Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift |
|
||||||||||
|
Aile başka kimseyi tanımazmış, çok uzun zamandır yabancı değil insan görmemişler...... hayat yaşam için savaşmaktan başka çöl kumları ile, öbür türlü değilmiş.... Masal anlatmazlarmış büyükler, bilmezlermiş ne kadar geçmiş var veya ne kadar yaşadık, kim vardı bizden önce. Hayat durmuş aileyi izlermiş. Yaşam zormuş, ve ölümcül. Hata kabul etmezmiş. Kavgalar sebepsizmiş ama az kavga çıkarmış. Yazarın dediği gibi basitlik her şeymiş. İnsan oldukça yaşarmış, yettiğince. Devam mecburiyeti yokmuş ve kimse kollamazmış sonrakini. Kurallar katı, insanlar sertmiş. Böyle imiş hayat oyunu, zalim kurallı kara kaşlı bir siyah gelin, evlendiği gün dul kalan ve bu yüzden acımasız olan. Acımasız ve gaddar, bir ölüm eşliğinde izlermiş küçük yaratıkları...... İnsandan başka canlı da yokmuş, uzun zamandır yok. Belki eski masallarda anlatılırdı, ama kimsa hatırlamıyor. Büyükçe bir aile, objektife sığmayacak kadar. Ama hiç bir zaman yeterli değil. Yinede, eskilerden bir tek şey akıllarda kalmış, kalabalık basitliği yok eder, karmaşa ellerinde felaket yeniden gelir. Hiç mi insan yok tu vakt-i zamanında. Vardı ama hayattan daha gaddardı, dedi eskiden çok eskiden yaşlılar. Onlar hatırlardı uzak geçmişi, hayaller içinde insanın ihtişamını ve sefilliğini. Kendi krallarını yarattılar, tarih döngüsüdür dendi karşı çıkıldı, şimdi herkes mutlu herkes istediği şekilde. Bir zamanlar, Ah! o zamanları bir hatırlayabilsem. Yaşlandım artık, derlerki yaş kitap sayfası gibidir, kendini kaptırdınmı devam edersin sonuna dek bir çırpıda, bir de bakarsınki başa dönmek için geç artık.... hissediyorum, bütün benliğimde hissediyorum çok yaşadım ben. Babaannemi ve onun dedesini hatırlayacak yaştayım, bana sorsan yetmez ama hayat, o siyah gelinliğinin altından bir baktımı karşı çıkamazsın, söz dinletir. Bu aile ki son kalıntılarıdır insanlığın, asildir ve temizdir. İyilik bakidir demem ama kötülük basit kaldıkça yenilebilir. Babaannemin dedesinin bildiği masallar vardı o da benim gibi uzun yaşadı, anlatırdıki eskiden çok eskiden insanoğlunun içine şeytan girmiş, hayat dar gelmiş, ve siyah geline karşı çıkar olmuşlar. Nefret ve kan bürümüş gözlerini, unutmuşlar geride kalanları. Unutmuşlar masalları ve yeniden ve yine yeniden başlamışlar geçmişi yaşatmaya. İnsan yerini şeytana bırakmış ve büyük bir yokoluş varolmuş. Benim en fazla hatırladığım bu ve biliyorum devam etmiyecek bu anlattıklarım nesilden nesile. Biliyorum unutulacak bende unutulmaya yüz tutan masallar, ve yine yaşanacak belkide yaşanması gereken ve belkide son kez. Geldiği gibi karanlığa gömülecek bu yaratık, bu kahrolası akılsız insan denen soysuz. Ben göremem, torunum veya onun torunu göremez ama elbet biliyorum başaracak soyunu kurutmayı. Ve işte o zaman başlıyacak, sonsuzluk. ilk önce taş atacaklar birbirlerine ve ansızın yok olacaklar. Ve suçlu yinede insan olacak, bütün akılsızlığı ile.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muzaffer Can Ergin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |