-şimdi ansızın çıkıp gitmeli!..
ama bu sefer hepsinden başka;
gitmeli, geri dönmemek üzere...
- peki efendim bu vakitte mi?
-evet bu vakitte; gelmişken aşka
çekip gitmeli, karışmalı gecelere...
-iyi de ne der sonra sevenleriniz?
ağlamaz mı ardınızdan anneniz?
ocağınız, eviniz, işiniz ve sevdiğiniz
sonra ben ne olacam siz gidince...
-korkma bre köse
boş bırakmayız elbet seni
-inanayım mı ben şimdi bu söze
-bak kılsız sinir etme beni
-efendim amenna bırakmazsınız
kimseye birşey kalmasa da
beni elbet mesut eder lutfunuz
- üff sıkıldım çenenden uzatma
şimdi ben gideceğim ona göre
-iyi de efendim nereye?
-boşver bilme, daha iyidir
az bilen çok bilenden daha diridir...
-sorarlarsa ne diyeyim peki?
-sizden sıkıldı, gitti dersin
baktın çok sıkıştırırlar seni
başın ağrımaz, yemin edersin...
- efendim doğru hal midir bu hal
-sus köse senden mi soracağım doğruyu
hem ne diye başımda durmuş edersin sual
ben kokak değilim, kaçayım görünce zorluğu
velakin bu sefer hepsinden başka
ya buradan gideceğim, ya öleceğim
üçüncü bir hal var; kan dökeceğim
beyin oğlu imişim, hadi oradan
ne yapayım beyliği sevdiğimi eller alırken
kel babam da bastırmış inada
ne marifet var sanki kanlı olmada
yok, yok köse gideceğim ben
cancağızım, sevdiğim kadın olurken
hem de kirli sakallı bir papazın elinde...
tövbe estagfirullah, bak şu ettiğine imansızın...
aslında benim yaşamam günah,
amma gel gör ki intahar daha günah!..
neyse tutma artık beni Köse efendi
beni soran olusa, ki sormaz kimse
dersin, uzak diyarlara çekti, gitti
babama da çokça selam eyle
kanları yüzden girdi başım derde...
anamın da çokça elinden öperim
elinde olsa, üzmezdi beni, bilirim...

-amma velakin Köse, benim anlamadığım
sevenleri ayırmak marifet midir
her iki aileyi ben dindar sanırdım
böyle günahı sence Hakk affeder midir
-haklısın beyim, ben ne diyeyim
uğurunu Rabbim açık eylesin dilerim
sen var git şimdi bu elden
kimse kanına girmesin boş sebepten
dilerim haktan bir gün gelir
canı canandan ayırmaz kimsecikler
-hiç umudum yok amma, belki
Sultan Süleyman girerse Bağdat a...

neyse ben gideyim şimdi aydınlandı gün
-iyi de efendim nere gidersin
bari bir bana yerini söyleyesin
-anlamadın mı Köse, bilmiyorum
sadece kızdım cihana, terk-i diyar ediyorum...
belki Bağdat a giderim, tedrisata
Hilleli Mehmed orda imiş derler
kabul eder talebeliğe, olmaz ya!..
azıcık olsun aşk üzere alırız dersler...
olmadı Sultan Süleyman a giderim
orduya girer, Allah için cenk ederim..
zaten bilirsin yaralıdır yüreğim
hiçbir kılıç darbesi incitmez beni!..
-yapma beyim, etme beyim
seni Hak okumak için yaratmış
cenk etmek, söyle, senin neyine!..
-ne demek istersin aciz miyim ben?
-haşa beyim, onu demek istemedim...
amma anla, seni aşk için yaratmış Hakk
aşka gitmen gerekir muhakkak
bak Hilleli Mehmed i iyi dedin
fuzuli namı ile şiir yazarmış
bilirim, sen hiç şiiri sevemedin
amma, belki de, Hakk, kısmetini şiire yazmış
-doğru dersin, elbet, denemek lazım
şimdi ben gideyim salıcakla kal
sende emanet kalsın işlemeli sazım
bak demedi deme, birgün geri alacağım...
-Kays Allah emanet ol, cancağızım...
beyim, efendim, kardaşım...