"Bir kitabın kaderi okuyanın zekasına bağlıdır." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
Merakla onu izlemeye devam ediyorum. Sanki beni fark etmis, hatta basından beri orada oldugumu biliyormus gibi oldugum yere dönüyor. “Ne oldu? Ne var?” diyor. Cevap veremiyorum. Benim kendime sordugum soruları bu kez o bana soruyor. “Hiç” diyorum. “Hic birsey olmadi.” Baska ne cevap verebilirdim ki zaten? Ortada bundan baska bir cevap yok. Gercekten. Ne var? ne oldu? Kendime tekrar soruyorum.. Dürüstce cevap vermem gerektigini parantez icinde belirterek. Aldıgım cevap, ona verdigimden pek farklı degil. Hiç.. Hicbirsey olmadi.. Kendi kendime konustugumu hissediyorum o sırada.. Ben bunun farkına varır varmaz mırıltılarım jiletle kesilmis gibi duruyor. Dagılıyor. Jilet… Derini jiletle kestiginde de dagılır ya kan hani.. Aynen onun gibi.. kelimeler.. Kan… Benziyorlar aslında. Kız beni yanına çagırıyor. Aramızda onca mesafe olmasına ragmen ses icimden geliyormus gibi yakin.. Hatta biraz eko yapıyor, fark ediyorum.. Ama caktırmıyorum.. Neyime lazim birde şizofren damgası yemek… Içimde yankilanan ses bir daha bana sesleniyor.. Geldim manasında kafamı sallıyorum.. Geldim.. Kız sabırsızca ayaklarını sallıyor.. Bunu bende yapardım.. Hatta hala yapıyorum.. Özellikle sınav önceleri.. Stresliyken.. Kızın yanına vardıgımda bana oturmamı isaret ediyor.. Oturuyorum.. “Sana birsey anlatacagım” diyor.. Onayımı aldıgında anlatmaya baslıyor… “Birini sevmistim ben.. Hemde cok.. Uzun süre.. Durmadan.. Delice.. Herseyimi vermistim o kisiye. Sevgimi, nefretimi, tutkumu, şehvetimi, mutlulugumu, hüznümü.. Kısacası tüm duygularımı. O benim ikinci ruhum olmustu. Sıgınagım.. Aslında tam sıgınak demek dogru olmaz. Bilemiyorum.. O, sanki bendim. Onda kendimden kesitler görüyordum. Gercekten öyle kesitler var mıydı bilmiyorum. Sadece görüyordum.. Dedim ya, o benim herseyimdi. Tüm hayatım onun üzerine kurulmustu. Bir ara beni bırakıp gitti uzaklara. Her ne kadar bana inanmasada, ben o süre icinde hep onu düsündüm. Bedenen uzagında olsamda ruhen hep yanındaydım. Istedigi herseyi yapmak istedim. Ama kimi zaman korkum, kimi zaman baska nedenler, ne oldugunu bilmiyorum, bunları yapmama engel oldu. Ona olan sevgimi her dakika dile getirdim. Pişman mıyım? Hayir. Simdi olsa yine aynısını yaparım.. Herseyi paylastım onla.. O bana pek fazla sey anlatmazdı. Isterdim.. Ama anlatmazdı nedense.. Fazla utangactı sanırım.. Üzülürdüm kimi zaman... Paranoyaklasırdım.. Beni sevmedigini dusunurdum.. Ama o zamanda, sevmese benle olmazdı, diyerek kendimi teselli ederdim.. Evet.. Beni severdi o.. hep buna inandım.. Ve sanırım dogru seye inandim..” Kizin sesi birden bire kesildi.. Gözlerimi, diktigim yerden alarak ona cevirdim. Bana bakıyordu.. O anda garip birsey hissettim. Bana, beni ve “o” nu anlatiyordu benim agzimdan.. Ses, ben esnedigim icin kesilmisti.. Kendimle konusuyor, kendime “bizi” anlatiyordum.. Sustum.. Yaptıgım paranoyaların anlamsızlıgını anladım… Bana en yakın yastıgı kucakladım.. Masanın üstünde hala yanıp sönmekte olan telefona elimi uzatıp “alo” dedim.. Telefondaki ses, "Benim" diye karsılık verdi.. "Seni özledim de"...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © astrid, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |