Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
E L E Ş T İ R İ L E R "İlginç buluşları var. Kısa boyutlu denemeler içinde duygu ve düşüncelerini rahatlıkla billurlaştırmaya özen gösteriyor..." Şiir Defteri Dergisi, Ağustos 1991, İstanbul "Az dizeli şiir çalışmaları içine büyük bir duygu ve düşünce yoğunluğu yükleyen bir şair." Şiir Defteri Dergisi, Şubat 1992, İstanbul "...Yaşantısında olduğu gibi, şiirlerinde de kaba iddialardan arınmış. Haz veren yapısı ile ruhlarda taht kurmuş bir abide... İstemeden ve zorlamadan övdüren, kendiliğinden sevdiren bir lirizm..." Yaşar KARAMAĞRALI Ana Dergisi, Haziran 1992, İstanbul “...Çok iyi bidiği Türkçe ile bazen garip, bazen alaycı mısralar yakalıyor. Halk şairlerimiz gibi Türkçenin ses güzelliğini kullanıyor. Bazen kafiyelerden yararlanıyor. Bazen hece tutturuyor. Şöyle bir düşünce hâkim oluyor okuyucuda: Çok kolay yazmış. Aslında, kolay gözüken bu şiir en zor şiirdir. Bir kelimeyi çek bakalım şiir ne olur.” Hasan ŞAHMARANOĞLU Kent Gazetesi, 2 Ekim 1992, Kilis "...Şiirlerindeki içtenlik, sâdelik ve özellikle özgünlük dolayısıyle kendisinden varlığından kuşku duymadığım şiir yeteneği ister istemez onu layık olduğu üne kavuşturacaktır." Reşit M. ERTÜZÜN Kuzeysu Dergisi, Kasım 1992, Samsun "...İnsanı şaşırtmak ve sarsmak isteyen incelikli tepkiler içeriyor bir çoğu." 1 Şubat 1993, İstanbul Kemal ÖZER "...Bülent Özcan'ın sadece 'Gül Yüzlü Sabahlara' adlı şiiri bile yeter belki, O'nu çağdaş şairler kervanına katmaya..." Fırat DELİSU Kuzeysu Dergisi, Şubat 1993, Samsun HALK OĞUL SANAT OĞUL Yitip giden sevdaları Arar mısın bulur musun Bir lokma ekmek için İbadet eder gibi çalışan Gecesi gündüzüne Gerçeği düşüne karışan Halkımın oğlu Bülent Benim de oğlum olur musun 23 Eylül 1993, Ankara ALİ YÜCE “Şiiri tanıyan, kelimeyi kurmasını, mısra’yı yoğurmasını bilen biri. O’na kimse şiiri öğretmeye kalkışamaz.” 1 Mayıs 1994, Elazığ R. Mithat YILMAZ “Bülent Özcan’ı şuna veya buna benzetmek doğru olmaz. Her gülün, her çiçeğin kendine özgü kokusu, rengi, yaprağı ve mevsimi vardır. Bülent Özcan da mevsiminden erken açan güle benzer. Her şeyden önce sevmeyi sevilmeyi bilen, insancıl tutkusunun yanında, içindekini çekinmeden dışa vurabilen bir şair.” Ahmet AYAZ Hedef Gazetesi, 5 Mayıs 1994, Gaziantep “En Güzel Ben Ölürüm”ü okurken yoğun bir duygu seline kapıldım. Çok eskilerimi yeniden yaşadım. Duygular sözcüklerle bu denli mi güzel iletilir, anlatılır, yazılır… Eğer Bülent Özcan’ı şiirlerinden önce tanımamış olsaydım, bu denli genç olduğuna ihtimal vermezdim.” 20 Temmuz 1994, Gaziantep Necati Çetin DEMİRALP “O düşleri zamana, zamanı şiire kuran biri, iklimini yitirmiş bir serçe, esmer gecelere sığınan sesini yitirmiş bir şehir, sevgilisiyle gözleriyle anlaşan, içinde aşk olmayan içeriksizaşklara karşı çıkan, dudakları kan-kiraz sevgililer düşleyen, insane bir yalnızlıktır diyen, EN GÜZEL BEN ÖLÜRÜM iddiasında olan, şiir için, şiirlere yaşayan bir şiirkolik…” Şahin TAŞ Yeni Gazete, 18 Ağustos 1994 “…Çok yönlü içerik ve biçim arayışlarına yer veriyor. Yaşamı dolu dolu algıladığı için hem sevgiyi hem de sövgüyü bir arada yaşatıyor. Bu O’nun halkla omuz omuza olduğunu gösteriyor. Kimi zaman varlıkların öte yüzlerini irdeliyor. Birtakım bilinçli sorularla temelde insanın ve evrenin gizli yanlarını sergilemeye çalışıyor. Varlığın çelişkilerini ve diyalektiğini öne çıkarmak üzere yer yer tersimlemelere (paradokslara) başvuruyor. Ayrıca, tasavvufa, aşka, sevgiye, umuda ve yaşama sevincine büyük ağırlık veriyor. İnsanın o derin iç yalnızlığını ustaca yansıtıyor. İmgeleri de dille tam kaynaşmış durumda.” 5 Eylül 1994, Ankara Mehmet AYDIN “Şiir, yaratıcı Tanrısal bir güç ona göre...” 23 Eylül 1994, NewJersey USA Seyfettin BAŞCILLAR “Bülent Özcan her konuyu rahatça şiirleştirebilen, duygusal olduğu kadar gerçekçi, bireyci olduğu kadar toplumcu ve kavgacı olduğu kadar da uzlaşmacı olabilen bir dil ustasıdır.” Yılmaz AYBAR Ana Dergisi, Eylül 1994, İstanbul “Bakınca sanatının zirvelerine aşağıdan Şapkalarımız düşecek şaşkınlıktan Dilerim hâlâ sanata saygılı bir avuç insan kalır da, Bülent Özcan'ın ününü besler... Hak edilmiş ünü toplumu etkiler.” Eylül 1994, Gaziantep Uğur DURU (Yazar-Yapımcı-Yönetmen) “Ben O Zamanlar Genç Bir Şairdim' bana 'Elsa'nın Gözleri'ni hatırlattı, ama ondan daha güzel.” 15 Ekim 1994, Blomington USA İlhan BAŞGÖZ “...'En Güzel Ben Ölürüm'de gönül okşayan şiirler de var, yürek burkan şiirler de. Bir çoğu keskin bir zekânın ışıltıları; bir çoğu da derinden duyan, yaşayan, seven bir ruhun şakıması gibi... Neşeyle hüznün, iyimserlikle umarsızlığın böyle sarmaş dolaş olduğu pek az kitap biliyorum.” 28 Aralık 1994, New York USA Talât Sait HALMAN “Hepsi de pırlanta gibi...” 14 Ekim 1994, Ankara Coşkun ERTEPINAR “...`humor`la süslü aydınlık ve umut veren şiirler...” 14 Ekim 1994, Ankara Şinasi ÖZDENOĞLU “İnce bir zekânın ürünü olan ironiye bolca rastlanıyor şiirlerinde. Sevgiyi görüyorum yüreğinde.” 27 Ekim 1994, Ankara Tamer K. BİLGİN "...Bana öyle geliyor ki, ilerde adından çok söz edilecek." 28 Temmuz 1994, Gaziantep Şemsettin MURAT “ ‘Günümüzde yaşı genç, kalemi güçlü bir şairimiz kimdir? ’ diye sorsalar, yanıtım Bülent Özcan olurdu... Şiire başlamanın, şiir yazmanın nasıl ki yaşı yoksa, güçlü şiir yazmanın da yaşı olmadığını söylediğimde Bülent Özcan’ın “En Güzel Ben Ölürüm”ünü okuyanlarınız bana hak vereceklerdir. Yıllar önce bu genç şairimizin şiirlerine çeşitli gazete ve dergilerde rastladığımda ‘işte gerçek bir şair yetişiyor’ dediğimde yanılmadığımı bugün daha iyi anlıyorum.” Meral MAVİNİL Mavi Nil Kültür Sanat Bülteni, Mart 1995, İstanbul “...Bülent, kendi deyimiyle 'Gaziantep'e sevda şehri adını takan ozan'. Yoksul, kavruk, mahzun, ama kalbi sadeceTürkiye'nin değil dünyanın her yerinde çarpan bir Orta Anadolu çocuğu...” Ataol BEHRAMOĞLU Cumhuriyet Gazetesi, 29 Nisan 1995 “ ‘En Güzel Ben Ölürüm’ adını verdiği kitabında şiiri sonsuzluğa açılan bir kapı olarak değerlendiren şair, üstü kapalı olarak “en güzel şiiri ben yazarım” iddiasını da gündeme getiriyor olabilir. Ölüm de sonsuzluğa açılan kapının binbir adından binbirincisi değil midir? Bülent Özcan, kâh Yunus gibi, kâh Pir Sultan gibi, kâh Enver Gökçe gibi, kâh OrhanVeli gibi yazıyor. Şiir yazıyor ama, yazarken de arıyor kendi ‘ölümünü’. Ölüm, Özcan’a göre, ‘üç noktadır’. Üç nokta ise çok şey anlatır. Bu çocuk bir ölürse gerçekten güzel ölecek... O ölecek büyük bir şair gelecek...” Yaşar İLİKSİZ Matbûat Dergisi, Eylül 1995, İstanbul “Bülent Özcan, gönlünü şiire kaptırmış bir şair. Şiir soluyor, şiir yaşıyor, şiir yazıyor. Coşkulu duygularını zaman zaman hırçınlaşan söylemiyle, zaman zaman uysalca dizelerle aktaran Bülent Özcan, zekâ ürünü şiirleriyle, has bir şiir emekçisi olduğunu kanıtlıyor.” Öner YAĞCI Kitap Gazetesi, Eylül/Ekim 1996, İstanbul “Bülent Özcan’ın “En Güzel Ben Ölürüm” adlı şiir kitabını okuduğumda, ‘en güzel ölen değil’, ‘en güzel yaşayan’ şair olarak selamladım Bülent’i.. Çünkü O, ölümden söz etse de, yaşamdan yana estiriyor rüzgârlarını, bunu yaparken de şiirle yatıp şiirle kalkıyor ve şiirle doyunuyor.” Ruşen HAKKI Özgür Kocaeli Gazetesi, 18 Kasım 1996 “...Coşku ve düşüncenin harmanlandığı bir yerde duruyor Özcan, ama O’nun çoşkusu kararsız bir enerjiyi içermiyor. Şairliğiyle buluşan, sevişen, umut dolu bir coşku bu, çünkü onun şiirleri “Hayatın ensesine geçiriyor dişlerini”... Bülent Özcan, bir varoluş durumu ve pratiği olarak algılıyor şiiri... Şiirleri çok çağrışımcılğın serasını yaratıyor insanda... Şiddet ve kırımın, zulmün, çürüme ve kokuşmanın karşısında insana yaraşan kavgalarla birlikte... Sürekli yazıyor ozan, çünkü Özcan’da yazma eylemi yaşama nedeninin de göstergesi. Ölünecekse bile ‘en güzel ölünmeli’ diyor ozan.” M. İrfan BENLİ Kocaeli Yenigün Gazetesi, 20-26 Kasım 1996 “Büyük şehrin edebiyat mafyasının cenderesine düşmemiş, taşrada ölümsüzlüğü arayan genç bir şair Bülent Özcan. Şiirinde kâh Orhan Veli’yi, kâh Yunus Emre’yi, kâh Anadolu ozanlarını yanı sıra, Neruda’yı da yaşıyorsunuz. Aşkı, acıyı, sonsuzluğu, koyu hüznü, solmayan gül’ü; sevgiliyi, ` En Güzel Ben Ölürüm`de arayan Özcan’ın görebildiğimiz en güçlü yanlarından biri de belki de “günümüzün Nefî’si olmasıdır. ‘Belki de’ fazla oldu. Kelimenin tam anlamıyla Nefî.” Cuma Dergisi 15-21 Kasım 1996, İstanbul "Türkülerle, manilerle, şiirle dolu bir yapıt "En Güzel Ben Ölürüm". Dizeler arasındaki armoni bir müziğü çağrıştırıyor sanki. Sözcükleri yaşam sofrasına kendi dizmiş de, aramasına gerek yok gibi çekip alıyor ve uyak düşüyor.. Dizelerdeki rahat söylem biçimi söyleyenden "özneden" kaynaklanıyor aslında. Böylesine dizelerin kolay yazılamayacağını biliyorum ve kutluyorum Bülent ÖZCAN'ı. Ustalaşmanın zamana koşut bir olay olduğunu bilen, "şiir için yaşamaktayım" diyen bir şairin "ölüm şimdi benden çok çok uzakta" demesi de doğaldır. Söz eskimez, yüzlerce yıl sonra alıcısını bulur. Ölümsüzlük de budur. Bu bağlamda da kutluyorum Bülent ÖZCAN'ı." Bülent GÜLDAL 25 Şubat 1997, Edremit "Bülent Özcan, yaşamın türküsünü söyleyen bir şair; insanı düşünmeye, ümit etmeye, kendi kendinin sahibi olmaya davet ediyor, rahat bir kurguyla, rahat bir söylemle anlatıyor anlatacaklarını. 'Tanrı öldü / Allah rahmet eylesin' söylemindeki ironi ve rahatlık cilt cilt kitapların okunduğunu duyumsatıyor bu konuda." Bülent GÜLDAL Kıyı Kültür Sanat Dergisi; Sayı 143; Şubat 1998 “...Bütün şiirlerinde ona has bir büyü ve albeni var. Rengi, tadı ve tınısı çok çok özel ve ona özgü olağanüstülüklerle süslü. O güzelim incir ağacından bal damlatan, benim şiirimi elinden tutup, acıların gölgesindeki akrabası darağacını sorgulamaya götüren hassaslığı, bilgeliği ve başkaldırıyı yüreğimle kucaklıyorum.” Bilsen BAŞARAN Köşe Taşı Dergisi, Kasım/Aralık 1998, Londra "...Şiirle müziğin yan yana olduğu, son derece özgün bir şiirdir Bülent Özcan şiiri. Felsefeye açar kapılarını, ince bir matematiği, çok renkli bir metafiziği vardır. O’nun şiirlerindeki gizemli işçilik neredeyse bir elmastaki kusursuz estetiğe dönüşür." Ali ZÜLFİKAR, Özgür Politika Gazetesi, 26-Ekim 2002 Cumartesi, Almanya
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BÜLENT ÖZCAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |