..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Barışı bulacağız. Melekleri duyacağız, göğün elmaslarla parladığını göreceğiz. -Çehov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > İbrahim Kilik




13 Haziran 2017
Kahve Tadında Hüzün  
( Mırra dan Kahveye)

İbrahim Kilik


Bu kısa yazıda Batı ile Doğunun kahve ile ilgili anlayışından ve sergüzeştinden bir katre sunmaya çalıştım. Benim yaptığım ummandan bir damla su alıp sakalık yapmaktan öteye geçmese de. Çorbada tuzumuz bulunsun babında. Kahveniz bol köpüklü olsun;gönlünüz şen, bağınız gülşen efendim. Hayatınızda kahve acısından başka acı bilmeyesiniz


:ADJI:

Bir hüzün sağanağının sonrasında Yemen dilberi ile ünsiyet etmek damak burar. Kırk yıl uzayan hatır gölgesi dillere pelesenk olur. Şarkın mırrası ciddiyet ve ağır başlılıkta garbın modernize edilmiş sütlü kahvesine galebe çalar. Doğu ağır canlıdır. Derviş meşreptir. Yıllardır acısını ve sevincini acı kahve ile hemhâl eder. Kahveyi kâh ispirto ocağında, kâh kömürde veya kumda pişirir. Dostluk denizine acı kahve ile açılır.


Mırra hem sevinç günlerinin hem de yas günlerinin acı içeceği olarak tarihe damgasını vurur şarkta. Şark güneşinin yakıcılığı kahvenin acısı ile harmanlandığında nice masal ve efsaneye kapı aralanır. Mırra taziyelerin ve düğün merasimlerinin demirbaşı olarak sürdürür varlığını. Mırranın öyküsü buruk bir seremonisidir. Şark kahvenin acısından haz alır hayatın acısını mırra acısı ile hafifletir.


Batı ise, tam bunun tersi bir vaziyet sergiler. İlk defa kahveyi 17 Yüzyılda Viyana kuşatması sonrası Osmanlıdan kalan çuvalların içinde gören batılılar deve yemi sansalar da. Polonya ordusu komutanı Joseph Kolschitzky eskiden İstanbul’da bulunduğundan deve yemi sanılan tohumların kahve olduğunu bilir. Kuşatma sonrası Osmanlı ordusundan kalan tonlarca kahve çekirdeğini alır. 1600’ lerin sonlarında, Viyana’nın ilk lisanslı kahve mağazası olan “Bluan Flasche” Mavi Şişe’yi açar. Yetenekli eski komutan İstanbul’dan iyi tanıdığı kahveyi sütle karıştırarak ilk sütlü kahveyi yani bugün “melange” olarak bilinen karışımı oluşturur.


Bu tarihten sonra kahve Batılılar ( Viyanalılar) için alıştıkları bir tat olur ve kahvehaneler zamanla vazgeçilmez hâle gelir. Bence, ilk gördüklerinde Osmanlı ordusunun deve yemi sandıkları savaş ganimetlerinden geliştirdikleri kahve dünyası için Viyanalıları kutlamak lazım. Sonra Viyanalılar kahveye öyle bir sahip çıkıp geliştirmişler ki bugün Viyana kahve kültürü, Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kabul görmüş.


Velhasıl kahve Osmanlı’dan Viyana’ya Viyana’dan da diğer civarlara geçmiş. Ancak Batı şark gibi kanaatkâr olmadığından olsa gerek, kahveyi yeni buluşlarla daha bir çeşitlendirmiştir. Ve şimdiki, yıllardır özgünlüğünü koruyarak günümüze gelen kahve dükkanları ayrı bir güzellik sergiler olmuştur. O güzel kahve dükkanları bulundukları şehirle bütünleşmiştir adeta. Eskiden beri sanat ve yazar çizer dünyasından müdavimleri de o kahvehanelerde iz bırakmışlardır. Örneğin Paris’te 1847 yılından beri hizmet veren “La Closerie des Lilas adlı kahvehanenin müşterileri arasında merhum şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’da yerini almıştır. Ve şu anda devamlı oturduğu masada küçük plaketde adı yazılıdır. Yahya Kemal’in dışında Henri Miller, Picasso, Renoire, Hemingway, Modigliani ve niceleri adı geçen mekanın müdavimleri arasında yer almışlardır. Hatta Hemingway’in “Güneş de Doğar” adlı kitabını bu kahvehanede yazdığı söylenir.


Bu kısa yazıda Batı ile Doğunun kahve ile ilgili anlayışından ve sergüzeştinden bir katre sunmaya çalıştım. Benim yaptığım ummandan bir damla su alıp sakalık yapmaktan öteye geçmese de. Çorbada tuzumuz bulunsun babında. Kahveniz bol köpüklü olsun;gönlünüz şen, bağınız gülşen efendim. Hayatınızda kahve acısından başka acı bilmeyesiniz.
Ankara, 13.06.2017 İbrahim Kilik





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Zaman ve Şiir
Şiire Dair
Su Güzeli
Kalem ve Kelam

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçe Sevdası
Yazmak Yahut Yazmamak
Argo ve Siyaset
Son Mülteci
Argodan Esintiler
Yazarlar Şairler ve Şehirleri
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 18
"Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber"
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 16
Ayrılığın On Yedinci Günü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hüznümüz Kahverengi [Şiir]
Arzu 1 [Şiir]
Cin Biberi [Şiir]
Erguvanlar Lâleler [Şiir]
Zaman Dar [Şiir]
Düş Gülü [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Dem Masalı [Şiir]
Çççççççççççççççççççç [Şiir]
Pişmanlık Bestesi [Şiir]


İbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliğin dem demleri. Bardakta keklik kanı. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramı. Alır yürekten gamı. Fincanda türkü söyler. İnce bellide mani. Zamanın gül kurusu Gülde gülşen dokusu. Rehavetten kurtarır. Pek de şirin doğrusu. Bardaktır mihmandarı. Herkesin çeker canı. Yalnız bu kadar değil. Sohbetlerin mimarı. İnce bir gülüş gibi. İçe süzülüş gibi. Ülfete kapı açar. Kaldırır hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 İbrahim KİLİK

Etkilendiği Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.