesinden bir güzel demet sunar mısralarla. Zor; ama soylu ve anlamlı bir çabadır edebiyat, şiir...
Kültür ve medeniyet dünyamızın önemli bir bölümünü oluşturan şiir, binlerce söz ustası şairlerimizce bugünlerimize bir şiir geleneği halinde getirildi. Şekil, kafiye gibi dış unsurlar belli dönemlerde değişti. Ama öz, şiir geleneğimiz mecrasında aktı yüzyıllarca. Ne var ki kültürel bozulma, yabancı kültürlerin etkisinde kalma, kimi şairlerimizin mısralarıyla, dünyamızda önemli yaralar da açtı elbette.
Kültürel varlığımızı belli oranda yoğuran şiir, günümüz toplum hayatında ne denli bir yer tutuyor?
Maddi değerlerin, maddi kaygıların çeşitli nedenlerle öne çıktığı, ruhi kirliliğin akıl almaz boyutlara vardığı günümüzde kalbin sesini, sevginin ifadesini sunan şiirin çağrısı ne derece duyuluyor?
Bu sorunun cevabını iki biçimde vermek mümkün görünüyor. Şiir, böylesi bir ortamda elbette kan kaybediyor ve kaybedeceğe benziyor.
Bu cevaptan daha çarpıcı olanı ise, günümüz insanının şiire, duyguya, ruh ve inanca özlemle dönüyor oluşudur. Her ne kadar yayın evlerimiz, şiir kitaplarını yayınlama açısından istenilen girişimlere arzu edilen oranda giremese de, şiir kitapları belli ölçüde okuyucu buluyor artık. Yerel yönetimlerin, çeşitli kuruluşların düzenledikleri kültür programlarında şiir günlerine, şiir gecelerine, şiir şölenlerine de yer veriliyor. Radyolarda şiir programları ilgiyle dinleniyor. TV kanallarında şiir klipleri de yayınlanıyor artık. Şiir kasetleri alıcı buluyor.
Bütün bunlar; şiir adına, güzel, olumlu bir geleceği de yansıtıyor. Yarınlar, bugünlerden daha şiire yakın günleri getireceğe benziyor. Şiir namına umut veriyor.
İnsanımız, pek çok konuda olduğu gibi, kendisine dönme yolunda önemli adımlar atıyor. Toplumsal anlamda kendi kimliğine, kendi kültürüne doğru güzel gelişmeleri sergiliyor.
Şiirse, bu yoldan kendisine düşen fonksiyonu icra ediyor. Mısra mısra insanımıza sesleniyor. Onun iç dünyasına aydınlıklar sunuyor.
Önemli olan, bizim onun bu gelişine karşı, yüreklerimizi; ona, şiire, mısraa duyarlı olmaya açıp açamadığımız.
Rıfkı Kaymaz




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Safahat'ı Okumak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Boncuk [Şiir]
Özledim Sılamı [Şiir]


Rıfkı Kaymaz kimdir?

Eğitimci, yazar, şair


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Rıfkı Kaymaz, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.