"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Akşamdan kalma da değildim. Çünkü bir süredir içki de içmiyordum. Son zamanlarda iş arkadaşlarımın yoğun ısrarı ile iki kez dışarı çıkmış ve her seferinde iki bira ile kapamıştım geceyi. Dışarı çıkmaktan da, içki içmekten de hoşlanmıyordum bir süredir. Öksürüğün kesileceği yoktu. Bu, sigara yakmam gerektiği anlamına geliyordu. Bazıları yadırgayabilir, ancak öksürük bünyenin sigara isteğinin bir parçasıdır. Bir süredir sarma sigara içiyordum. Bir tane sarılmış her zaman hazır bulunurdu. O sigarayı yaktığım anda yine O geldi aklıma. Hayatımın kadını. Asla ulaşamadığım, benim olmayan kadın... Ve böylece bütün bir gün onu düşündüm. Nedenler üzerine uzun zaman kafa yormuştum zaten. Artık sadece düşünüyordum, düşlüyordum. Ötesinin olmasının imkansızlığını kabullenmiştim çünkü. Bütün gün kah asık suratım, kah gülümseyişim ile karşılaşmış mesai arkadaşım "sende bugün bi tuhaflık var" demesi üzerine, "yok, aslında yavaş yavaş normale döndüğümü bile söyleyebilirim" demiştim. Akşam olmuştu. Mesaimin bitmesine çok az zaman kalmıştı. Bitirecektim, bu akşam bitecekti... Tam ben ne yazacağımı düşünürken, güzel gözlümden bir mesaj geldi. "Akşam B...'da olacağız bir arkadaşım ile. Bize katılırsan sevinirim" diyordu. Uğrak yerim olan mekandan bahsediyordu ancak ben bir süredir o mekana gitmiyordum. Soğumuştum ortamdan. Zaten hiç keyfim de yoktu. Kibarca reddetmem gerekiyordu bu daveti. Güzel gözlüm ile başarısız bir ilişki denemesinden sonra iyi bir arkadaşlık yakalamıştık. Her şeyimi anlatabildiğim biriydi. Çok da kahrımı çekmişliği vardı. Dizine yatıp ağlayabildiğim ender kadınlardan biriydi. Bir süredir hayatı yolunda gitmiyordu. Alkol sorunu başlamıştı. Az da içse dağıtmaya başlıyordu. Bu yüzden çok kez yanında olmam gerekti. Bu akşam bir arkadaşı ile dışarı çıkacak olması bir nebze içimi rahatlatsa da, orada olmam gerektiğine inandım. Güzel gözlümün arkadaşı 30'lu yaşlarda, aşırı zayıf, uzun boylu bir kadındı. Ona Ci diye hitap ediyordu güzel gözlüm. Muhtemelen gerçek adı g ile başlıyordu. Duygu Asena'nın kadının adı yok mu, öyle bir kitabını okumuştum. Orada da cici vardı. G.G. Yani. Güzel gözlüme "cici" diyebilirdim pek ala. Ci'nin çirkin bir kadın olduğunu söylesem kötülük etmiş sayılmam. Bunun için adeta uğraşmış gibiydi çünkü. Salaş giyim, kötü makyaj, kötü ve yamuk bir saç kesimi. Üstelik erkeksi tavırları vardı. Güzel gözlümün kadınlardan hoşlandığını düşünmüyordum ama şüpheye düşmedim de diyemem. Kadının erkekler ile de bir derdi vardı zaten. Daha tanışmamızın üzerinden on dakika geçmeden konuyu cinsel organlara getirip, kadının estetiğine, erkeklerin öküzlüğüne, kabalığımızın hormonlarımız ile alakasına kısa kısa değinmişti bile. Kadın benim üzerimden bütün erkekleri linç etme gayretindeydi. Güzel gözlüm ise bol kahkaha atmasına rağmen, tedirgin görünüyordu. Üniversiteden bir arkadaşı ile yıllar sonra tekrar buluşmuştu ama aradan geçen zamanın insanda büyük değişimler yaratabileceğini şaşkınlıkla keşfeder gibiydi. Bir ara telefonuma gelen bir mesaj ile sohbetten kaçma fırsatı buldum. Beklediğim kişiden, kısa ve "sen de uzatma" manasına gelebilecek bir mesajdı. Anlıyordum, uzak durma isteği hala aynı yerde duruyordu. Arada sohbeti bölen mesajlaşma durumunu sürdürdüm. Bunun neticesinde suratım asılmıştı. Ci'nin söylediklerini anlamıyordum artık. "İşte, erkeğin bir tartışmada varabileceği tek son. Cevap bile veremez oldu bu kızım" dedi ve peşine bir kahkaha ekledi. Güzel gözlüm ise bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Bana doğru yaklaşmak üzere sandalyesini çektiğinde Ci'nin elinin güzel gözlümün bacağında olduğunu fark ettim. "Bir sorun var" dedi. "Yok bir sorun. Ben yavaştan kaçayım. Yorgunum biraz" desem de inanmayan gözleri "otur" diyordu. Oysa artık gitmem gerekiyordu. "Söylesene Ci, o adam sana ne yaptı?" ... "Bak, senin bir hemcinsin ile sorunum var ve ben onu incitmemek için alkol aldığım akşamlar telefonumu kapatıyorum. Sırf arayıp rahatsız etmeyeyim diye. Bir iki sefer bu işe yaramadı. Şu an benden tam 1.289 km uzakta ve muhtemelen beni aklından çıkaracak uğraşlar peşinde. Ben ise burada durmuş, çaresizliğimin içinde bir de senin arkadaşıma asılmanı, ona büyük görünmek için saçmalamanı izlemek zorundayım. Biliyor musun, hepimiz aşk acısı çektik, çekiyoruz. Bunu bu kadar büyütme" Kısa bir şaşkınlık ve sessizliğin ardından "ukala ya!" diyebildi. O sırada ben telefonumu kapatıyordum. Aksi halde arayıp, evlenme teklifi edebilirdim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emilio Santos, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |