Bilen sever. -Leonardo da Vinci |
|
||||||||||
|
An tutulmasıydı o… Bir bakışlık işi mi varmış varlığımın bu dünyada… An tutuldu ve ben içinde kalakaldım… Ne de kocaman sanırdım kendimi halbuki… Sonrasında,ne kadar uğraştıysam da, boşuna… Hep küçücük kaldım, kum tanesi kadar… Hiç kadar… Ama ben içine girdikçe her şey oluyordu hiç, sebebini sorma: An tutulduğunda ordaydım… Sadece ben biliyordum… Ne kötüdür bir duyguyu sadece yaşayanın bilmesi… İşte yalnızlık böyle başlar, sonra da ayyuka çıkar gece inince… Huzur “h” harfiyle bile uğramıyordu artık… Ne çok battı şu yatak bedenime, sanki senelerdir hiç uyumamış gibiydim… Korku değil! Hiç düşündün mü, korkularıyla baş ediyor da insan, korkusuzluğun çaresi yok… Sefil bir güç koydular içime, ben ne olduğunu anlayamadan… Sefil ve şık bir duygu… İtiraz etseydim, dağlara ayıp olurdu… Anlıyor musun? Kabul ettim… An tutuldu ve ömrümün gebeliği bitti sanki… Kimse değilse de sen gördün, ben bir zamanlar aşk doğurdum… Dağ çocuktu, masmavi çocuktu ama ille de okyanus çocuktu… Geldi yerleşti hayatıma… Ama nasıl güzel ağırladım… Sen hepsini görmedin… Bir Azeri hikayeden fırlayan türkülerle… Beyazlar giyen şehrin gözlerimi yakan deli manzarasıyla… Yavrumun 'su' diyen sesiyle… Bazı dostlarımın tabutundan dökülen ‘hayat’la ve bazen de, bazılarının hayatından dökülen ölümle… Ne yas bıraktım bu şehirde çekilecek, ne yaş bıraktım akacak… Şimdiki zaman nereye kayboldu hiç anlayamadım… Şiir başı yaptım da bir gece, Hayyam geldi elinde şarap, kalbime kaldırıp kadehini ‘acının güzelliğine’ dedi… Başka bir zaman Leyla yorulmuş, bırakıverdi yaşlarını benim yanaklarıma… Bazen de ben dayanamayacak gibi oluyordum, hep bir ilaç yollanıyordu bana ama sadece ‘nefes alacak kadar’… Hatta böyle bir gecede, yüzüm yanar saçlarım üşürken ve dibe vurduğum bataklıkta hala başımın üstünde taşımak için aşk’ı debelenirken, Mevlâna bir kaç şiir uzatıp da başımı okşadı, inanmazsın, sudan çıkar gibi çıktım bataklıktan… Sonra, gücüm mü bitti, sabrım mı anlayamadım… Sanırım, dayanamadı artık halime ve yıllardır ağırladığım gözlerime son kez geldi bir gece… Tutuşurken gözlerim, biliyordum son kez geldiğini… Sıcak, sıcacık akıverdi, Öylece gidiverdi… Halime bak... Okyanus çocuğum gitti ve ben onu durduramadım... Tanrı, hangi parçasını aşk’a koydu bilemiyorum hala… Benden memnun kaldı mı, onu da bilemiyorum ama ben canımdan geleni yaptım… Canımdan geleni… Canımdan geleni yaptım… Esra Güzelipek
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Esra Güzelipek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |