Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Ben dahil, her öğrenci açılır has güller gibi, içimizden geldiğince konuşur, anlatırız. Öyle hoş anlar olur ki, çözümler ararız birlikte. Öylesine candan ve yürektendir ki o ders saatlerimiz; zilin çalması of ya! ne çabuk geçti! dedirtir her birimize. Böylesi derslerden birindeyiz. Evdeki anılarımızdan konuşuyoruz. Bir erkek öğrencim, derinden bir of! çekti. Hani bir türkü vardır: „Bir oh! çeksem karşıki dağlar yıkılır...“ diye. Bende o türküyü çağrıştırdı birden, bu ufacık, tazecik, yumuşacık, daha ikinci sınıfta olan yavrumun ohlayışı. Hepimizin gözleri ona dikildi merakla. Biri var ki kızlardan, pat diye konuşur. “ Ayni babam gibi ofladın Ahmet! “ dedi. Sözü ben aldım izin isteyerek, sordum. Sen de benim gibi dertlisin galiba?!. Anlat! bakalım dedim. Biraz çekimser kaldı, utanır gibi oldu. Baktı ki, herkes beklemede, arkadaşlarının ısrarları da devam ediyor,Aydın havası kısaca : “Yaaa! uyuyamıyorum! Kardeşime bakıyorum, mışıl mışıl uykuda. Ben uyuyamıyorum işte!.. „ „ Nedennn?“ „ Ondan esneyip duruyorsun! “ “ Televizyondan ayrılamadın tabi değil mi?” “ Film güzel miydi?” “ Çok mu yemek yemiştin? Akşamları tıka basa yemek, uykuyu kaçırırmış.“ „ Odan mı soğuktu? Dün gece çok kar yağdı. “ “ Kardeşin horluyor mu?” Neler sorulmadı ki daha… O sadece dinliyor ve ara sıra ohluyordu yine. Sabrı taştı sonunda, döküverdi ne varsa arka arkaya: “ Tam uyuyacağım, başlıyorlar. Kulaklarımı kapatıyorum, yorganın altına saklanıyorum, olmuyor. Duymak istemiyorum. Yatağımın içinde, onları duymamak için neler neler yapıyorum, bir bilseniz ögretmenim! Oyuncak ayı bebeğime sarılıyorum, onunla konuşuyorum, ne çare? Kardeşim altı aylık, küçücük daha… „ “Neler duyuyorsun güzelim?” dedim ve sonucu anlamaya çalıştım. Tahmin etmiştim ama, kendisinin söylemesini bekliyordum. Sınıfta çıt yok. Öğrenciler pür dikkat onun neden uyuyamadığını anlamak niyeti ile sesizce bekliyorlardı. “ Annem ile babam! Uyuyacağım anda başlıyorlar. Deliye dönüyorum. Çıkıp bağırmak geliyor içimden. Yeterrr! diye. Olmaz ki! Yapamam ki! Döverler diye de korkuyorum.” „Eviniz çok küçük olmalı, sesleri çabuk duyuyorsun. „ „ Öğretmenimmm! Duyulmayacak gibi degil ki! Karşılıklı bağırıp duruyorlar. Hep de geceleri kavga ediyorlar öğretmenim! Babam annemi, annem de babamı dövüyor. „ ---------------------------------------------------------------------------------------------- „Sabahleyin kalkamıyorum. Uyumak istiyorum. Okulda uykum geliyor.. Dersleri anlamıyorum. Derslerim iyi değil diye de kızıyorlar bana. „ Ne demeliydim? Düşündüm kaldım. Üç çocuk annesi olarak kendi geçmişime göz atmaya çalıştım. Zil çaldı o ara. Diğer canlarım, soru yağmuruna tutmasınlar diye yanımda kalmasını rica ettim, biraz daha dertleştik ikimiz. Ah! çocuklarımız ahhh! Ahhh! bizler ah!.. Anlarımız aydınlık olsun, sevgili dostlarım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Sükran Günay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |