Biraz kırgınlık biraz kötü uyku. Hatta uyuyamama. Beş dakikalık gel gitlerle geçiştirmek zamanı, uykuyla uyanıklık arasında....
Güne kötü bir başlangıç belki. Ama şimdi hiç de kötü hissetmiyorum kendimi. Yapmam gereken ne varsa bu gün yaptım çünkü. Her günkünden daha dolu, daha planlı ve daha yararlı geçti bu günüm. Çünkü sonsuz sıkıntıma bir çözüm buldum sanırım. Sonsuzluktan kurtardım onu.
Kütüphanenin gizemli masalarındaydım. Herşey net ve belirgin ancak hiçbir şey anlaşılır değildi. Nasıl mı yani? Neden o saat orda muntazam bir şekilde çalışıyordu ? Neden her masanın ışığı aynı parlaklıkta yanıyordu? İnsanlar neden ciddi görünüyorlardı? Nasıl olurda bu kadar çok insanın bulunduğu bir yer bu kadar sessiz olabiliyordu ? İşte herşey anlaşılmazdı. Ama her şey apaçıktı. Ben dedim ya kütüphanedeydim.
Bir ilkokul çocuğunun bilinçsizliğiyle geziyordum hala hayatı. Özelliklede bu şehri Ankara'yı...