Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper |
|
||||||||||
|
Silik bir geceydi sensizlik Her yer kusmuk her yer çürük et kokusu Yanaksız yerden bitme lastikleriyle Böğürüyordu beyaz bir şahinin egzozu Safrasını boşaltırken cadde Sigara elimde sessiz bir dumandı sensizlik Alkol bulaşmıştı trafik ışıklarına hardal sarısı Yollar, ince uzun bacaklı yere düşmüş bir kadın gibi ağlıyordu Gördüklerim korkularımdan bile çoktu Gece uzun bir koridor Gece yasak bir masal Tüm parasını bir baldırda boğan adamların işkembe nefesleri Horultuya dönüşüyordu kapanmış kepenkler altında Hoyrat ve yağlı elleri yosmaların memesinde Pis bir pazarlık sürüyordu yarım yamalak Gece dar ve dip yollara hazır Gece telefon zilleri kadar isterik Hani kalk gel diyordu senin geçen ki fırıldak kalçalı kadın Hani telefon göğsünde her gece seni bekliyordu Kim bilir kimin koynunda şimdi üç kuruşa İçeri zorlarken biri, seninki mecbur alacak Yoksa çantanın borcu kalacak marta Gece adam ve kadın eritirken sabaha Ağır adi parfüm kokusu terle bir şehre yayılır Enkazdır geriye kalan Geriye kalan uğultulu bir rüzgar Yağmur sağar bulutlardan Gördüklerim korkularımdan bile çoktular Köprü ayaklarından okuldan kaçar gibi çıktı çocuklar Gözleri bulanık gözleri korkulu biraz da uykulu Patlak bir lastik gibi dizleri yerde çöküp durdular Canı yanıyordu istanbulun saçları ıslak Haliç sarı çamur taşıyordu boğazın ağzını kapatıp Bundan sonrasını kim görse yazamaz Yoksa şiir piç olur mundar ellerde Kurtarın!... Ayın altında oldu her şey bu son çığlık neye yarar Arkadan tuttu bir el uzun kıvırcık saçlarını kızın Çekti kendine doğru Bursa işi çeliği parladı keskin bıçağın Gördüler şahit çoktu Ceset gözlerini katiline yapıştırmış, boşaltırken damarlarını Kırmızı yırtık bir jartiyere benziyordu kaldırımlar Ve kan damlamıştı on dört yaşındaki Agit’ in tinerine Gördüler yıldız kayar gibi acelesi vardı ölümün Canı yanıyordu istanbulun saçları ıslak Silik sessiz bir gece bitti sensiz Haliç sarı çamur taşıyordu boğazın ağzını kapatıp Gördüklerim korkularımdan bile çoktu Göçüyordu martılar egeye doğru
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet emin kayaalp, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |