|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
12 Kasım 2003
Dağılın! Kamusal Alan Geliyor
crouching
Yakında türbanlılara haram olacak Türkiye. Peki ya sonra… Onlar, hangi haramı tercih edecekler? Başörtüsünü çıkarmayı mı yoksa başörtülü olarak Türkiye’de yaşamayı mı? |
|
Kamusal alan, olabildiğince gürültülü ve yıkıcı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. Aziz vatanın tüm kaleleri yakında kurtarılacak türbanlıların istilasından!... Yakında türbanlılara haram olacak Türkiye. Peki ya sonra… Onlar, hangi haramı tercih edecekler? Başörtüsünü çıkarmayı mı yoksa başörtülü olarak Türkiye’de yaşamayı mı?
Başörtüsünü simge olarak kullanmak. Neyin işareti ki bu örtü? Bir kadının inancından başka bir şeyi hatırlatmıyor. Ben mi fazla iyi niyetliyim yoksa bu türbanlılar mı art niyetli. Komşumuz Güler Teyze, laik düzenin en büyük düşmanı mı? Peki ya türbanı yüzünden perukla tıp fakültesine devam eden komşu kızı Deniz, bir militan mı? Daha kötüsü annem! Yıllarca annem bildiğim kadın yoksa İran ajanı mı?
Sorunun asıl kaynağı samimiyet. Bu doğru. Ama samimi davranmayanlar başörtülüler değil. Asıl samimiyet yoksunları, inançları gereği örtünenlerin örtüsünün altında başka bir neden aramak. Herkesi kendileri gibi görüyorlar. Kendilerinin her tavrı simgesel olduğu için her hareketi, her tavrı öyle görüyorlar.
Okullarda başladı laik düzeni kurtarma savaşı. Önce doğdukları ve vatandaşı oldukları ülkede eğitim görme hakları alındı ellerinden. Sonra da siz bu ülkeye hizmet etmeye “laik” değilsiniz diye memuriyetlerine son verildi. Ama oğullarının ülkeleri uğruna ölmeleri hakkı saklı tutuldu. (bknz. Şehit Cenazeleri) Çok merak ediyorum, şehit askerin annesine madalya takan kamu görevlileri neler hissettiler. “Ne yapalım? Emir demiri keser!”diye düşünmüşlerdir. Ya da “Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım.” Bazı sağlık kurumlarında, kahraman sağlık görevlileri de türbanlı hastaları tedavi etmeme cesaretini gösterdi. Fakat “türbanlı medya” tarafından şiddetle eleştirildiler. Devlet de yalnız bırakınca; çaresiz kabuklarına çekildiler. Ama gösterdikleri sadakat ve kahramanlık, laik tarihimize altın harflerle kazınacak türden… Korkmayın, bu ülke sizin gibiler sayesinde bugünlere geldi. Yaptıklarınız unutulmayacaktır.
Adım adım silinecek türban bu ülkeden. Gereken yalnızca cesaret. Ben yetkililerin ve etkililerin bünyelerinde yeterli miktarda cesaret tohumu olduğunu düşünüyorum. Ama henüz büyümediği için en cesur adımı atmaya korkuyorlar. Ben eminim ki bu düşünce beyinlerinin bir köşesinde bekliyor. En uygun an geldiğinde uygulamaya konacaktır. Nedir bu düşünce aklınıza gelmiyor mu? Durun ben söyleyeyim. Biliyorsunuz bu ülkede camiler devletin bir kurumu olan Diyanet’in kontrolünde. Dolayısıyla tüm camiler kamusal alan. Bu durumda başörtülülerin camilere ve diyanetin kontrolündeki diğer binalara da alınmaması gerekiyor. Umarım yetkililer, en kısa zamanda bu cesur adımı da atarak laik düzenin temellerini iyice sağlamlaştırırlar.
Bazıları samimi Müslümanlarla sorunu olmadığını söylüyor. Ve burada doğru bir noktayı bir ucundan tutuyorlar. Evet sorun samimiyettir. Samimi olalım lütfen…
:: Elmalarla Armutlari karistirmayalim |
Gönderen: G / Almanya
|
9 Aralık 2003 |
|
| Sikmabas konusu sancili bir konu.. ama sizin baktiginiz gozlukde dogru degil malasef..
Turkiye, cumhuriyet devrimi ile aydinlanmayi yasamis yeryuzundeki tek müslüman ulkedir. Avrupa'nin Rönesans ile yasadiklarini Türkiye cumhuriyet devrimleri ile yasamistir. Malesef halkimiz genel olarak belli bir egitim düzeyini yakalayamadigi icin(halk kitleleri ortalamasi ilkokul 4) yaptigi secimlerde o derecedir gunumuzde.. ve Turkiye'nin hala sikmabas sorunu olmasi egitimin kitlelere yayilamamasindan kaynaklanmaktadir aslinda..
Arkadaslar lutfen, mahkeme solanlarimiz, yuce meclisimiz, caddelerimiz kisacasi heryerimiz sikma basli bayanlarla dolunca mutlu mu olacaksiniz ???
Bunlar karsi devrim icin atilmis ufak adimlardir.. bu karsi devrime karsi sert durmazsak.. ortacag karanligina gomuluruz tekrar.. Arkadaslar.. Kucuk cocuklara kuran kursu acmayi kendine gorev bilen(Arapcasini okuyunca ne anlayacaksa), Türkiye'nin bilimde yüz aki Tübitak baskanini BIR DEFALIGINA cikaracagi yasayla kendisi atamaya calisan.. tarikat okullarini, fakir ogrencilere lutuf gibi sunan insanlardan ne BEKLIYORSUNUZ ????
Zerre kadar da mi entellektuel birikiminiz yok? böyle bir ülkeyi ve sikmabasi nasil savunabiliyorsunuz..
Hayret dogrusu...
(Not: Benim anneannemin ve komsumuz Zeliha teyzenin taktiklari basortusu.. etrafda dolasan SIKMABAS larla karistirmayalim lutfen..) |
:: Tebrikler |
Gönderen: Merve Yıldırım / Antalya
|
4 Aralık 2003 |
|
| Fikirlerinize tamamen katılıyor ve anlatımınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Bu konuda çok doluyum ve içimdekilerin bir kısmını zaten birkaç gün önce başörtüsü konulu yazımla siteye göndermiştim. Geleceğin örtülü hanımlarımız için güzel ve özgür günler getirmesinden ve çağrıda bulunduğunuz gibi herkesin "samimi" olmasından başka bir dileğim yok. Selamlar |
:: bravo |
Gönderen: cengiz / istanbul
|
13 Kasım 2003 |
|
| guzel yazi. objektif bakarsak iran neyse turkiye de odur. orada basinizi acamazsiniz, burada ortemezsiniz. fark ne ki ???? örterseniz devletten birşey isteme hakkınız olmaz ama devletin sizden alacakları bakidir. ne samimiyet degil mi ? |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Söylenen her söz sarsmalı, yazılan her kelime hatırlanmalı. Yoksa boşa konuşuyor ve yazıyoruz.
Etkilendiği Yazarlar:
Başta Rus yazarlar olmak üzere yaşadığı rahatsızlığı yazılı ve sözlü olarak dile getiren herkes...
|
|
|