Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Ölü Bir Sağaltıcının Anlattıkları Yok canım ,ne ilgisi var bunun tababetle.Tıp doktoru değilim,ne yazık ki.Sihirli reçeteler sunamayacağım size,amansız hastalıklardan yırtmanız için paçayı,eğer sahip olsaydım bu formasyona...her neyse. Kam’dır,topluluğun vahşi dünya ile iletişimini sağlayan.O bilir ve belirler hangi avlağın uygun olduğunu kan dökmeye,bilir o hangi oba’nın uğruluğu karşılıksız bırakacak denli zayıf olduğunu.O bilir,Ülgen’in yanına gitme sırasının kimde olduğunu,bilir o,Akene’nin hangi geyik postundan çadırı onurlandıracağını. Hiç kapınızı çaldı mı sizin,kırgın,yorgun,bunalımlı bir yürek,çaldı benimkini.Buyurun oldu ilk sözüm,kekeleyerek yanıt verdi,”Bir ahbabınızdan aldım adresinizi,dostluğunuza ihtiyacım var”.Öyle ikircikli,güvensiz,kırılgandı ve umutsuzdu ki sesi.Anlat dedim yalnızca,anlattı. Kısa sürdü ilk konuşmamız,çarpıldım ikincisinde.Öyle bir anlattı ki kendini bana,sandım içinden çıkan diğer ben, konuşmakta kendimle.Saldırdım apansızca,haykırdım bunun ne denli aptalca bir şaka olduğunu,ama birden vardım ki ayırdına;bahsettikleri,anlattıkları şimdiye dek kendime bile itiraf etmediklerimi,edemediklerimi de içermekte.İnandım bir kez daha Tanrı’ya ve aşk’a.Hissettim eridiğimi,aktığımı hissettim,koptu kolum kanadım,sanırım o da hissetti bunu.Ayrılırken sohbet için teşekkür etti sessizce, ‘bu sohbet bana çok iyi geldi’ dediğini işittim.Öyle yorgun yorgundum ki,gittiğinde. Bilir misiniz,şamanlar;aynı zamanda otacısıdır topluluğun,salt değildir rahip.Sağaltımda kullandıkları da salt doğadan topladıkları ot,bitki kökü,kurban edilen veya avlanan hayvanın kemik ve iç organlarından oluşmaz.Bunlarla beraber ve bunlardan daha çok, şaman –topluluğun kendisine atfettiği ve - sahip olduğu iç gücünü,o göksel gücü kullanır,sağaltmak için ilkel topluluğu ve mensuplarını. Kaptırdım kendimi çoşkuya ,sonunda evet sonunda bulmuştum onu,ve bakın ki;mucizenin kutsallığına aslında bulan oydu,beni.Ruh ikizim,ruh eşim yani ve yardım istemektedir şu sefil bendenizden. Kendini anlattı,hiç mi hiç sıkılmadım dinlerken onu, bir başka bedende-dişi bir bedende-yaşayan kendimle konuşuyordum,aslında.Teoloji’den konuştuk,yöntembilim’den,çayır ve orman mantarlarından,oltacılıktan,aşktan ve aşksızlıktan,dostluktan konuştuk,evinden de.Evini anlatırken,’bizim evde düzen ve disiplin gelir,herşeyden önce’ dedi.O zaman ayırdına vardım ki;ruh eşim evlidir bir cüce ile ve cüce, silmek / gizlemek için cüceliğini,sığınmaktadır düzen ve disipline.Sizce nereden aranmaya başlanmalıdır,totalitarizm’in kökeni? Günde birkaç kez ,herbirinde birkaç saat boyunca sürdü sohbetlerimiz,bazen o anlattı,ben dinledim,bazense ben anlattım o dinledi.Her görüşmeden sonra öyle yorgun öylesine yorgun hissettim ki kendimi,sanki Burak’a binip de fethetmişim alem’i.O ise tam tersi her yeni görüşmede daha güvenli kendine,daha mutlu.Ve ifşa etti sonunda,”iyi ki tanıştım seninle,iyi ki varsın,seni seviyorum.”Evet gerçekleşmişti mucize,ruh eşim seviyordu,beni.Haykırdım,”sadece o kadar mı,bense aşığım sana,hem de bildiğimden beri kendimi.” Durakladı ruh eşim,ruhumun eşi,’yaşamımı yeni bir hata üzerine kurmak istemiyorum dedi,ben de seni çok seviyorum ama,...Kader’. Kam da karışır bazen iktidar kavgalarına.Post’a talip değildir çoğunca,post’a talip olanlardan birini kutsamaktır işlevi,Kutsal ruhlar ve topluluk indinde.Kam kaybederse kavgayı-genellikle taşımasına rağmen soylu kanı-yay kirişi bile esirgenir kendinden.Kavgayı kaybeden şaman,Kutsal Ülgen’in değil,Yerlik’in kam’ıdır,çünkü. Kader,evet kader.Eş ruhlum’un ismi de kader’le aynı anlamı taşıyordu,zaten.Farkında olmaması mümkün müydü,bu kavramın içerdiği teslimiyetçilik,boyun eğmişlik,bezginlik yanında;bütün bunların farkında olmasını da içerdiğini,bu kavramı kullananın.Kendisine,Kader’i ve türevlerinden birini isim olarak seçen biri isyankardır,kader’e de savaş açmıştır aslında,ama farkında mıdır bunun, ruhumun eşi? Şimdilerde azaldı,seyrekleşti,ziyaretleri.İki-üç günde bir geliyor artık,kısaldı da.Biliyorum ki;artık çok daha iyi hissediyor kendini.Attı kafasından intihar düşüncesini,sarılıyor yaşama,hatta büyük olasılık cüce’yi de sevmekte,giderek.O güçlendikçe,güçten düşmekteyim,ben.Güçsüzleştiktikçe ben, giderek güçlenmekte ruh eşim,ruh ikizim.O’nun ruhunu zehirleyenler her görüşmemizde biraz daha geçmekte bana,şu damalı yüreğim durmadan kanamakta; kan,akmakta ona. Dün görüştük en son.Sesi öyle güvenli,mutlu öylesine dingindi ki.’Seni çok seviyorum’ dediğimde,sırıtışı izledim sesinde.Sadece teşekkür etti.Oysa,oysa ki;daha önceleri,o kelimeleri duymak ve duyurmak için ne dolaplar çevirirdik birlikte,yönlendirirdik sohbeti. Bakşı, salt iktidar kavgalarına karıştığında deldirmez post’u.O, topluluğun peygamberidir,aynı zamanda da günah keçisi.Verimsiz geçen bir av dönemi,yeterince yapılamayan uğruluk,ya da klan’ın uğrulanması; başlangıcıdır son’un, kam için.Bakşı,topluluğun geleceğini tehlikeye atabilecek her bir gelişmede ilk hedefidir,iktidar ve topluluğun.Bakşı,önceden öngörmüşse tehlikeyi, kara kam olur,ondan bilinir kötülük,öngörmemişse eğer,zaten kam değil bir sahtekardır.Her iki halde de delinir post,başsız kalır beden. Biliyorum ki,çok değil önümüzdeki günlerde,en geç 10-15 gün içerisinde terkedecek beni eş ruhum.Kavuşacak özgürlüğüne,koşacak cüce’nin esaretine,az kaldı,çok az kaldı.Ruhunu esir eden kötü ruhlar,tümüyle bana geçtiğinde,o iyileşmiş olacak,bense....... 18 Eylül 2004,günlerden Cumartesi.En geç bu ayın sonuna dek,-tanıyorsam eğer şu sonsuzluğa dek yalnızlığa mahkum edilmiş,lanetli ruhumu-eş ruhum terketmeli beni.İyileşmeli ve terketmeli,Bu olmazsa eğer, ya kurtulmuşumdur lanet’ten, ya da tanımamışım kendimi.Defalarca kez birlikte söz vermiş olmamıza rağmen-asla terketmiyeceğimize birbirimizi- gerçekleşmeli bu,yoksa nasıl kurtulurum lanetten.Başka çıkar yolu yok bunun.Azap çekmeliyim bu dünyada,azapta gerek şeytan. Tekrarladım sözlerini.Sonsuzluğa dek yalnızlığa mahkum edilmiş lanetli bir ruh’um ben.Öyle mi sağaltıcı,öyle mi?Yalnız mı sanırsın,kendini,eş ruh’un farklı mı senden? Kam’ın yaşamı da ölümü de bir trajediler yumağıdır,aslında.Kam,kötülükleri,kötü ruhları kovmak için bir bedenden Ülgen ile, Akene ile,dağlar ile, oba ile, nehir ile göksel olan ne varsa onlarla bütünleşir ve vecd içinde girer hastalıklı bedene,terkeder kendininkini.Bazen Şaman’ın gücü yetmez Erlik’le ,Tamu ile,kötü ruhlar ile savaşmaya,işte o zaman Şaman’ın ruhu,dönemez tekrar bedenine.Ölmüştür Şaman,Ruhu bütünleşir içinde bulunduğu bedenle,iyileşir beden.Yeni şaman artık o’dur. Sonsuzluğa dek yalnızlığa mahkum edilmiş lanetli ruh, artık yeni bir beden bulmuştur. Saygılar sunarım Hoşçakalın Meraklısına not: Kan, Orta Asya Şamani topluluklarında ortak bir atadan geldiğine inanan topluluk içerisindeki ilişkileri betimleyen bir kavramdır,İbn Haldun’un ‘el asabiyye’ veya ‘asabiyyet’ olarak nitelediği kavramın karşılığıdır.Han,Khan,Kağan,Hakan,Kaan vb. adlandırma,tanımlamalara köken oluşturmuştur.Kam da kökenini aynı sözcükten Kan’dan alır. PS:Bugün 26 Eylül 2004 Pazar.Eş Ruhlum,birkaç gündür ortalarda yoktu.Dün aradım kendisini ve ufak bir aile trajedisi yaşadığım yalanını söyleyip dostluğuna,dertleşmeye ihtiyacım var,lütfen gel dedim.Tamam dedi eş ruh’um,gelmedi.Bugün iki kez aradım kendisini,ikisinde de telefon kapandı yüzüme.Eş ruh’um artık özgür EK Yukarıdaki yazının yazıldığı gün eş ruh’um geri döndü ve itiraf etti.’Ruhum sana ait’ idi itirafında kullandığı cümle.Aç bir sırtlanı,yaralı bir ceylan yavrusunun peşinde sinsice dolanmaya zorlayan içgüdü ile aynı kökten kaynaklanan o erkeklik içgüdüsünün etkisinde,saldırdım,’sadece ruh’un mu,herşeyinle istiyorum seni ben,benimsin,benim olmalısın’.Ürkmüştü,kekeledi ‘sana ne verirsem vereyim,hep daha fazlasını isteyeceksin,biliyorum’ dedi.Haksız mıydı?Sanmam. Takip eden günde bir telefon görüşmesi yaptık kendisiyle.Konuşma içerisinde birden ağlamaya başladı,sürdü konuşmamız kesik kesik cümlelerle ve anladım ki;eş ruh’um öyle bir aşkla sevmiştir,sevmektedir ki beni benim kendime olan sevgimi de, o’nun kendisini sevmesini de benim o’na olan aşkımı da bastırmaktadır,bu sevgi.İlk kez hissettim,böyle bir aşk’ı,çok da kudretliydim artık,şeytan’ın gücü vardı bende,yaradan’a aşık atabilecek bir kudret mi vardı bende ne? Hissettiklerimi açıkça söyledim,takip eden konuşmada,aşıksın bana dedim ve de çok zayıfsın,ben -ancak kendisine zarar verebilecek denli- zavallı ve sefil bir yaratığım ama,dikkat et kendine,gerek net’te ve gerekse günlük yaşamında biri çıkar da karşına,-benim gibi koca kafalı olmayan- mahveder hayatını,affetmez naifliğini.Kekeledi,ben dedi ‘sadece seninle konuştum,konuşuyorum,konuşacağım bunları’.Ama ,vurmuştum darbeyi biliyordum. Bu son buluşmamız,görüşmemiz oldu,eş ruh’um ile.Bir mesaj geldi telefonuma,eş ruh’umun veda mesajı. Bir mesaja belki on mesaj ile yanıt verdim,son mesajımda ben de elveda dedim o’na.Bağırıyordu yanıtında,büyük harflerle ‘UNUTULMAYACAKSIN sana da elveda’.Haykırdığı nefreti miydi acaba?Emin değilim. Ne dersiniz,sadece bir sinek miyim ben, yoksa tanrısı mı,sineklerin.Goldwin üstad bilir mi dersiniz, bu sorunun cevabını? Artık gerçek bir Kam’a ihtiyacım var benim.Eş Ruh’um kaçınmakta kamlıktan.Oysa ki,henüz her şey yolundayken,anlatmıştım bunları yaşayacağımızı ve Kamlık sırasının o’na geleceğini de söylemiştim,bu arada. Artık daha çok seviyorum,Eş Ruh’umun yaşadığı kentteki yoğun Alevi kültürünün ürünü,birikimi olan koşmaları,özellikle de ‘Telli turnam’ı. Güle güle eş Ruh’um güle güle.Yolun açık olsun.Şefkat ve sevgi’ye olan açlığını çocuklarına sarılarak gider.Daha sıkı sarıl onlara,bırakma.Beni ise unutma,unutama,zira ben asla unutmayacağım,seni.Gittikçe eriyen bedenim ve çürümekte olan beynimin yanında senin acıların,hüznün,yalnızlığın ve paradokslarını da katacağım şu damalı yüreğime,iyileştirmek,iyileştirebilmek için kendimi bedenim ve beynimden parçalar kesip de katacağım yüreğime,yeni bir yama bir yama daha...ELVEDA Saygılar sunarım Hoşçakalın
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İbrahim Balcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |