..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Erol Güngör




11 Şubat 2005
Fark Yaratmak  
Erol Güngör
. “Mârîfetler iltifata ve taktire tâbi olmasaydı, insanlar değerlerinin karşılığını görmeseydi, kimse fark yaratmaya uğraşmaz, kabiliyetlerini dondururdu.”


:BGBE:
Çalışma hayatı, üretim, pazarlama başta olmak üzere, ticaret hayatında her meslekte, her konuda, ayrıca eğlence ve turizm sektöründe, spor ve sanat dünyasında, politikada, basında, hülâsa insan olan ve insanı ilgilendiren her yerde ve her olayda, fark yaratmak diye bir olgu vardır. İnsanlar fark yaratarak, öne çıkar, birbirlerini geçer, simge isim olurlar. Fark yaratmak şan ve şöhrete giden ana unsurlardan da biridir. Ben burada herkese faydalı olan fark yaratmalar üzerinde durmak istiyorum. Üretimde kalitesi ile marka olmuş bir çok firma vardır. Halk onlara sahip çıkar, onlar da kaliteyi bozmadıkları sürece itibarlarını sürdürürler ve kazançları sürekli artar, aksi halde rakip bir diğer firma, hemen öne geçer. Her konuda başarısı ile bazı şehirler de marka şehir olmuştur.Gaziantep de bunlardan biridir. Aslında Türkiyemizde bütün şehirler, ayrı ayrı bir çok güzelliğe sahiptir.Ve hepsinde kendine has bir çok özellik ve fark yaratmalar vardır. O şehrin ismi geçince akla hemen bir iki şey gelir. Örneğin, Antep denince önce Gâzilik, sonra, baklava, fıstık, kebaplar, köfteler, yemekler, bakır işleri, el sanatları, canlı ve atak sanayi ve son yıllarda futbolu akla gelir. İstanbul denince sanayi, turizm, boğaz, deniz, F.B, G.S. B.J.K, İzmir deyince sanayi, fuar, turizm, Antalya-Muğla denince turizm, Ankara denince başkent ve Devlet ve Hükümet merkezi, ve Türkiyenin 2.ci büyük şehri, Samsun denince kurtuluş savaşının başlangıcını simgeleyen, Atatürk’ün Bandırma vapuru ile İstanbul’dan gelerek karaya çıktığı yer, Bursa denince İskender kebabı, kestane şekeri,ve şeftâli, Diyarbakır denince karpuz, Adana denince kebaplar, pamuk, Şanlıurfa denince peygamberler şehri , kebapları, yağı, Kahramanmaraş denince Mado dondurması, Afyon denince kaymak, Kayseri denince pastırma, Malatya denince kayısı, Kars denince peynir,yağ, Trakya denince ayçiçeği, Ödemiş denince patates, Konya denince etli ekmek, tahıl, ve Mevlâna, Akşehir denince Nasreddin Hoca, Karadeniz denince, hamsi, fındık, pide ve Tranzonsporun futbolu, Gemlik-Ayvalık denince zeytin ve zeytinyağı, Tosya denince prinç akla gelir. Aslında bütün şehirlerimizin onur duyacağımız güzel özellikleri ve sayısız fark yarattığı özellikleri vardır.Karış karış her şehrimizi, kasaba ve köylerimizi dolaşmak imkânı olabilse de hepsini tespit edip yazabilsek ne büyük bir mutluluk ve faydalı bir tespit olurdu kimbilir..Her şehrimizin tabii güzelliği bir başkadır ve görülmeye değer güzelliklerle doludur, bunu görmeden de tahmin etmek mümkündür. “Sen ne güzel bulursun, gezsen Anadoluyu, dertlerden kurtulursun gezsen Anadoluyu” şarkısında olduğu gibi..
Çalışma hayatında, insanî ilişkilerde, hobilerin öne çıkmasında, birkaç dikkat çeken kabiliyetli özelliği ile fark yaratan insanlar,sıradan insanlara göre toplum içinde daha fazla hayranlık uyandırır, daha çok sevilir ve saygı görürler. “Mârîfetler iltifata ve taktire tâbi olmasaydı, değerinin karşılığını görmeseydi, kimse fark yaratmaya uğraşmaz, kabiliyetlerini dondururdu.”
Kibar, nâzik, centilmen, mütevâzi, şefkâtli, çalışkan yardımsever, mert, dürüst, akıllı, vefâlı, dost canlı,
sır saklayan, az ve yerinde konuşan, cömert insanlar ; kaba, hodbin, soğuk, kibirli, mağrur, megaloman, narsis, bencil, merhametsiz, tenbel, dedikoducu, patavatsız, cimri, nankör insanlara karşı fark yaratırlar ve daha çok sevilir sayılırlar ve onlara daha çok güven
duyulur. İrâdeli ve sabırlı olmak, nefsine hâkim olmak, sözünde durmak ve sevgi saygı içinde yaşam sürmek de fark yaratmakta önde gelen özellikler
ve güzelliklerdir, ve herkes bu özelliklerin faydasını bilir. Kendisi susan, sanatını konuşturan, kendini övmeyen eserinin güzelliği ile taktir gören sanatçılar öne çıkar, fark yaratır, daha çok sevilirler.Akla gelen her konuda fark yaratmak için, önce Allah vergisi bazı niğmetlerin ve özelliklerin kişide bulunması, ve buna ilâve olarak yine Allahın yardımı ile çalışmak, sürekli
okuyarak eğitimin tüm süzgeçlerinden geçerek, bilgi ve tecrübe sahibi olmak , araştırmak ve tüm insânî yüksek değerlere sahip olmak, meziyetleri artırmak ve korumak için gayret göstermek gerekir. Ve önce insan olmak gerekir. “Adam gibi adam” derler ya. Gerisi sonra gelir. Tüm dostluklar, arkadaşlıklar açısından iyi davranışlarla fark yaratmak ve fark etmek ile fark edilmek konusu her zaman gündemde olan bir konudur. Bizim için, iyilikte en farklı gördüğümüz kişiyi, en iyi dostumuz olarak seçmek isteriz. Fark yaratan insanlar, hep kendi işinde gücündedir. Boş vakitlerini faydalı uğraşılarla değerlendirir, kimseyle uğraşmaz, çekişmez, sözle sataşmaz, kavga etmez, adı tenkitçiye çıkmaz, dolayısiyle değerbilir olan herkes, onları sever ve saygı duyar. Fark yaratmayı beceremeyen, kıskanç ve yeteneği kıt bazı art niyetli olumsuz kişiler ise, rakip gördüğü, değerini anlamadığı veya çekemediği kişileri, oturduğu yerden ve köşesinden, küçük düşürücü davranış ve sözlerle karalamaya uğraşır, çirkin bir şekilde sataşır dururlar. Sürekli insan kırarlar. Dolayısıyla da kimse onları sevmez.
Fark yaratmanın önemli unsurlarından biri de, fark yaratan, donanımlı ve birikimli değerli insanları bulup keşfetmek ve onlara sahip çıkmak ve kazanmaktır (marifetin iltifata tâbi olduğunu unutmayarak). İltifat görmeyen marifetler, adres değiştirir.
Hepinize faydalı fark yaratmalar dilerim, değerli okuyucularım.










Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
İpler ve Halatlar
Telefon Konuşmaları Hakkında

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Üstat Şair Bekir Sıtkı Erdoğan"a Saygı Gecesinde Rüzgar Saatleri Şiiri ve Bestesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ben Seni Gözümde Çok Büyütmüşüm (Güfte Erol Güngör - 2 Defa Bestelenmiştir) [Şiir]
Acılar Acımaz İnsana [Şiir]
Sarışın Kadın - Beste: Erol Güngör - Söz: Cihat Adleyba [Şiir]
Ecel Görünmeden Gelip Bul Beni Güfte Erol Güngör - Beste Ruşen Yılmaz [Şiir]
Ne İşin Var İstanbul'da (Söz - Müzik Erol Güngör) [Şiir]
Aşk Bakışlım [Şiir]
Bir Şarkı Yazalım Beste Erol Güngör - Söz Neşe Güllü [Şiir]
Güzelim Çamlıcada (Beste Erol Güngör - Söz Miyaser Gülşen) [Şiir]
Sen Her Zaman Bir Şair Gibiydin Her Halinle [Şiir]
Canda Cansın İstanbul (Söz - Müzik: Erol Güngör) [Şiir]


Erol Güngör kimdir?

SSK emekli sigorta müfettişi, bestekar-şair yazar.

Etkilendiği Yazarlar:
Yahya Kemal Beyatlı,Orhan Veli Kanık


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Erol Güngör, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.