Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
"soğuktan üşümedik bu kış , ama boşluktan üşüdük, küreselleşti esatirimizin homosexül diablosu " bu nokta da biz neyiz isim koyamıyorum, seviyor, sevişmek istiyoruz ama diğer sevişmişliklerimizin gölgesinde uzaklaşıyoruz bu gri yolculuktan... 6 eylül -97' de çantası elinde üniversite yolcusuydum... 14 eylül'de salt öğrenci... 6 kasım -97 de artık sadece öğrenci değildim yine. tamir edilen fakülte duvarlarını tekrar yıkmaya gidiyordum. -98 başlarında siyasi öğrenciliğin yanısıra , milli sevişgendim , vermiştin bana ... 14 eylül -98 bir üniversiteliydin sen de sonunda , kadınlığının yanısıra ... 7 aralık -98 soruşturma yemiş küçük solculuğumun gen haritasına boynuzlar eklendi, seni sevmediğimi iddia ediyordum orda burda ... mileyum'da günler zamanın kurşunu, kadınlar sadakatin azraili, aklımsa anarşizmin diliydi ... tarih bugün işte ; şimdi şimdi olagelmişliklerime isimler takıyorum, gülümseyerek, herkes soruşturmalardan sağ çıkamıyor ya da intiharlardan rastgele kurtulamıyor veya uyuşturucudan ... ... yani gülümsememin nedeni büyümemişliğimi küçümsemem, geçtiğim yolu komik bulmam değil, sadece kader yolumu ATİNALI TİMON'dan daha şanslı bulmam, tanrıya şükrediyor muyum ? sanırım bunun konumuzla bir ilgisi yok ama son zamanlarda yaşıma oranla tanrıyı daha fazla dilime doladığım bir gerçek ... hatta geriye baktığımda, o, dünyaya meraklı bebek rakun halimi çok özlüyorum... sırtımı anılara bir noktada dayamışlığım var ve gündegün çoğalmıyorum artık aldatıldıkça, yeni bir şeyler öğrenip yeni isimler ekleyemiyorum varoluşuma, bu yüzden ikiimize bir isim bulamıyorum ya... bomboş, oyun bile değil ki oyunlar en acınası ruh halidir ömrümüzün. ondan öte ondan da acınası gri bir kir galiba ... rastladıkça yüzlerimiz birbirine; ne yazık dilimiz durmuyor . önce birbirine dolanıyor sonra ağlatıyor sözcükleriyle, korkacak pek fazla şeyim kalmadı sana dair ama dünyada en çok korktuğum şey de harika anılarımızı kaybetmek bu nefret yüzünden ... öyle dur sırtın buzdolabına yaslı, ben tuşları şaşırayım piyanoda sana bakarken ve gülümse halime. ben sana aşık olduğum ilk günde kalayım sen istersen son günde. ve bana bir isim koy noolur var et beni , benim düşümde, inandığım gibi kal ... 18 nisan 2005
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © enes pusatlıoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |