Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
- Senin için - Benim için mi?, - Senin için Zeynep, her şey senin için, başına gelen her iyi ve kötü olay hep senin için. Hayal dünyasında başı boş dolaştığını düşündü. Ses tekrar konuşmaya başladı: - Bu senin ilk hayatın mı Zeynep? - Ne demek istiyorsun? - Doğumundan öncesini hatırlıyor musun? - Doğmadan önce ben yoktum ama! - Herkes gibi sende vardın Zeynep, nasıl şimdi buradaysan, o zaman da başka bir yerde başka biri olarak yaşıyordun. Öldün tekrar doğdun. Bütün vücudunu bir ürperti sardı. Bu kim ve ben ne yapıyorum diye geçiriyordu ki içinden, ses cevap verdi: - Adım Taron, ruhların efendisinin sadık bir hizmetkarı. Uzaktan gelen giderek yükselen annesinin sesini duymaya başladı: - Zeyneeeeeep, hadi kalk ama !!! geç kalıyorsun. Saat 8:00’ e 5 vardı. Yatağından fırlayarak aceleyle üzerini giydi aklında tek bir soruyla “Bu neydi?”. Servis 10 dakika geç geldi. Şimdiye kadar hiç şaşmamıştı ! Herkes uyuyordu yine. Ses çıkartmamaya çalışarak usulca yerine oturdu. Acaba rüya görüyorlar mıydı? Gözlerini kapadı. Bunu birazda ürkerek yaptı. Dışarıdan gürültüler geliyordu. Hala serviste olduğunu farketti. Trafik tamamen durmuş, insanlar arabalarından inmiş kazanın başında meraklı gözlerle ne olduğuna bakıyor, birileri de yolda cansız yatan 65-70 yaşlarında yaşlı bir kadına çaresizce yardım etmeye çalışıyordu. Uğultunun arasından bir ses sıyrılarak kulaklarına fısıldadı: - Üzülme, sadece bedeni öldü onun, zaten fazla yaşadı bu hayatı. Şaşkın bakışlarla çevresini gözden geçirirken dikiz aynasından bir an için şöför Ahmet efendinin kendisine gülümsediğini zannetti. Çaresizliğe esir bir hırçınlıkla: - Taron musun nesin, istemiyoruuuuuum, rahat bıraaaaak, beniiiii ! diye haykırdı. Ahmet efendi Zeynep’in üzerine hafifçe eğilmiş, yüzündeki tebessümle, istemsizce titreyen omzundan yavaşça sarsıyordu. - Zeynep hanım geldik, bütün herkes indi, uyanın artık. O yaşlı kadın kimdi ? Niye fazla yaşamıştı ? Kendini sarstı bir an için, sadece bir rüya !
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Engin Erciyes, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |