zamanın hükmünü yitirdiği bir an..
mekan - zamandan farksız.....
masa olabildiğine eski
bardak , alışılageldiği üzre , ince belli..
sigaramı rüzgarla
çayımı dudaklarınla bölüşüyorum....
hüznüm , denize yiten kum zerrelerinde ,
birkaç martıyla , gülüşüyorum..............
.
.
.
anlık yokluklarının hasretinden ,
vuslatına tüneller kazıyorum
ve gözbebeklerinden ışıklar yontuyorum
tünellerimin zifiri dehlizlerine....
yokluğunda yitik...kör yarasalara dönüşüyorum....
.
.
.
sesin , kokun , siluetin
hangisi değse tenime ,
hep gündüz günlere
hep bahar iklimlere göç ediyorum..
yüreğim bedenimden firar
ben onun peşinden gidiyorum..
ve sensizliğin her adımında
yüksek tepelerden düşüyorum...........
.
.
.
ya Sen ' den bahseden şarkılar çalıyor
ya da Sen notalara bölünüyorsun
tam Sana şiirler yazıyorken
Sen şiirlere bürünüyorsun.....
gözlerinin yoksunluğundaki karanlıklarda
bir yanıp bir kararan sokak lambalarıyla sönüşüyorum.
hasretin har , vuslatın kar ' ken caneşim
ya Sana yanıyor , ya Sana üşüyorum......
.
.
.
........................... KeMaNcI