Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
-Adın ne senin? -Samet. -Senin mi kediler? -Kirpi benim oldu sayılır. Öbürü de ara ara geliyor. Yazık, ona da süt veriyorum. -O kadar paran var mı ki? -Yetiyor ya işte. -Ne kadar kazanıyorsun da kedilerin sütüne bile yetiyor? -Benim oldu Kirpi. İnsan kendi kedisini aç bırakır mı?Hem süt almayıp da ne yapayım abi? Babam zaten bana bırakmaz ki kazandığım parayı. -Niye bırakmıyormuş? -Bırakmaz. Babamı ne bilirsin sen. Sağı solu belli olmaz adamın. Hem ben bazen onun aldıklarına daha fazla simit alıp ekliyorum fırından. Kalan parayı da saklıyorum. Kirpi aç kalmaz. Kardeşim olsaydı onu beslerdim. -Kollarına ne yaptın öyle? -Ne yapacakmışım kollarıma? İnsan kendi kolunu keser mi? Babam kızdı da yaptı. Gördükçe akıllanır adam olursun, dedi. -Niye kızdı? -Babamın sağı solu belli olmaz ki. İki simiti köpeğe attım diye tuttu kolumdan götürdü eve. Yazık, köpeği de tekmeleyip kovaladı. Senden adam olmaz namussuz, dedi bana. Evde de kızdı işte, kesti kolumu hep. Ben babamı dövemem ki. Babamdan güçlü olsaydım da dövmezdim. Köpek oralara dadandı diye tuttu buraya getirdi beni. -E burada da kedi var, görürse? -Sütü ben almadım derim. Ama Kirpi'ye de tekme atarsa, güçlü olduğum zaman döverim bu sefer işte. Bir de, bir de güçlü olduğum zaman, geçen gün beni ittirip burdan kovan simitçi abiyi döverim. Simitlerini de Kirpi'ye veririm. Kollarını kaşıdı. Bakmayı unuttuğunu farketmiş gibi aniden döndü, kedilere baktı. Bir şeyler mırıldandı. Tekrar yanıma geldi. -Simit vereyim, abi? Çok taze. -İyi hadi ver bir tane. Becerikli elleriyle çabuk çabuk sardı. Bozuk paraları aldı, cebine atacakken durdu. -Abi fazla para verdin. Bir tane simit aldın ya. -Geri kalanıyla birkaç gün Kirpi'yi beslersin. Fırından babandan habersiz simit almana gerek kalmaz, babanı da kızdırmazsın, fena mı? Elindeki paralara bakarak biraz düşündü. -Yok ya! Olur mu öyle?! O zaman Kirpi senin kedin olmuş olur. Benim Kirpi. Kendi paramla besliyorum ben onu. Sen bu paraları al, başka kedilere süt al. Paraları elime tutuşturdu. Üstünde birkaç simit kalmış tepsinin yanından geçti, kedilerin yanına döndü. Arkasından bakakaldım. Kedilere baktı, bana dönüp yaşına fazlaca büyük gelen bir hareketle gülümseyerek elini "Çoktan bitirmişler" der gibi salladı. Gülümsedim, selam verdim, onu Kirpi'siyle ve diğer yancı ama hor görülmeyen kedisiyle başbaşba bıraktım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gökhan Duranal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |