İnsan bir küçük dünyadır. (Mibres Kosmos) -Demokritos |
|
||||||||||
|
Adam : Kelimeler kolay çıkmaz bazen biliyorsun . Her ayrılık sonrası böyle oluyor insan . İçimden komik şeyler yapmak geliyor aslında. Etrafımda bir öbek inssn , kahkahalarla yıkılmak istiyorum . Öyle ki gülmekten kasıklarıma ağrılar girmeli , popçular kadar şen şakrak olabilmeliyim örneğin . Son zamanlarda bir onlar var bu kadar neşeli olabilen ya da bana öyle geliyor . Olayın bakmak ve görmekle bir ilgisi olsa gerek . Bakılanların güzelliği bizimde güzelliğimiz ya da çirkinliğimiz değilmi ? Böyle söylememiş miydi şair ? “Güzellik gözlerdedir bakılanlarda değil.” Kız : Böyle konuşarak neyi çözümlemeye çalışıyorsun . olanların hiçbiri benim suçum değil ve sen kör gözlerinle bunu görmemekte israr ediyorsun . Gözlerin varsa güzeldir , anlamadığın bu . Oysa sen sımsıkı kapattığn gözlerinle , olmadık yargılara varıyor ,bilinmedik sonuçlar çıkarıyorsun . Sanki ben yokum , sanki onlar yok . Sadece sen varsın , ve dünya, evrenin bu zavallı gezegeni , senden özge kimseyi dinlemeye çalışmıyor . Anlasan , bir yerlerde bir yanlış var ve iki yanlıştan bir doğru çıkmıyor hiçbir zaman . Yetkili I : Burada bir girdi yapmam gerekiyor . İkinizin arasındaki olaylara karışmak istemem ama bir yetkili olarak duruma el koymak zorundayım . Bakmakta olduğunuz her neyse veya bir görmeme durumu söz konusuysa bunun bir şekilde belgelenmesi gerekiyor . Bu ülkede hiçbir şey havada kalmamalı . İnsanlarımızıntüm sorunlarına çözüm bulmak zorundayız . Siz isterseniz kabul etmeyin ama ilgili kurumların konuyla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattıklarını size bildirmek zorundayım . Adam : Bu hep senin suçun diyorsun . Ancak bununla ilgili bir yasa maddesi gösteremiyorsun bana . Cezası ağır bir suçun yasa maddelerince belirlenmemiş olması ürkütücü bir durum . Suçumun sabitliği belirlenene kadar sıçsuz kabul edilmek en doğal hakkım olsa gerek . Kız : Yanılıyorsun bence . Suçsuzluğunu kanıtlamak senin sorunun . Ben kendi hesabıma oldukça rahatım . Her şeyi düzeltmek için eliden geleni yaptım , direnen sendin . İlişkimizin toplumsal boyutunun irdelenmesi tamamen senin sorumluluğundaydı . Sen sorumluluğunu yerine getirmedin ve bu yüzden yetkililer duruma el koymak zorunda kaldı . Oysa herşeyi aramızda halledebilirdik . Sen beni sevebilir , bana ilgi gösterebilirdin . Ne bileyim gecenin bir vakti sigara içme bahanesiyle evimin önünde evimin önüne gelip penceremden beni görebilmek için bekleyebilirdin veya yolda yürürken ellerimi eline alıp alışılmadık şeyler söyleyebilirdin . Suçlusun . Yetkili II : Anlamadığınız şey kurumumuzun hassasiyeti . Danışmadan bazı işlere girdiğiniz için başınz belaya girecek . Bazı sertifikalarınızı elinizden almak zorunda kalabiliriz . Düşüncelerinizi birbirinize açmaktan kaçındığınız gibi bize açmaktan da kaçındıınız . Bir çuval inciri berbat ettiniz . Ülke ekonomisiyle oynadınız . Siz , evet , siz de suça iştirak ettiniz. Adam : Kim bu adam ya da adamlar ? Neden herşeye karışıyorlar , bizi nereden duyuyorlar ? Kız : Bilmiyorum , yetkili olduğunu söylüyor ama ne konuda yetkili olduğunu belirtmedi . Bence fazla üstüne durmayalım . Onlar yokmuş gibi davranalım . Hem bence sen konuyu dağıtmaya çalışıyorsun . Dağıtılımış bir konu içinde kendi rahatlığını sağlama amacı güdüyorsun . Anlatmak istediklerini anlatmamak için her yolu deniyorsun . Tükendiğimizin farkındasın ama bundan bile kaçıyorsun . Adam : Niye öyle diyorsunki ? Şurada bir problemi çözmeye çalışıyoruz , sen kalkmış neden bahsediyorsun . Konuyu dağıtmak isteseydim bunu gayet iyi yapabilirdim . Herşeyi birbirine karıştırıp sana kim olduğunu bile unutturabilirdim . Oturduğumuz şu masanın üstü kadar dağınık ve muğlak olabilirdi herşey. Düşün ki biz , sen ve ben yani , daha biz olmadan önce , sen ve bendik , sonralarıydı biz olamamız . 1+1’in 1 ettiği tek konumu , yani sevgiyi paylaşırken neden bunu bölmeye çalıştığımızı düşün . Yetkili III : Eğitim sistemimizde böyle bir kavram yok . Bir yetkili olarak girdi yapmak zorundayım . Böyle şeyler söyleyerek gelecek nesilleri tehlikeye atıyorsunuz . Güç bela öğrettiğimiz şeyleri de unutturacaksınız . Oysa biz ne çabalar sarf ettik . Siz de iki güzide gencimiz olarak bunu hak ediyorsunuz. Konunun ilmi açıklaması için bakınız ; iligili kurumun , ilgili yayınının 8712. sayfası. Adam : Ben diyorum ki birçok şey havada kalmış . Daha maddenin neyle ilgili olduğu bile belli değil . Boşa kürek çekiyormuşuz gibi geliyor bana . Sırf laf olsun diye konmuş bir maddeden yola çıkarak bir yere varamayız. Ortada iki kişi varken bir yetkiliye ya da bir kitaba halt etemek düşer . Baksana adamlar elele tutuşmayı bile bir takım kurallara bağlamışlar . Baş parmağın nereye yerleştirirleceğine neden karışıyor bu adamlar . Ne bileyim , ben belki elimi kafanın üstünde koyup dolaşmak istiyorum . Kız : Öyle deme ama bunlar uzun araştırmalardan sonra yazılmış şeyler . Bir bildikleri vardır mutlaka . Hem ne kötülüğü var söylediklerinin . Adam : Ne demek ne kötülüğü var ! Ben yaşarken nasıl olur da buna karışırlar . Tamam bazı şeylerin düzenlenmesi iyi güzel ama bu kadarı da fazla değil mi? Yazar : Hayır beyefendi değil ! Kitabın yazarı ve savunucusu olarak bu sahnede yer almak zorundayım . Biliyosunuz ki biz mükemmel bir toplum oluşturmak için uğraşıyoruz . Ahlaki ve örfi değerlerimizi en üst seviyede korunak zorundayız . Ulvi amaçlar peşinde koşan bizler için , siz gençlerin böyle şeyler söylemesi esef verici , hatta asap bozucu bir durum . Size söylüyorum , ey bu ülkenin genç insanları ! Statükoya uyunuz ! Büyüklerinizin sizi düşündüğünü , sizin için düşündüğünü , böylelikle düşünme külfetinden sizleri kurtardıklarını asla unutmayınız . Sizin için yazdığımız kitaplara , fallara , verdiğimiz cezlara uyunuz ! Göreceksiniz ki yaşamak , biz istediğimiz sürece , sizin için çok daha kolay olacaktır . Arz ederim . Yetkili I : Ediniz , sayın yazar , bu edilen araların hepsini bir araya toplayıp öyle arz ediniz ve bu utaanmaz gençlerin , bu kendinin bilmezlerin cezasını veriniz . Bu etkileyici konuşma karşısında saygıyla eğilmekten başka birşey gelmiyor elimden . Sonuna kadar arkanızda olduğumuzu bilmenizi isteriz . Adam : Bunlar gemiye azıya aldı . Biz iki kiş değil miydik ? Oturup burada biribirimizden bahsetmiyor muyduk ? Ayrılığımızın ardından yeniden birlikte olmaya çalışmıyor muyduk ? Ait olamdığımız bu mekanda , yine ait olmadığımız bu insanlar arasında ne işimiz var bizim ? Kız : Benim de kafam karıştı . Bu oynadığımız rol bana birşeyleri anımsatıyor . Sanki hatırlayamadığımız bir zamanda korku dolu bir oyunu izlemeye mahkum edilmişiz. Çıkmaya çalıştıkça batıyoruz . Battıkça çıkışımız güçleşiyor .Duyduğumuız seslerin anlamını yitirdiği zamanlardan biri bu . Tek başımıza kalma um uduyla gelmiştik buralara . Yetkililerin bizi burada da bulacağı hiç aklıma gelmemişti . Yetkisiz kalınası kalınası bir dünyada yaşama isteği sardı tüm benliğimi . Yetkili ve yetkilisiz sadece ikimizin baş başa kalabileceği bir yer yok mu acaba ? Oralara gitsek , birbirimize söcükler ısmarlasak , tüm dil ve etnolopji kurumları seferbere olsa , ilk defa bir işe yarasalar . İlgili yayınevleri tüm bu sözcükleri yayınlasa . Off..... Sevda üstüne tüm kitapları yaksak ve yeniden yazılsa herşey . Yetkili IV : O bizim işimiz küçük hanım . Yakılacak kitaplar arasında elbette sevdaya dair kitaplar da var . Kurallara uymayan sevdalar anlatılamaz . Bunu anlatamadık , çektiğimiz sıkıntının nedenlerinden biri de bu . Siz bize yakmamız gereken kitapların listesini bir vatandaş olarak bildirin yeterli . Kız: Çıldıracağım birazdan , biz ne desek , bu adamlar bir açıklama yapıyor . Ben açıklama istemiyorum ki , sadece içimden geçenleri yüksek sesle söylemiştim . Birşey yap ne olur , kurtar bizi bu kısırdöngüden . Adam : Söz konusu kısırdöngü beni aşmakta güzelim , döngüye dışardan müdahale söz konusu. Devlet işe el koymuş gibi görünüyor . Şu ışık yüzüme vurmasa şusoba bana eskileri hatırlatmasa ve geleceğin hep güzel şeylere gebe olacağı düşüncesi aklımdan çıkmasa , bizi kurtarabilrdim belki . Ancak bu ilgili yasanın çeşitli maddelerine aykırı olabilirdi . Sen şu işi araştırıken ben biraz kendi kendime durum muhakemesi yapsam , yazılan bazı şeylerden ilham labilirim , cin ve peri meselelerinden uzak , ilmi araştırmalara dayalı bir metin çıkarsam ortaya , işi kıvırabilirsem bu kouyala ilgili bir brifing hazırlarım sana . Kız : Yoruldum , daha seni , ...... Söylemek istediklerim vardı ya da ben öyle sanıyordum . Bunların bir kısmı sen ve ben , diğer bir kısmı ben , başka bir kısmı hava ve su üstüneydi . Sessizlik sağlamak üzere bir miktar suskunluk nile tasarlamıştım . Herşey yerli yerine oturacak , buradan sarmaş hatta dolaş bir şekilde çıkacaktık , sokaklarda aylak aylak dolaşacak , kendimizi kendimiz gibi hissedecektik . Ama araya yetkililer girdi , olayın adli mercilere aksettirilmesi an meselesi ve ben tüm yetkilileri makhkemeye vereceğim , kabul etmezlerse yüksek insani kuruluşlardan yardım talep edeceğim ve sevdiğim insablara son kez bakarak , büyük siyah bir arabaya bineceğim . Adam gözlerini açtı . Sersemlemiş hissediyordu kendisini , neydi tüm bu rüyanın anlamı , sevdiği kız neredeydi , keskin bir yalnızlık vardı odasında. Sevda sözcükleri aradı aklının köşelerinde , telefona uzandı , artık zamanı gelmişti . O meşhur konuşmayı yapmak gerekiyordu . Ayrılıklar da kavuşmanın bir parçası değil miydi , kavuşma zamanı gelmişti belki de . Ama gözleri kapanıyordu yine . Nikah Memuru : Yasaların bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı –koca ilan ediyorum . Adam : Böyle olacağını biliyordum , sonunda bir resmi kuruluş yaşamımıza çeki düzen verecekti . İlişkimizin havada kalmasından rahatzız olan toplum ve hükümet birlikleri bizi bu şekilde bağlayacaktı . Kız : Haklısın , bunun söylemeye dilim varmıyor ama haklısın . Bu kadar yetkilinin olduğu bir ülkede bizim de bir yetkilinin yetki alanına gireceğimizi bilmemiz gerekiyordu . Bağlanmamış bir sevginin sevgi olmadığını anlamalıydık . Ve şimdi biz resmi belgelerimizi cebimize koyarak bilinen yolculuğumuza gitmeliyiz. Durum değişikliğine alışmamız uzun sürmez , değil mi ? Adam : Değil desem ne değişir ki ? Tut ki değil dedim , bu yetkililerce kabul edilecek mi ? “Değil” demek değil mesele , mesele direnmek meselesiydi ve biz bunu yapamadık .Artık ne desek boş , “dostların karnı açtı kıydık menekşe parasına” . Ben hiç birşey demiyorum , gir koluma kanuni birlikteliğim ve bilinen yolculuğumuza çıkalım . Dündar BAYRAM
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © dündar bayram, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |