En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Kışın habercisi serin rüzgârlar esip, yağmurlar yağıp, güneş yüzünü artık daha az göstermeye başladığında içimde tarifini yapamadığım ve her seferinde boğazıma düğümlenen bir yalnızlık ve hüzün hissi beliriverir. Kış, daha ben doğarken ayrılıkla eşdeğer olmuştu benim için. Büyükannem, kışın yağmurlu bir sabahında beni doğururken annemin öldüğünü bana söylemiş, beş yaşındaki çocuk annesinin yokluğunu yüreğinin en derinlerinde bir yerde duyarken, anlamsız bir suçluluk hissiyle gözleri dolarak pencereden dışarıyı izlemeye koyulmuştu. Çocukken, büyükannemle yaşadığım evin penceresinin kenarına oturur, kışla beraber rengini yitirmeye başlayan doğayı izler, kuşların alelacele oradan oraya uçuşup cıvıldaşmalarını dinler, mavi gökyüzüne dolmaya başlayan gri bulutlara bakar ve artık, ayrılık vaktinin gelip çattığını anlardım. Evimizin çatısındaki bacaya yuva yapmış leylek ailesinin gökyüzünde helezonlar çizerek bana veda bile etmeden güneye kanat çırptıklarını gördüğümde gözlerim dolu dolu olur, ve içimi büsbütün kaplayan yalnızlığın verdiği sıkıntıyla yatağıma girip, ağlamaya başlardım. Yaz ortalarında bizi ziyarete gelen teyzelerim, halalarım hiç gitmesin, bu anlar hiç bitmesin diye dua ederdim; kuzenlerimle yaz boyu koşturur, oyunlar oynar, yaramazlık yapar, şeftali erik çalardık ve ne yazık ki, onlar kışa yakın gitme hazırlıkları yaparken son gece, birlikte uyuduğumuz yatakta onlara daha bir sıkı sarılır, kokularını daha bir içime hüzünle çekerdim. Onlar, arabalarına binip, nenem arkalarından su döker ve hep birden bize döner el sallarlarken ben gözlerimden dökülmeye başlayan damlalara engel olamazdım ve el sallarken, çocukça bir duyguyla Allah’a, benim için ayrılıkla eşdeğer olan kışı yarattığı için sitem ederdim. Kafeden çıkıp ıslak kaldırımda yürümeye başlıyorum, yağmurun yağmasıyla beraber caddeler onulmaz bir ıssızlığa bürünmüş; yalnızım, çocukken kendi içimde yarattığım ‘ben’ bile beni bu düşüncede boğulmaktan alıkoyamıyor. Artık, kışa, topaç çeviremediğim, bilyelerimi arkadaşlarıma gösteremediğim, top oynayamadığım, dondurma yiyemediğim ve bana ayrılığı anımsattığı, renksizliğiyle boğduğu için sitem ettiğim günler çok uzakta kaldı, lakin ıslak kaldırımları arşınlarken anlıyorum ki, bu kış yine hüsran, yine bana hüzün...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aziz DENiZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |