..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamım boyunca, ondan birşey öğrenemeyeceğim kadar cahil bir adamla karşılaşmadım. -Galilei
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Emre Ertuhi




4 Haziran 2024
Fırça Darbesi  
Emre Ertuhi
2022 senesinde katıldığım yaratıcı yazarlık kursunda kaleme aldığım üçüncü hikayeydi. Elon Musk'ın Mars projesiyle ilgili haberlerden esinlenmiştim.


:BCC:
Karlı bir dağın zirvesinde bir başımayım. Sert rüzgarlar, ruhumu, ipi kopan bir uçurtma gibi göğe salmış, ihtiraslarım da üzerime gudubet bir kişilik giydirmiş. İçten içe hala çürüyorum, adilce davranmak kimin umurunda olurdu ki, ertesi gün küllerimizin savrulduğu bir düzendeydik. Öncelikle gençliğimi sınırsızca yaşamak istedim, otuzlarımdan itibaren idol olarak adlandırıldım, kırklarımda ise başarılı bir iş kadını imajı çizdim ve bugünlerde magazin dünyasını şehvet dolu hikayeleriyle sallayan, estetik mucizesi, cıvıltılı bir kuşa büründüm. Gençlerin fanatizme varan tapınmalarıyla harmanlanınca da, Rachel Raven adında, mükemmele yakın bir mit olarak küllerimden yeniden doğdum. Evet o karakter ne yazık ki benim. İnsanı içten içe zehirleyen aşağılık bir zihniyete mukavemet gösteremeyip, ondan ömrüm boyunca fayda sağladığım için pişmanlık duyuyorum; ama şu saatten sonra derdimi kime anlatacağım? En tepedeyim artık ve ne halt edeceğimden bihaberim.
Yarın akşamki ödül konuşmama hazırlanacağıma, belli belirsiz bir arayışa çıktım. Bu çağda kimsenin yüzüne bakmaya bile tenezzül etmediği ressamlığımın son kalıntıları önümde. Emektar şövaleye yerleştirdiğim tuval boş; ama ben deli doluyum. Fırçalar ve boyalar yanı başımda; ama ben çok uzaklardayım. Aradan zaman geçiyor, fikirlerim kar sularıyla beslenen nehirler gibi coşkuyla gürlüyor ve çırılçıplak bir kadını elinde bıçağıyla yatarken resmediyorum. Bundan otuz, kırk sene önce hayranlarımın bayıldığı aşırı gerçekçi çizim tekniğimi birebir uyguladığıma dert yanmayacağım; çünkü tuvalin birkaç santim üzerine saydam bir kağıtla ikinci bir katman daha tutturuyorum. Yanılgıların realiteye dönüştüğünü sanatımda göstereceğim ve kadının boğazına geniş fırça darbesi indireceğim, sonra...
- Hanımefendi kapıyı açar mısınız? Çok acil, hayati önemi olan bir konu, lütfen! Size yalvarıyorum!
Üç salonlu atölyemin girişe en uzak olanındayım. Dış kapıdan bağrış çağırışlar geliyor, her kimse kapıya deliler gibi vuruyor. Gecenin ikisinde bu yapılır mı? Allah aşkına! Hem de aydınlanmalar yaşadığım şu anda! Nerede kalmıştık? Hah tamam! Kırmızı rengi güzelce karıştırdım, boğazına boydan boya bir hat çekiyorum, hatta çevresine de kan göleti... Harika oldu! Sesler de az önce kesildi mi, ne? Neyse bir katman daha ekleyip onun da üzerine uzun siyah bir palto çizeceğim, tam kadının üzerini kaplayacak.
Bir saat daha kendimi işime verdikten sonra resmim hemen hemen tamamlandı. Lakin bir anda, yanıp sönen beyaz ışıklar bulunduğum odaya hücum ediyor! Helikopter ve siren sesleri de kulaklarımı tırmalıyor! Ne oluyor ya! Deliler gibi kapıma vurup, zilimi çalıyorlar, gece gece insana bir rahat yok mu ya?
- Garden City Polis teşkilatından geliyoruz, kapıyı hemen açın! İçeride olduğunuzu biliyoruz! Yoksa zor kullanacağız!
- Geliyorum memur bey! Açıyorum şimdi kapıyı. Hey hey durun! Bana silahlarınızı neden doğrultuyorsunuz, bu da ne demek oluyor?
- Bayan Raven, gördüğünüz üzere kapınızın önünde bir ceset yatıyor, elinde de bir bıçak var. Üzerindeki paltoyu kaldırmadık; ama boynunun kesilmiş olduğunu düşünüyoruz. Delillere zarar gelmemesi adına adli tıbbı bekleyeceğiz. Şimdi ellerinizi yavaşça havaya kaldırın ve duvara yaslayın, aksi bir durumda uyarı ateşiyle karşılık vereceğiz.
- Bu kim! Hayır! Bu nasıl olabilir? Burada ne işi varmış? Aman tanrım bir saat önce kapım çalınmıştı, işim olduğundan açamadım. Ben, ben bilmiyordum!
- Duvara ellerinizi koyun bayan Raven, bu son ikazımız!
- Memur bey! Cidden aklımın ucundan bile geçmedi. Bu kişinin benimle ne tür bir işi olabilir ki? Kabus bu! Tamam, tamam sakin kalmalısın Rachel, derin nefesler alıp vereceksin.
- Sakinleştiğinize göre kelepçeleri takıyoruz. İşbirliğiniz için teşekkürler. Çevredeki güvenlik kameralarının kayıtları ortak bir ağa bağlıymış. Birazdan kontrol edeceğiz. Basının da yolda olduğu haberi ulaştı, bayan Raven'i atölyesinin içinde tutalım, dışarıya herhangi bir görüntü sızmasın.
- Benim bu olayla hiçbir bağlantım yok memur bey! Avukatımın derhal çağrılmasını istiyorum.
- Bayan Raven, siz içeride beklerken, biz gerekli araştırmayı yapacağız, prosedür bu şekilde. Evet, kayıtlar da akıllı lenslerimize gönderilmiş. Bayan Raven'e içeriye doğru eşlik edelim.
- Ne kadar süre kelepçeli kalacağım memur bey?
- Siz içeriye geçiniz lütfen.
Bakalım şimdi, saat 01.58'de, üzerinde siyah paltosu olan kadın kapıya koşarcasına yaklaşıyor. Bir gariplik var ama, ayakları çıplak ve üzerindeki paltoyu birden yere atıyor, tamamen çıplak bu kadın! Kapıya vuruyor ve bağırıyor! Sonrasında yere uzanıyor ve paltodan bıçağını çıkarıp, hayır bu çok mantıksız, olamaz! Boğazını, elinde tuttuğu bıçakla kesti! Böylesine bir olaya ilk kez tanık oluyorum. Ardından palto rüzgarla havalanıp, tam üzerine düşüyor. O palto kolayca nasıl havalanabilir ki? Merkezdeki amirimden de bayan Raven'i serbest bırakmamız için sert bir uyarı geldi.
- Bayan Raven'ın kelepçeleri çözülsün arkadaşlar, kendisi ile konuşalım.
- Hele şükür geldiniz. Hayatımın en uzun dakikalarıydı. Ah bunları çıkarıyorsunuz, çok teşekkür ederim. Neler gördünüz? Kadını öldüren kimmiş?
- Kadın olduğunu nereden bildiniz?
- Memur bey, ben çok ünlü bir ressamım. İnsanın siluetinden sahip olduğu cinsiyeti kolaylıkla çıkarabilirim. Keşke kapıya vurduğu anda, hemen koşup açsaydım, ah ben ne yaptım Allah'ım!
- Öncelikle kendimi tanıtayım, ben baş komiser Ramiel Bonanza. Kapıyı açmamakla, farkında olmadan da olsa en doğru kararı vermiş bulundunuz. Ölen kişinin akli dengesi yerinde değilmiş gibi gözüküyor, bıçakla kendisini doğramış. Eğer kapıyı açsaydınız, belki size de saldırabilirdi. İnsanların hayatları anlık kararlarla pamuk ipliğine bağlı olabiliyor. İçeride ne yapıyordunuz bu arada?
- Hala zangır zangır titriyorum, sigara yakmam lazım müsaadenizle... Yeni tablom üzerinde çalışıyordum. Biz sanatçılar, bir iş üzerindeyken rahatsız edilmeyi hiç sevmeyiz. Dediğiniz gibi, örneğin bir ofis çalışanı olsaydım, kapıyı açar ve hayatımın son anlarını korku dolu gözlerle izleyebilirdim.
- Arkadaşlarım, adli tıbbın işlemlerini tamamladığını belirttiler. Atölyenizde olası delillerle ilgili araştırma yapacağız.
- Bay Bonanza, son resmim için büyük çaplı bir ödeme aldım. Kimsenin onu sergiye çıkmadan önce görmemesi gerekiyor. Son odayı araştırmazsanız, çok memnun olurum.
- Bu olanaksız! Prosedür ne ise o uygulanacaktır.
- Ama bir yolu olmalı değil mi? Büyük nüfuz sahibi olan, süper zengin müşterilerim, bu durumdan haberdar olurlarsa şayet...
- Bir dakika müsaade ediniz lütfen, amirime danışmam gerekecek. Tamamdır, kendisi gerekli izni verdi. Olay mahalli inceleme robotu Neo'yu getirin. Bahsedilen odaya o bakacak. Girmeden önce belirtilen tabloyu kaydetmemesi için gerekli algoritma düzenlemesini yapın.
- Çok teşekkür ederim.
- Size yardımcı olabildiysem ne mutlu bana. Ölen kadının kimliği de tespit edilmiş, veriler şimdi geliyor. Üç gün önce Mira Loma VI hapishanesinden firar etmiş. İsmi Kyle Ronin, on dokuz yaşında, kimsesi de yokmuş. Karşınızdaki duvara ölen kişinin görüntülerini vereceğim. Daha önce kendisiyle karşılaşmış mıydınız? Size birisini hatırlatıyor mu?
- Hayır, memur bey. Kendisiyle şahsen hiç tanışmadım.
- Hımm çelişkili sonuçlar çıktı. Kalp atış hızınız normalin çok üzerinde. Olayın şokundan kaynaklanabilir. Yapay zeka da yüz kaslarınızın hareketinden yalan söylediğinize dair uyarı veriyor. Sizinle iki gün sonra merkezimizde bir kez daha görüşelim. Olay sıcağı sıcağına yaşandığı için bu türden hatalar alıyor olabiliriz. Normal prosedürü işleyecek olsaydık, yalan ifadeden dolayı sizleri gözaltına almamız gerekecekti. Ama çok saygın bir sanatçısınız ve idare amirim yarın akşam bir ödül konuşmanız olacağını söyledi. Ayrıca New California eyaletinin sahibi V Æ Z-72 bey ile de çok yakın dostmuşsunuz, kendisine sevgilerimizi ve saygılarımızı sunduğumuzu iletiniz lütfen.
- Belirtiğiniz gün ve saatte geleceğim memur bey.
- Kamera kayıtlarının kopyalarını aldık. Her şey tamam. Basın mensupları dışarıdalar, dilerseniz bir memurumuz evinize kadar eşlik edebilir. Çok zor bir gece geçirdiniz.
- Ben bir süre atölyemde kalacağım, kendimi toparlamam gerekiyor. Yardımlarınız için çok teşekkürler Bonanza bey. Hoş çakalın.
- Herhangi bir konuda yardımıma gereksinim duyarsanız, kartımı buraya bırakıyorum. Hoş çakalın efendim.
Polisler nihayet ayrıldılar. İyi ki atölyede kapsamlı bir araştırma yapılmadı, tablo görülseydi, başıma iş açılabilirdi. Yerel ve ulusal basın tüm ihtişamımla dışarıya çıkmamı bekliyor. Ölen kadını en ufak ayrıntısına kadar, birebir çizmiştim; ama kapıya ilk vurduğunda ölümcül fırça darbesini henüz indirmemiştim, onun canını aslında ben aldım! Aman tanrım! Dışarıya adımımı atınca, bu harika eseri ona adadığımı söyleyeceğim. Elimde tablomla gözüktüğümde, muhafazakar Dünya'nın pabucu dama atılacak ve Mars kültür tarihinin en büyük sanat olaylarından biri vuku bulacak! Ne harika bir gün! İçim kıpır kıpır! Rachel dur bir dakika! Büyük salonda duvardan duvara asılı boş bir tuvalin daha var. Senelerdir orada öylece duruyor. Yoksa?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bilim kurgu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Düğmelerin Olası Yan Etkileri

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Asi Melek
Yamyamların Şafağı
Kiralık Daire Müracaat Apartman Yönetimi
Hoşça Kal Sevgilim!
Tadı Kaçan Brunch

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yaşama Dair [Şiir]
Rüyalar [Şiir]
Hüseyin Celebi [Şiir]
Gisalena [Şiir]
Ren Nehri [Şiir]


Emre Ertuhi kimdir?

.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emre Ertuhi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.