..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Çeviri > Ayhan SELÇUK




2 Ocak 2002
Öyle Bir Gündü  
Ayhan SELÇUK
İnsanlar, öyküde geçtiği gibi öfke ve kinlerini unutup birbirlerini bağışlamayı, birbirlerine karşı saygı duymayı başarabildiği gün gerçek mutluğu yakalayabileceklerdir.


:CCDI:
Öyle Bir Gündü


Rudolf Otto Wiemer


Günün birinde –büyük babam böyle anlatıyordu ve özellikle güzel bir gün olmalıymış diye de ilave ediyordu– şosede bir adam gidiyordu. Bir komşusunu dava etmek için şehirdeki mahkemeye gitmek istiyordu. Kuşlar ötüyor, güneş parlıyordu, yalnız, adam –galiba ismi Maier’di, fakat büyük babam bunu tam olarak bilmiyordu- suratını asmıştı, çünkü öfkeli ve keyifsizdi. Yolda giderken defalarca yüksek sesle: “Onu dava edeceğim! Dava edeceğim!” diyordu. O sırada, bahsettiği kimseyle, komşusuyla karşılaştı.
Komşusu durdu ve: “Günaydın! Yolun ne tarafa?” diye seslendi. Maier başını kaşıdı. Bir süre düşündü. Daha sonra şaşkın şaşkın diğerine baktı ve: “Bu, bunu ben, ben, az önce unuttum” dedi, kekeleyerek.
“Öyle mi?” dedi komşusu, “Peki orada bari ne yapacağını biliyor musun?” “Bunu nasıl bilebilirim?” diye karşılık verdi Maier, “nereye gittiğimi unuttuysam!”
Bunda haklıydı. Ancak, komşusu soru sormaya devam ediyordu: “Geçenlerde yumruğunla beni tehdit etmenden ne haber?”
Maier omuzlarını silkti. Hayır, onu hiç de hatırlayamadı. Bunun üzerine ikisi de güldüler, el sıkıştılar ve kucaklaştılar. Öyle bir gündü.
O gün, daha çok şeyler oldu. Örneğin, öğretmen ceza ödevlerini vermeyi unuttu. Şayet o vermiş olsaydı, o zaman çocuklar onu yazmayı unutacaklardı. Zaten çocuklar taş atmayı ve birbirlerinin saçlarını yolmayı unuttular. Avcı tavşanı vurmayı unuttu. Tilki sevimli, küçük fareleri yemeyi unuttu. Hırsız çalmayı unuttu. Haydut tüccarı soymayı, kaçak avcı, ormancının evinin arkasındaki ormanı kundaklayacağını unuttu. Askerler savaşı unuttu; silahlarını atıp, evlerine gittiler. Bütün caddelerde gülen ve birbirini kucaklayan, küçük-büyük, fakir-zengin, siyah ve beyaz tenli insanlar görülüyordu.
İnsanlar, birbirleriyle daha hiç kucaklaşmadıklarını ve aslında birbirlerine kızgın olduklarını unutmuşlardı.
Garip, tuhaf bir gün. Güzel bir gün. Ne yazık ki, çok çabuk sona erdi. Zira ertesi gün Maier, ki hikaye onunla başlamıştı, ansızın nereye gideceğini ve orada kimi dava edeceğini tekrar hatırladı.
O zamandan bu yana da gülmüyor artık.
Ve öğretmen ceza ödevlerini veriyor. Çocuklar taş atıyor ve birbirlerinin saçlarını yoluyorlar. Avcı tavşanı vuruyor. Tilki sevimli, küçük fareleri yiyor. Hırsız çalıyor. Haydut kundaklıyor. Askerler savaşa gidiyor. Hiç kimse bir başkasını kucaklamıyor; hiçbir zengin bir fakiri, hiçbir beyaz bir siyahı. Çünkü hiç biri, biraz olsun unutamıyor.
Her halde, herkesin zihnindeki kötülükleri unuttuğu gün olmuş olmalı. Aksi halde büyük babam, bu hikayeyi anlatamazdı. Şurası muhakkak ki, büyük babam yaşadığı sürece, ki çok yaşadı, bu hikayeyi unutmadı. Fakat o genellikle hikayeyi şu sözlerle bitiriyordu: “Belki de unutmak, yalnız başına yeterli olmuyor. Galiba daha başka şeyler de olmalı. Bu “Başka”nın ne olduğunu söylemedi.



Çeviren: Ayhan SELÇUK








Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hasret [Şiir]
Kültürler Arası İletişimi Engelleyen Bazı Faktörler [İnceleme]


Ayhan SELÇUK kimdir?

Akademisyen


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ayhan SELÇUK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.