Paul'un Peter hakkında söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanımamızı sağlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
*Kar yağmazken beliren üzeri karlı araba da kafaları karıştırmak içn özel görevlendirilmiş gibi. İlk anda "Aa kar yağmış" diye düşünürken sonradan durumu çakozlayınca oluşan "Acaba dağdan falan mı geldi ki araba?" şeklindeki çeşitli düşünceler her yıl 11 futbol sahası büyüklüğünde beyin gücünün boşa kullanılmasına neden oluyor. *Telefonda "Alo" yerine "Aaağğlliiiyyoooo" diyen genç kız sayısı, kafasını yana yatırarak fotoğraf çektiren genç kız sayısına yaklaşmakta. *Yıllar önce bir reklam vardı, içinden futbolcu çıkartması çıkan sakız reklamı mı ne tam hatırlamıyorum, buna benzer bir şeydi. Reklamda eski futbolcu Maldini'nin çıkartmasını görüyorduk ve birden kadın sesi geliyordu, "Maldiiiniiiiiiii!" diye, ardından da bir erkek sesi "Ya anne yaa!" diyordu. Yani annesi futbolcu dostumuza sesleniyor ve o da henüz oyunu bırakıp eve gelmek istemediğini söylüyordu. Peki burda annesi neden "Paolo" değil de "Maldini" diye sesleniyordu? Ne manyak aile lan bu. Halbuki sen de bir Maldini'sin a kadın. Oğlunlu bu kadar resmi olma. *Bu arada Maldini demişken, bir futbolcunun bütün kariyeri boyunca aynı kulüpte oynaması da sıkıcı gibi. Ben olsam "Bari 1 sezoncuk Hamburg'da, Osasuna'da, Güngören Belediyespor'da falan oynayayım, nasıl bir şeymiş bir bakayım, sonra olmazsa yine geri dönerim" falan derdim. *Bir yiyecekten bahsederken muhabbete girip "Aa onu asıl X'te yiyeceksin. Oradan daha güzel yapan yer tanımam." diyen adam, git başımdan, ben orada yemeyeceğim, hatta sırf sana inat oraya gidip paket yaptırıp evde yiyeceğim, sus artık. *Yazılarının altına "Paris, 2004.", "Berlin, Şubat 1992" falan yazan yazarlar da nasıl karizmatik görünüyor ulan. Adam diyorsun resmen orada yazmış diyorsun, başka bir ülkede, şehirde falan yazmış diyorsun... Mesela ben yazar olsam kesin sırf altına şehrin ismini not düşmek için her gittiğim şehirde yazı yazardım. Aklıma hiç bir şey gelmese bile sırf yazmış olmak için yazardım. "Her yağmur tanesiyle tekrar yağıyordu hasret üzerime, tüm şehir uyuyordu, ve sen tekrar karşılaşacağım yuvarlak, fincan şeklini almış kahve lekesiydin çalışma masasında... Yine yağmur yağıyordu ve tüm şehir uyuyordu... Prag, 2011" falan gibi bir şeyler uydururdum. Çok özeniyorum. *Okuldan çıkarken montunu sırt çantasının üzerine giyen ilkokullu çocuk da ilk anda ucube gibi bir izlenim bırakıyor insanda. Montun altında dev bir sırt. Hele geçen gün böyle küçük bir kız gördüm, ağır adımlarla tempolu bir şekilde yürüyerek gidiyordu dev sırtıyla, aynı zamanda da kendi kendine bir şey anlatıyordu. Korku filmi gibi. Korktum, dönüp bakamadım. Sonra cesaretimi toplayıp döndüm ve bir an göz göze geldik, tam o anda kendiyle olan sohbeti esnasında "... bir düşünsenee!..." diyordu. Hemen gözlerimi kaçırıp uzaklaştım. *Gırgıra gerektiği değer verilmiyor sevgili dostlarım. Bu sevimli alet, çalı süpürgesi ve elektrikli süpürgenin arasında kalmış hüzünlü bir alet. Oysa ki o elektrikli süpürgenin gürültüsünden ve kablo sistemlerinden uzak, huzurlu bir temizleme işlemini müjdeliyor bizlere. Gırgıra sahip çıkalım. Sen yoksan bir kişi eksiğiz. *Facebook'ta her yorumun, durum güncellemesinin sonuna şu lanet olası kalp şeklini koymak ne oluyo lan?! Hadi ";))" işaretini anlıyorum, ergenin "laf soktum" deme şekli, tamam da bu kalp nereden çıktı? *Bazen bir emekli olup, yol yapım çalışması olan bir yer bulup fütursuzca, doya doya iş makinesi izlemek istiyorum. Böyle ellerimi arkadan bağlayıp. *Peki neden kuzenimle ne zaman Yetenek Sizsiniz programını izlesek programa katılan bazı yarışmacıların yerine biz utanıyoruz? Adam çıkıyor mesela, aptal aptal taklitler, gerizekalı birkaç şaka, ya da sinir sistemiyle ilgili problemi varmış gibi ilginç danslar falan yapıyor, televizyon karşısında biz utanıyoruz resmen. *Görüşmek üzere. Gökhan Duranal - Montreal, 2012. Şaka şaka, değil.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gökhan Duranal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |