Seçim Öncesi Kaygı Nöbetleri
2000 ‘li yılların başları...
Sene 2007..
Ülkesinde yaşadığı kavram karmaşaları , sandığı yada gerçekten varolan tüm kaosun ortasında, bireysel bir hareketin toplumsal sonucuna ortak olmak üzere milyonlar.
Birey olabilmek , kendi özgürlüğünü yaşabilmek ve kendi yaşam alanını belirlemek hangi kıtada doğduysak zor.
Çünkü insanoğlu tutunmak ister , bağlanmak ister , ezberci bir sistemde sonuca gider..
Yeni olana , değişime alışana kadar yadırgar , kaçar , suçlar kabullenmek zorunda olduklarınıda kanıksar..
Yaşadığımız toplumun içinde ne kadar uzağız siyasete. Politik görüşlerin farklılığında yeni bir seçimin aşamasında aslında biliyormuyuz partilerin gerçek ideolojisini..
Kişileremi , olduğumuz grubun ezberci söyleminemi, vaadleremi yoksa sezgilerimize göremi kendi kahramanımızı seçicez?
Gerçekte kim olduğunu, duruşunu , çizgisini söyleminden çok eylemine dökebilen siyasetçiler varmı?
Ve herşey bu bireysel hareketin sonucundamı şekillenmeli?
Asıl görev seçimden sonra başlamıyormu? Tutulan yada tutulamayan sözlere karşı tepkimiz , bizi kendi toplumumuzda yabancı hissettiren ikinci sınıf insan muamelesi yapan kişilere cevabımız sandıktan sonra başlamıyormu??
Umarım bu seçimlerin sonucunda ülke yeni bir başlangıcın eşiğinde olduğunun bilincine varır.
Ve bu populer siyaset , bireylerin siyasete olan ilgisi sandıktan sonraki aşamada son bulmaz.
Asıl ondan sonra başlıyor sistemin kurgusu.
Suzan Batmankaya