Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Gördüğü ilk şey gözlerini kamaştıran yoğun ışık kümesiydi... Ve sonraları yine o tarafa ne zaman baksa, ışık topunun parlamaktan asla vazgeçmediğini öğrendi. Zamanla büyüdü ve annesine sordu; o büyük parlak top da neydi? “Güneş” diye yanıtladı annesi, midilli bu isimden çok etkilendi Her gün, her saat o tarafa bakıyordu, ne zaman ahırdan çıksa gözlerini kaldırıp, yönünü güneşe çeviriyordu Ondan sonra doğan atlar amaçsızca koşarken, o hep batıya koşuyordu güneşi kaybetmemek için, çitler onu engelleyene dek Derken midilliyi eğitmeye başladı seyis Çok zor günler geçirdi midilli ve ne zaman kendini kötü hissetse, Güneş’ten umut aldı Onunla konuştu, hayaller kurdu, kimse, hiçbir at, hiçbir midilli küçük midillinin hayallerini umursamadı, gülüp geçtiler Onlar gülerken midilli onu tek dinleyenin Güneş olduğuna inandı, hayallerinde ona da yer verdi ve öyle bir zaman geldi ki Güneş tüm hayallerini kapladı!!.. Artık güneşe aşıktı, parıltısına renklerine... Ve hep ona ulaşabilmek istedi, birkaç kez çiftlikten kaçmaya çalıştı Hatta birinde bacağı ağır biçimde yaralandı Yine de o hiç yılmadı, hep sevdi, hep çalıştı, ulaşmaya çabaladı ... Sonunda çitleri rahatlıkla aşabilecek boya ulaştı ve hızla aşkına kavuşabilmek için harekete geçti Koştu, koştu, koştu... Çoook uzaklara, diğerlerinin onu bulamayacağı kadar uzaklara... Sonra yoruldu, gözlerini açtığında güneş tam tepesindeydi Onun altında öylesine huzurluydu ki... Fakat saatler ilerledikçe güneş batıya gitti O uzaklaştıkça midilli ona yetişmek için koştu, koştu Yorulunca durdu, durunca sevgilisi onu terk etti Zamanla daha hızlı koşmaya başladı ama Ne kadar hızlı koşarsa koşsun, Güneş onu her defasında terk etmekteydi Günlerce bu böyle devam etti O hep sevdiğiyle olmak istedi, ama sevdiği onu hep terk etti Günler sonra bu koşuşturmanın ardından, midilli bir maviliğe ulaştı Bu mavi öyle büyüktü ki, koşamaz, bunu aşamazdı Gözleri doldu midillinin, artık sevdiği için koşamayacaktı Gözyaşları önünde upuzun uzanan mavilikle buluştu... Üzülmüştü, ama ertesi gün görecekleri onu daha çok üzecekti Uyandığında güneş yine tepesindeydi, sanki ona gülümsüyordu Hüzünlü gözlerle baktı biricik aşkına midilli ve gözünü ayırmadan onun uzaklaşmasını izledi... Çoook uzaklara gitti Güneş, sonra alçalmaya başladı, onun maviye yaklaştığını gördü midilli, sonsuz maviliğe... Güneş alçaldı, alçaldı... Ve maviyle buluştu! Işığını buluştuğu noktada maviye döktü Mavi; üzerinde turuncu, kırmızı, kızıl renklerle mutlu mutlu parıldadı. Gerçek buydu demek!... Güneş her gün maviye duyduğu özlemle hızla ilerlemekte ve her akşam gün batımında maviyle buluşup, sevişmekteydi...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Pınar Ongan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |