Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
Bir ruya ki orda hep şarkılar vardı... Amelie... En az onun kadar yalnız bir çocuk... Bir gülümseme, işte bu kadar içten, bu kadar seni çeken, bu kadar hüznü bir çift göze sığdırabilen... Farkında mıydı o zamanlar bu gülüşü maskesi olur zamanla, çantasında bir minik aynası, bir göz kalemi ve bir avuç neşesi... Dört mevsim gülen o masum, bu kadar çirkinin arasından sıyrılmak, sıyrılabilmek için, ve hala masum kalabilmek için gülümserken yitirdi içini. Yangınlarda her minik alev zerresiyle bir baştan kül oldu. Sonra küllerinden yeniden doğdu, ve yine cebinde maskesi... Bu bir oyun mu, kendine sorup dururken an-la-dı ve sustu aylarca. Ama ne bilgeliğinden, ne öfkesinden, ne de kırılganlığından. Sadece umudundan... Sustu... Sokakta oynadığı bir oyun sırasında düştüğünde evinin aksi yöne kaçtı; canı yanarken buna gereksiz sözlerin acısı da eklenmesin diye. Kollarındaki, bacaklarındaki her çiziğinin gününü hatırlar, yüreğindeki yaşları da... Bir sarılış bu kadar mı uzaktı, zordu? Zamanla onu da anladı... Beklentilerin tümünü karşılayabildi mi? Biri hariç hepsini belki de... Onun da beklentileri oldu, bunu önleyemedi bir türlü... İçine döndü... Önce bomboş sandı, korkusuyla attığı çığlık yaşamın en sessiziydi, onu rahatlatamadı. Sonra fark etti, yüreği ağlarken bile en sevdiği şarkıyı söyledi. Böyle uyuyakalmak çaresi oldu, ruyasında huzuru buldu... Ama güne uyanış hep “oldu”. Bir gün daha, bir ay daha, bir yıl daha, bir 10 yıl daha... Büyümekti bu, isterken uzak durduğu, ertelemeye çalıştığı. Tek bir gün yeniden duydu o hayatının en tatlısını, onu dizinde sallayarak uyuttuktan sonra koynuna alan annesinin kokusunun sindiği yastığını. Tekrar an-la-dı. ”Düzeltmek” için hala şansı var, (içiyle, o çocukla, kendiyle) geçen zaman ne götürürse götürsün onun “masumu”nu alamaz, kimi zaman zorlaşsa da gülümsemesi... Şimdi (hala ve hala yolun başında) 20 yaşında, ve kahkahaları, neşesi bilinir en çok... An-la-dı-ğı kadarını an-lat-ma-ya çabalasa, çok yorgun düşeceğini biliyor; hala uykusuna sığınıyor... O, mor menekşe. ...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Simay, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |