Teşrinler geldi yine çayın renginde hüzün
Efsane zamanlardan suya albeni iner
Düşen yapraklar ile rengi özdeştir güzün
Çaydanlığın isine Leyla sürmesi siner


Çaydan sızan ışığın tılsımı yâr gülüşü
Billur bakışlarıyla konuk gelir bir ece
İnce belli içinde efsane Leylî düşü
Güz aşk çayla sırdaş mı üçü de bir tek hece


Ölüm asudeliğin tartışmasız girişi
Fildişi kulelerde mecnunluk taslamak zor
Çayın melikesinin çaya naz katmak işi
Üç efsunlu sırdaşın ortak tılsımıdır kor


Teşrinlerin rüyası suya yansıyan hayal
Nazın usareni çay taşır uhdesinde
Sükûtun temreninde mukim olan diller lal
Çaya olan tutkumuz notaların esinde


Bestenigârın rengi göze fer gönle ışık
Musiki demli zaman ruha huzur bahşeder
Yâr dudağına değen çay şekerle karışık
Çay renkli saatlerde solgunlaşır hep keder


Teşrinlerin sırrına ermek galiba muhal
Kaç efsane derilir bir hazan bahçesinden
Bunun kurtuluşu yok “öleceğiz külli hâl”
Hüzün armağan bize güzün güzidesinden
Ankara,30Ekim2017 İbrahim Kilik