Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
Sisli, ıslak bir hava. Ağaçların koyu yeşil tepeleri, çöken sisle kaybolmakta. Bir berrak camın arkasından seyrediyormuş gibi etraf. Ulu bir dağın eteğindeki uçurumda, başı dumanlı, sessizliğe dahil olmuş. Uçurumun dibindeki köye, günışığı vuruyor sadece. Mısır tarlaları otlak gibi görünüyor. Bu yosunlu kaygan kayanın ucunda, ayakta; bağırmak için mi yoksa, sonsuza değin susmak üzere mi duruyordu? Bilincinde, bilinçaltı da olabilir, ama bir şey -anı, kavram, resim, duygu, belirsiz, tanımsız bir olgu- geliyor, gidiyor. Belki o geldikçe, onu daha biçimsiz, yoran başka bir olgu, -sanırım varlık- engelliyor. Hal böyle oldukça, kayanın ucunda bağırıp, bağırmamak; 'atlamak mı, atlamamak mı'ya dönüşüyor. Oysa o atlamak veya bağırmak yahut karşıtları yerine, beyninin en ulaşılmaz hücresinde, başkalaşmanın sancısını olanca acısıyla yaşıyor. Fakat bu hücre, metamorfozu sair hücrelere sirayet ettiremiyor. Bu denli bağımsız hücreler topluluğu, tek tek yaşayacaklarsa tarihlerini, ki aksi gerçekleşmiyor, bu dönüşüm, değişim ya da gelişim en saf ihtimalle sabit kalmak olur. Öbür türlü(?), bir hücre, atom bombasından farksız, insanı yokoluşta ilanihaye yokeder. Tek kurtuluş, yokoluşun, varoluşun sebebi olduğuna kanaat etmek olur. Gerçekse... İşte o, bunu düşünüyor. Bu düşünce onu atlamaya sevkediyor. Bununla birlikte, zaten atlamaksızın da yokolduğu bu teorinin içindeyse, atlamak anlamsız. Beri yandan, başından itibaren, bir yan yol gibi akan, tüm bunların saçmalığı ihtimali, arasıra kendini hissettiriyor. Ama bu ihtimal neyin saçma değile uygunluğunu sunmuyor. Değilse... Sis dağılıyor. Güneş gücünü hızla toparlıyor. Artan ışıkla, koyu yeşil bir ton açılıyor. Ama köy hala uzak ve derinde. Bu yosunlu, kaygan kaya güneşi neredeyse hiç almıyor. Şimdilik oradan uzaklaşıyor. Ancak, o(?) kayaya tekrar dönecek. Varlık, yokluk; değil, gerçek; oradaydı, yine orada olacak. Acaba kim?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman özkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |