Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov |
|
||||||||||
|
Hep merak etmişimdir! “Orkide hangi koşullarda yetişir” diye? Şimdi okur arkadaşlar diyebilirler, -ki haklılar- “Be adam, Hz. Google çıktığından beri her bilgi elinin altındadır?” Dedim ya; okuyucu haklıdır! Ama benim de gerekçelerim var. Öncelikle teknoloji özürlüyüm. Ayrıca tembelim. Dahası iflah olmaz bir hayalciyim. Kimileri romantik olduğumu söyler. “Ne alaka?” demeyiniz lütfen; bu soruya da verecek yanıtım var. Ama sorunun sorulmadığını varsayarak yanıtı yazmıyorum! Evet, konumuza dönelim isterseniz? Yukarıda da görüleceği gibi, orkidenin yetişme koşullarıydı konumuz. Hayalimde ya da düşüncelerimde; orkidelerin kuytu, nemli, pek ışık almayan yerlerde yetiştiği imgelemi vardı. Hatta o kadar ki; yetiştiği toprak biraz balçık gibidir. Ya da bataklığımsı (yazıdan sonra öğrendiğime göre, orkide toprakta değil, süreç içinde yumuşayan ağaçtan dökülen parçacıkların içinde yetişirmiş) Ancak, bu koşullara rağmen orkidenin "asil" olduğu düşünülür. Buradan hareketle, soylular sınıfına ait kadınlarının, güneşe çıkmamaları bundan dolayı mıdır? Bilinen bir şeydir; o zamanlar yanık tenli kadınlar "avam" sayılırlardı. Burjuva devrimleri, bunun üzerinde yükselen burjuva kültürü ve bilimsel çalışmalar ışığında güneşin yararı anlaşılınca, asil kadın ve erkekler plajları keşfedip deniz ve güneşten olabildiğince yararlanmaya başladı. İnsanlık onlara borçludur. Ancak bu defa da "avamın" kadınları güneş ve denizden uzaklaşmaya başladılar. Aman, yine konudan uzaklaşmaya başladım. Orkidelerden, kır çiçeklerine geçelim. Kır çiçekleri, pıtrak gibi, buldukları her toprak parçasında boy verirler. Yeter ki, yağmur ve güneş olsun. Yelin esintisinde nasıl da salınırlar ahenkle, güneşin altında. Düşünüyorum da; orkide güzel bir çiçektir. Ama soğuk ve duygusuz gelir bana. Yani; saray kadınları gibi “ciddi, ikiyüzlü ve basit" (Bu tanımlamayı, Galina Serebryakova'nın ATEŞİ ÇALMAK kitabından alıntıladım) İtirazların yükseldiğini duyuyorum. Orkidelerin de kendi doğal koşullarında yetiştiğini söylediniz. Duydum! Ben doğal koşullarında yetişmiyorlar demedim ki… Ama illaki bu konuda bir fikir beyan etmemi istiyorsanız edeyim! Orkide… Evet, kendine özgü doğal koşullarda yaşar ve yetişir. Ancak, söyler misiniz lütfen? Kuytuluklarda yetişen, yetiştiği koşullarda sadece sürüngen ve haşerelerin yaşadığı bir ortam ne kadar bizim doğamıza uygundur? Burada bir ötekileştirme yapmıyorum. Benim ki bir saptamadır. Kır çiçekleri, rengarenktir. Dünyayı renk cümbüşüyle doldururlar ve uyumludurlar, mutludurlar. Mutlu olurken, mutlu etmeye hazırdırlar. Belki de bundan dolayı değerlerini pek bilmeyiz. Çok kolay ulaşırız onlara. Ama unuttuğumuz ya da önemsemediğimiz yanları var. Kırılgan ve asilerdir. Asıl farkındalık kır çiçeklerine özgüdür. Güzellikleri sıcaktır. İçtendir. Ne ise o’durlar! Ve ben bir kır çiçeğini seviyorum. Aycan Özkan. 04-07-012/Mersin
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aycan Özkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |