Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon |
|
||||||||||
|
Taşın taşlığını, toprağın topraklığını bilmez; Hırpanî bir zaman dilimi yaşar içinde, Nereden neyi alabilirse o kadar mutlu Beklediği bir şeyler var olsa da, yabancı: - Tutamaz yaralı yaprağını dallar üstünde. Hayat kırılgan esintiler yaratır bazen, Ayakta kalanlardır farkında olanlar. Sevdayla dövüşür iki genç yavaş yavaş Nitekim her sabah aziz ışıklarla gelir. Hiç yaşanmamış umutlara açılır gözler. Sürekli hazin bir açlık kaygısı içinde, Savaşlardan barışlardan bıkmış halklar; Susmalı artık düşüncenizin arsız çağrısı: Sırf insanlık için; hep daha kalabalık Hep daha yetersiz sayılıyorsa yıldızlar; O zaman utanç taşıyan ellerimize bakın? Şüphesiz bir cevabı olacak bu çatlakların. Nasır tutmuş kamburu çıkmış düşlerimiz: - Ki bizim olmayan nedir şu âlemde? Bilmediğimiz inanmadığımız asi sorular Birileri tarafından yaratılmış, ne yazık! Mümkün değil bu yollardan dönmek: Geride çok hasta var, hastalık var; Düşünsel suçlara işlendi tarih sayfaları En dolu sayfasına bakıp yazıldı şiirler; Ve görkemli savaşlarımız marifet gibi... *** Ah, insan kanıyla çalışan robot fikirler! Her biri binlerin katili ve habersiz. Birileri ses vermeli ağır uykulardan, Konuşmalı, demeli artık: "Şu ışıkları, Biz serdik sahip olduğunuz günlere!" Sonra anlayacak bir tayfa lâzım; Yeni bir nesil lâzım, düşleri kirlenmemiş Arzusuna sahip çıkan dost lâzım; Ve şâir demiş: "Benim sadık yârim Kara topraktır." - İnsan ki, toprağın katili! Bütün nimetler dava açmalı insanlıktan: 'Doğa yakılıp biçildi; Tanrılar iğfal edildi!' Kim savcılık yapacak; her düşünen taraf! Ve satın almak her şeyden daha kolay. Bir park bahçesinde binlerce ihtiyar, Hepsi tecrübeli tecavüzden yana bir kurt; Eline düşmeye gör kişioğlunun, ah çekersin Suratına birkaç tokat, tıpkı geceler gibi Çamur içinde, yamalı bir çadır altında Muamma ilâhlardan yardım ister gibi: O zaman tek tanık, - güneş ve yıldızlar! Tüm inancımızı öldürelim mi bir yandan? Ne dersiniz; yarın doğacaklar, kimler? Günün tüm kutsallığı zamana mahkûm Giderek kırılgan, giderek unutulacak olan Kalplerimizde çarpıyor ayrı bir aşkla... Ki aşk, insanın yegâne tesellisi olan Binası yorgun, bakışları çatlak dualarla... Tek çaresi masumiyet soylu hayatın Sırf bu yüzden yedi milyar maske, Hep birden toplanıyor meydanlarda; Bağırışlar, tartışmalar, kavgalar, küfürler, Hep birden parlıyor maskelerin altından. Vakti geçmiş, eski zamanlardan kalma Bir alışkanlık bu; herkes kullandı silâhını! Gerçeği en derinine saklamak için kalbin, Kimseye görünmemek için doyumsuzlukla, Gece yarısı ayaklanmaları, bahar isyanları, Aynı meydanlarda gevşek bünyeli ordular, Sırf öldürmek için planlar yapan siyasiler, Göklere göz koyan batıl ve çağırılmazlar, Her şey bilsin ki, dünya sarsılıyor artık... Boşluk homurdanıyor en kayıtsız hâlde. Bir çocuk, koşuyor, koşuyor ortalıkta; Ardından bir anne, yüksek bir sesle: "Senin sahibinim! Kork benden artık!" - Hükümdar olmayan kim var, gösterin? Ne yazık! - Vazgeçtiklerimizle yaşatıyoruz… Hep belli bir noktaya kadar şu özgürlük: Sonrası, konuşmalar, kin duymalar, cezalar; Ben yapmam, o yapsın demelerle, En gizemli dehlizleri açığa çıkınca ruhun Dizginlerine ulaşınca nasır tutmuş eller, O zaman başlıyor tüysüz, kahırlı savaşlar. Güzel giyimli insanlar, içi boşalmış arzular Beraberce soruluyoruz acının kitabından. Soruluyoruz, ey vurulmuş edilmiş kızlığımız; Bir yere kadar beraber gideriz ancak; Güneşin umursamadan sonsuza bıraktığı Zincirini çözdüğü, kırılgan ışıklar misali Duvardan duvara çarpan seslerimiz En sessiz seyircilerimiz; ey kalın arzular Kimsenin yeri yok bu kalabalık mezarda: Günahımızı bağışlayın, ey yüce tanrılar İnsan olmaya çalışmak, bir cezaydı bize... Kan kırmızı sular aktı ki yanaklarımızdan, Soran olmadı; her şey semavî balondu: Uçtu, uçuruldu, uçurulduk, yazıklar olsun! Maskeler altından gerçeğe dualar ettik Biraz olsun inanan kimdi bir başkasına? Ey kendi içinde saltanat sahibi olanlar; Sizler, bizler, şunlar, bunlar, ötekiler Söyleyin; - aynı şarkılardan bıkmadık mı? Rüzgâr esecek yakın zamanlar içinde; Ayrı ayrı mezarların üstünü aşıracak. Büsbütün kutsallık çerçevesinde duran, Unutulmamak için dokunulmaz sayılan Öldüren, hep öldüren; d i r i l t e m e y e n: Paranın sahteliğiyle ayakta kalabilen, Ey yeryüzü hainleri, insanî sülükler! - Suratına baktığımız zaman doğanın, Hani o çiçekler, paha biçilemeyen aşklar? * * * Burası bir sağırlar dünyası, her şey kör: İncik boncukla süslenmiş aciz yataklara Bir çocuk gibi yatırılır duyanlar, kınanır! Büyükçe, sahteliği çıkar ortaya nasihatin: Burası bir sağırlar dünyası, her şey kör... Görenle, delirmiş diye yollanır tımarhaneye! Ey tarihin yazılmayı bekleyen sayfaları! Bir nokta üstünde duruyor tüm kâinat: Kalabalık düşler ormanı içinde boylanan Küflenmiş varlıklarla hayat bulanlarız biz. Ortaya atılmış bütün çıplaklığıyla ruhumuz Etrafımızı donatmış kendi çıkar ordumuz; Ah, silâhlarımız kuvvetli, yazıklar olsun! Ah, katilliğimiz tarihî, yazıklar olsun! İşte, tabutu hiç çürümemiş; görün, burada Bütün mahlûkat çevresinde sınır çizmiş Yinede nasiplenmiş doğanın umarsızlığından Yinede kösnül ve sapkın düşler karalamış: Ki, hangi düş bu; bulut bulut akmalarla - En çaresiz yerimizi hedef alıyor hemen? Acımız dinmez; karılacak tüm inançsızlar! Çok eskilerde, bir savaşçı yaşardı, Madenlerden medet ummazdı; artık Uyanma vaktimiz geldi, kirli ellerimiz Avuçlarımıza sığmayan, canî rüyalarımız Ve sapkın sezilerimiz, gömülsün diye Gömülsün diye, saltanat sahibi tiranlığımız Birileri izliyor çok uzaklardan izlerimizi: Yürüdüğümüz yabancı, gördüğümüz yabancı Yatağında yıldızlar gibi parıldayan yabancı Gözlerimiz... ah, hiç görmediler dünyayı Çünkü dendi bize, - sahibi var buraların! - Her şeyin bir sahibi vardı, yazıklar olsun! Burası gasp edilmiş bir kürenin merkezi. Olduğu yerde fikirleşiyor kişioğlu, yazık; Yazık, biz ki, birkaç nefeslik sevdalar için Kurban ettik sevgimizi; hiç inanmadık: - Susamış ücra bir yanımız safkan aşka? Böyle mi? - Delilik bir yerde bekliyor hâlâ: Farklılık, maskelerin sadece boyutlarında. Hep boyutlarıyla, hep gidebilmek çabasıyla Kayalık dipleri akıntılı bir nehre düştü Sevgili insanlık... Kurtarıcı, en yüksekten Oltasını attı suyun karanlık yüzüne doğru; - Ucundaki yem nedir, nasıldır, bir bilen? Çamurlu toz bulutları sardı etrafını hemen: Yeni bir av bu; zaten çok acıktık! İşte, tanrılar bizi bağışlamak istiyorlar; Ucunda bir kanca vardır, dikkat edin; Ah, şeytan, kahrolası sevgilim, biz ki İnsan türünden bir özüz, kanar mıyız? Yavaş yavaş dokunun ve sabit durun Akıntı yine çok fazla; avlamaz tanrılar; Onlar masumiyeti tanır; yerimiz iyi İyilik yerimizde; ey inançlı halklar! Bakınız, şu, şu, şu, kayaların diplerine Hepsi bizim için yığılmışlar; - Neredeyiz? Bunun bir önemi yok; sadece kopmayın Sürüden ayrılanın cezası, kaybolmaktır. Şu oltanın kancasını sıyırsın biriniz; - Tanrılara iş kalmasın, zaten biçim içinler! Yeryüzünde, Kurtarıcı beklemekte, Sabırla sükûnetini korumakta; çevresinde Etten canlılar, kansız ayaktalar, kansız Yaşamaktalar, ruhları yavaş yavaş belirsizleşen. Ah! İnsanlık, nasıl da kandırılamaz, inançlı! Oysaki çemberin dışından bakılırsa, Ancak o zaman gerçeğe tanıklık edilir: Daracık zihni üstüne yeminler döken Şu, karmaşık sistemlerin en riyakârı, Uzakları bekliyor hâlâ; Kurtarıcı, şaşkın: Ki bir yanı, biliyordum diyor, - Biliyordum, insanlık, yalnız ölüme Yalnız ölümün soğukluğuna iman eder! Kasın 2011
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Halil Yağmur, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |