..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Öyküsel > ersin sert




13 Aralık 2002
sedef çicegi  
ersin sert

:BDBF:
Mahkeme salonunda, seksen yaşlarındaki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı...Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini ve bıkkın bakışları süsyordu Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: „Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun Yaşlı kadın, derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı: ,
„Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan...“
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda...
Sessizlik, bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu...
Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmıs 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci izliyordu davayı... Kadın neler diyecekti? Herkes, onu dinliyordu...
Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti:
„Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez...
50 yıl önceydi.. O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm.
Yavrumuz olmadı onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı.
O zaman adak adadım.
Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım onu diye...
Iyi gelirmiş derlerdi...
50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kere de bu çiçeği ben sulayayım demedi Taa ki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben, böyle bir adamla 50 yıl geçirdim
i Hayatımı, umudumu, herşeyimi verdim. Ondan hiçbirşey görmedim
Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim. Onsuz daha iyiyim, yemin ederim." Hakim yaşlı adama dönerek:
"Diyeceğin birşey var mı, baba?" dedi.
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle, hakime yöneldi.
Tane tane konustu: "Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin, görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim
Fadime'mi de orada tanıdım. Sedefleri de... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim
Ilk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm
Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa, boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi
Her gece uykusunu bölüp uyansın, gezinsin dedi
Hekimi pek dinlemedi bizim hatun...
Lafım geçmedi...
O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yuz tuttu
Ben ona: „Gece çiçek sularsan geçer”, dedim. Adak dilettim...
Her gece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını, yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim. Her gece, o çiçek ben oldum sanki..." dedi adam
O yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle…
„Her gece, o yattıktan sonra uyandım. Saksıdakı suyu boşalttım. Sedef, gece sulanmayı sevmez, hakim bey... Geçen gece de... Yaşlılık... Ben de uyanamadım
Uyandıramadım... Çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi Suçlandım...Sesimi çıkartamadım...“
O anda gazeteciler dahil, mahkeme salonundaki herkes ağlıyordu…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın öyküsel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bavulları Hep Toplu Durmalı İnsanın...
arkadaşlık

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
dostluk
hz.mevlana
aşk
affet ne olur
seni bekliyorum
anne
Adem yaratılmadan can kalıba girmeden şeytan lanet olmadan
adı güzel muhammed
birgün
yıllar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
sensizim [Öykü]
son veda [Öykü]
Yaradılış Mucizesi [Öykü]
ay karanlık [İnceleme]
lisan [İnceleme]


ersin sert kimdir?

ben 28 yaşında varoluş nedenin cözemeyenler için burdayım neden insanca yaşamayı ve varoluş nedenini düşünmyüyoruz bunu aydınlatmak isterdim

Etkilendiği Yazarlar:
nihal tezcan.faruk abasıyanık


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ersin sert, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.