Müzik söylenemeyeni, ama sessiz de kalınamayanı anlatıyor. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Evimizin küçük de bir bahçesi vardı. Büyük ağaçlar yoktu ama ağaçları seven annem küçük fidanlar dikmişti. Bize de pazardan aldığımız meyvelerin çekirdeklerini bahçeye attırırdı. O çekirdeklerin büyüyüp ağaç olacaklarını ve bize meyve vereceğini söylerdi. Annemin söylediği ne kadar doğruydu bilemiyorum ama kimin diktiği belli olmayan bir erik fidanı büyümeye başlamıştı. Ve bütün kuşların sevdiği, üzerine yuva yaptığı ve meyvelerinden yararlandığı büyük bir ağaç oldu. Bizim gibi kuşlar da O’nu çok sevmişti. Ağaç, evin salon penceresinin açıldığı arka bahçedeydi. Meyveler büyümeye başladığı andan itibaren pencerenin önüne ayakkabı koyardık. Annem babam evden çıktıklarında hemen pencereye koşup ayakkabıları giyip erik ağacına koşar, yeni büyümeye başlamış erikleri afiyetle mideye indirirdik. Annem büyüsün de öyle yeyin derdi ama biz, mümkün değil dayanamazdık. Bahçedeki ağaçlardan en çok O’nu sever en çok da onu sulardık. Kim bilir belki O da mutluydu ki halinden, bizlere tadı güzel erikler verirdi. Ama bu sene ne evimiz ne de erik ağacımız vardı. Evimizin bulunduğu arsadan yol geçecek diye evimizi yıktılar, ardından da bahçedeki ağaçlarımızı ve çok sevdiğimiz erik ağacımızı kestiler.Zaten kesileceğini anladı mı ne, bu sene hiç erik vermedi bizlere. Ağacın dallarından eksik olmayan kuşlar uğramaz oldu artık. Evimizin ise çatısından akan yağmur yerine gözyaşlarımız, duvarlarındaki çatlaklıklar ise gülümseyen dudaklarımızın iziydi. Şimdi evimiz taş toprak yığını. İçindeki hatıralar ise yapılan yolun altında kaldı. Kendime kızıyorum neden evimizin ve bahçemizin değerini bilemedik diye. Bunun da tek açıklaması var galiba; bizler elimizdekilerin değerini ve onlarla mutlu olmamamız gerektiğini bilemiyoruz. Ve kıymet bilmezliğimiz bu şekilde devam ettiği sürece de mutsuz olmaya mahkumuz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gül Yıldız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |