Değişim dışında hiçbir şey sürekli değildir. -Heraklitos |
|
||||||||||
|
Filizlerimi alaşağı eden bir sağanakla başladım güne. Ocak ayının soğuğu sobanın yalazını bastıracak nerdeyse. Kuşlara yem sunmayı savsaklamışım. Boş pencere önüne konup konup uçuyorlar. Bugün bana, aç gelen, yine aç dönüyor gerisin geri: Yeni ileti yok! Üşümemi bastırabilmek için sıcak anılara kaçmak, tutunmak istiyorum. Sıcak havaların üstünde sıcak kanatlarla uçtuğum yazın günleri... Sıcak yatağımızda uyumama inatlarımız... Sıcak soframızda gözgöze dalıp kalarak soğumaya unutulan yemek... Kaçmak-tutunmak istiyorum: Yeni ileti yok! Bana yazdıklarını-ona yazdıklarımı dönüp dönüp tekrardan okuyorum. Satıraralarına dek okuyorum. Tüm sözcükleri sıkboğaz ederek okuyorum. Dili aşan bir dil var karşımda şimdi. Bir anlamlar cümbüşü; başdöndürücülüğünden başım dönüyor... Yeni ileti yok! Bir şamar bu! Profosyonelce atılmış bir şamar bu! Önü-sonu düşünülmüş, iyicene hesaplı-kitaplı... Belki de, şeytanın başının altından çıkmış bir planın kurbanı oluyorum. Soğuk bir hastalığa yakalandım, üşüyor titriyorum. Üstelik, nevrozum da nüksetmiş. Olduğumdan daha deli olabilirim heran. Örneğin, kaybettiğim maskemin yerine yüzümü boyamaya başlayabilirim. Eski çaputlar-çerçöp ile, insan figürleri çatmaya kalkışabilirim. Kâlbimdeki ana arteri kapatabilirim trafiğe... Yeni ileti yok! Herkes gündelik yaşamın hay-huyunda, herkes işinde-gücünde; mutlular mutlu-mutsuzlar mutsuz. Ama yine de insan gibiler. Ben, insan gibi olamıyorum. Kimse görmüyor ama ben farkındayım ‘büyük son’un, o kıyametin gelip-çattığının. Fırınların önünde ekmekler kuyrukta beklemekte, fırın raflarında ise insanlar salkım-saçak. Belediye hoparlörleri sonuna kadar açık ampliden, Kur’an-ı Kerim yayınlamakta. Rafların dışında kalabilmiş tek-tük insancıklar, sese yakalandığı yerde çatlayarak yok-oluyorlar. Ha-bire can süpürüyor caddelerden çöpçüler. İnsanlık toz-duman içinde Yeni ileti yok! Bilinç-en-üst-durumda: “Aşkın Ömrü Üç Yıldır.” Üüüüüüf! Kaç üç yıl! Cehennemi aldatmaca revaçta hâlâ: Cinsellik başka, aşk başka... Ve ömrü üç yıl... Yeni ileti: Ömür uzun, aşk kısa... Başımı ve ellerimi kaldırıyorum göğe ve orada yazılanları son kez okuyorum: İhtiyarlık, gençlik şiirinden ardakalan boş sayfadır. Ömür uzun, aşk kısa. Duman yayılıyor, yükseliyor ve yutuyor herşeyi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nurol Banabak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |