..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dilerim, tüm yaşamınız boyunca yaşarsınız. -Swift
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - feriha ceylan
feriha ceylan - dün de kalanlar
Site İçi Arama:


Son Eklenenler
  01.02.2009 00:06:35 dünde kalanlar 

"Boşluksuz Bir Yazı."

Mavi dünya...!

 

 

Mavi dünya bizim olsun

Bizim olsun tüm gelecek

göreceğimiz günlerimizi seçecek

Vakitlerim olsun isteyecek

Sus sus’da usta kader fark etmesin ikimizi
Hemen çevirmesin feleğin çemberinden yüreğimizi
Daha saklambaç oyunumuz bitmeden
Köşe başlarında koşup düşerken
Dolanmasın yollarımız kahpe kaderin ağlarına
Can pare gülen yüreğimiz

Sus sus gülen gözlerine bekle beni
Severek gösterelim mavi dünyaya büyüdüğümüzü

Üzülmesin kararmasın başımızda kızıl güneş
Rüzgarlar üşütmesin ince narin ellerimizi

Saklasın kuşluk vakitleri
Anne kucağı sıcaklığında sarsın
Uyuklarımızı bölmesin kan kavga dava
Biz çocuğuz davalarımızda kavgalarımızda
Çayır çömlekte miske mızıkçılığında olsun

Sus duymasın canavarların kulakları
Şen şakrak çocuksu kahkahamızı
Düşmesin saf düşlerimize ölümün gölgesi
Akşam üstü köşe başında pamuk şekerlerinle bekle
Gülerek büyüyelim sevginin gölgesinde


  01.02.2009 00:03:09 dünde kalanlar 

"Boşluksuz Bir Yazı."

  01.02.2009 00:03:08 dünde kalanlar 

"Boşluksuz Bir Yazı."

  14.10.2008 23:32:39 dünde kalanlar 

"Boşluksuz Bir Yazı."

ŞİMDİ İHANET ZAMANI…!


Dolduk, zamanla doyduk.
Öyle bir doğduk ki,
Evrimde devr-i ihanet olduk.
Vurduk yırttık, kırdık dağıttık,
Aktık azdık, azgınlığımızda yaktık,
Yürekten çağlayan şelaleri.

Bağladık bağlandık,
Öyle bir olağandık ki,
Sorma gitsin; şimdi gibi.
Dillerimiz verdi, ellerimiz sevdi.
İhanetin bağımlısı, sonsuz eseri olduk.

En kötüsü de bu ya…
Ne yana dönsen,
Her nasıl düşünsen,
Arkadan koca bir zaman akar,
Hayıflanırsın farkına vardığında.

Evvel var zaman içinde,
Daha doğuştan başlar.
Ötesine takvimler yetmemiş belli ki.
Sonuçlar bağlanır hep, bir eklenti bulunur.
Esaslar volta atar, işte o zaman boşlukta.

Somutlar vardır öznede.
Öteki, yanındaki, diğeri gibi.
Söz meclisinde konu aranır.
Ne nasıl niçine indirgenemez.
Hayallerimizi suçlarız zamanla.
Boş yere didiştiğimiz egolara değil,
Yattığımız gaflet uykularına yükleriz suçu.
Demeyiz, bilmeyiz, bunu biz yaptık.
Oysa verilmiştir, “sebep sonuç ilişkisi”.


Laf cambazı sorsan hepimiz.
Mazeretimiz ömrümüzden çok.
Kabahatimizin özrümüzden büyüklüğü,
Sindirmiş, korkutmuş,
İçimizdeki dürüstlüğü.
Küçük zihniyetlerin beslediği,
Çorbacı kişiliklerle derdest olmuşuz.
Zaaflar ahvalinde boğmuşuz ruh dengemizi.
Niteliklerin kaybolduğu,
Niceliklerin sofra kurduğu,
Akşam üstlerinde bırakmışız insan olmayı.

Ufuktan doğan sabahın yönü değişir mi?
Unutmuşuz dönenceyi.
Doğaya ihanetle başlayan kervan yolunda,
Ataya anaya, vatana millete, geçmişe tarihe,
Yolda bıraktığımız eşe,
Ve bil cümle aleme dosta,
Savurmadık mı ihanetin baltasını?

Alışmış kudurmuştan beterliğimizle çıktığımız yolda,
Haberimiz var mı kimler kaldı?
Giymeye bile emin olmadığımız
Kefenin cebine, doldurmadık mı bencilliğimizi?
Şimdi ne kaldı elimizde,
Dünden, bu günden ve yarından artık?
Sonsuz zaman içinde.
Vuran vurana, talan talana,
Yakan yakana, yıkan yıkana,
Çalan çalana, çırpan çırpana,
Aşk olsun ihanet seni tutana.

Güç şimdi, en zalim olanda,
Makbul, en büyük hain olanda.
Şimdi ihanet zamanı boyuna göre,
Kim kime ne kadar hayın,
Sayın bulun bakalım?
En çok kim, kime, ne için,
İhanetine egonun hakim?
Şimdi ihanet zamanı.


  31.05.2008 16:27:19 SEVDANIN ADI ŞİİR,SE AYRILIĞIN ADI RÜZGAR YÜREĞİM ES ESEBİLDİĞİN KADAR 

"Boşluksuz Bir Yazı."

TOROS RÜZGARI..!

 

Yazmışım yaşamı yazgılara inat

Ellerim kalem olmuş yüreğim divit

Yazdıkça akmışım can yolu pınarlara

Öğütler vermiş zaman

Anlar mı zoru damarımda akan kan

Direnmişim dirençsizliğime nam salarak

Öbek öbek yosun tutmuşum

Kaderin kayalıklarında

Unuturmuşum zamanı

Bir kendimi unutturamamışım

Aç açık kalmış saflarım

Bir şafak vakti baskın yemişim

Ölümün ecel teri dökülmüş ekmeğime

Göz kırpmamışım

Celallenmiş isyan etmişim

Kaçak şehirlerin çocuğuyum ben

Sen beni tanıma

Aysarın vaktine gelmiş doğumum

Gecenin nemine türkü tutturmuşum

Aldanma be gülüm daha çok var sabaha

Kaç aldatışlar yaştır bu mekanlar sana

Demiş kendimi avutmuşum

Yaz sıcağı nedir

Zemheride yanmış kavrulmuşum 

Ateşe adımı yazmışım

Sen susuz yaz

Ben kurulu bir ayaz

Kadrine ferman kalmışım

Bir yanım toroslar

Bir yanda Erciyes

Yandıkça yağmışım

Yağmalanmışım...

ferihaceylan

 


  31.05.2008 16:21:03 GECENİN GÜLŞENİ KEDER/ÇİLENTİLERDİ AŞK 

"Boşluksuz Bir Yazı."

SANA DOĞUYORUM…!

 

Sana doğuyorum

Gecem sana akıyor

Yar gündüzüm sana

Ve sen artık azgın ayazlarım

Suskun baharlarımın celladı

Kuşluk vaktim yinemi gelmedin

Peki ben sensiz geceleri

Yıldızlı mehtabı söyle neyleyim

Güneşin dar vakitlerinde mi hep gidişin

Akşamın suçu ne

 

Bekliyorum

Tenhadayım yine

Kaygılı sarı solgun avuçlarında

Diz çökmüşüm kadere

Ve uzanıyorum usulca

Hülyaların dökülüyor ellerimden

Mecalsiz yüreğim

Yorgun sabahın bitişinde

Salıveriyor huzuru yine

Ela gözlerin ömrüme

 

Dert diyor anam

Sana dert

Ömrüne canına dert

O bedbaht ve namert

 

İçme şu zıkkımı

Meskenim köşe başlarında

Ve ben tütün kokan

İki parmak arası sıkıyorum seni

 

Seyrediyor kapıda iki kurumuş gülüm

Ağlıyorken zaman güne

İniyor kasveti kederin

Silkinmek isterken  tek solukluk nefesim

Yüreğimde  bin bir dert

Gene nefsime çoğalıyorum

 

Koşuyorum

Kucak  kucak hasretle

Sensizliğe bir soluk almak

Boğuluyorum yalnızlığın ağrısında

 

Gel diyorum

Yeter ki sen gel

Bu sefer olmayacak

Beni hüsranlar boğmayacak

Dağılıyorum bir uçtan bir uca

Gece uzun gece zifiri

Örtüyor kaderimdeki karanlığı

Ve sen geliyorsun usulca

 

Gece ak senin gözlerinde

Sensizlikse

Karanlık gün doğumu

Senin soluğunda başlar

Ömrüme doğuşum

 

Gülüyorsun bahara

Bense hep

Eylül zamanlarındayım

Ağlamak geçti

Şimdi nasıra diş biliyorum

Yüreğimde ayrılığın sancısı

Gülüyorum öfkeme

Acıya dem tutarak

 

Düşüyorum bir sabah vakti

Mutlu serin bir sabah

Hülyalar da kalıyor gözlerim

Bekliyor cefasının sonunda günüm

 

Gülüyorum yarına

Artık gel diyorum

Göz kırptı umut yine

Serin yellerde

Görüyorum yüreğini

Rüzgar savururken sevdamı elinde

Tel tel buselerin yüzünde

Süzülüyorsun kuş misali gözümde

 

Sensiz sana

Seyrediyorum  

Servilerin yüzünü

Balıkların su da seviştiğini

Dillerin anlatıyor

Bir masal oluyor an

Bitiyor zaman yetmiyor

Dönüyorum çaresizliğime

 

Küsüm gene seherlere

Güneşe kucak açıyor

Kızıl saçlarında akıyorken hayat

Sende yine bahar var

 

Küsüyorsun yine

Sesimi unutmuş yüreğin

Akıyor acılar

Sarılıyorum yine

Yüreğimdeki iki kemik arası ağrılara

Ve diyorum son bir defa

Umuda sürüklenirken

Yüreğime uzan

 Tutuver ellerimden son bir defa

Sen se susuyorsun

Sustukça kaçıyorsun avuçlarımdan

 

Kararıyor bana gök

Kararıyor bana tüm martılar

Bırakıyorum boşluk uçsuz bucaksız

Bir ıslık geliyor dilimin ucuna

Tatlı bir name var ezginin kuytusunda

Sen ben kimseler

 

Senden başka nem var

Anlasana

Duyduğum sesler kimin

Sevdamın dilini kim anlar

Ruhun duymadığında


  31.05.2008 16:16:59 GECENİN GÜLŞENİ KEDER/ÇİLENTİLERDİ AŞK 

"Boşluksuz Bir Yazı."

İNSAN…!

 

Selam sana gün

Günaydın ay

Selam olsun diyarına

Gününü geceye sunan gök

Selam akşamın vakti

Yıldıza göz kırpan mehtap

Çağrıya sevda sunan

Doğaya sevdayı çağlayan

Gün yüzlü

Güleç insan

Selam sana

 

Sen ayın nur yüzü

Yüreğini açtın ya

Güne güneşe

İnsansın işte insan

 

Zaman beklemez

Ağrısı yok karnında

Mahkumu olmaz kaderin

Vardır uğraşı dolaştığı diyarlarda

 

Gün sana

Geceler sana doğar

Sabah öğlen akşam

Vakitler sanadır

Mevsimler aylar yıllar

Sayamadığın saliselerde

Yaşadığın yaşayamadığın

Ne varsa taşıyamadığın

İnan hepsi senindir

Sen varsın çünkü

Hükmü seninledir

Geçmişin geleceğin

Ve üstünde tüm tembelliğin

 

Gün sana açsın

Ay olsun gecen ay sana

Mutlu günler doğsun

Umut olsun yoluna

Selam olsun ey güzel insan

Bütün selamlar sana

 

Şimdi koşsan bir bayırın ortasında

İlk gelen baharların duldasında

Yeni doğan oğlaklar misali

Dolaşsan efkar atsan

Mahpusluk insan seri

Yoktur inan senin gibisi


 FERİHACEYLAN


  31.05.2008 16:12:57 dünde kalanlar 

"Boşluksuz Bir Yazı."

GÖRDÜĞÜN MÜ VAR…!

 

Dersin ki yad ellere gitmem sevdiğim

Yabanın elinden döndüğün mü var

Sevdamıza nifak sokmam sevdiğim

Yüreğimin kanını yar gördüğün mü var

 

Gönlün gah burada gah ayrı yarda

Gelip te bir dala konduğun mu var

Dilin de yüreğinden hüsran arada

Ağıdan balı bilip yar seçtiğin mi var

 

Sende düşermisin bilmem kora da

Ney yardan ne serden geçtiğin mi var

Gezersin arı gibi bin bir renkli yabanda

Sevdalı ağrısını yar gördüğün mü var

 

Sabırsız gönlünü bilmem ne etmeli

Bacasız dumanı duyduğun mu var

Terki diyar edip cana sensiz gitmeli

Senden başka canı yar sorduğun mu var

 

Feriha neylesin sevmiş gönlü bir kere

Hatırına gelip te adını andığın mı var

Kırıp ta düşürdüğün sevdan idi yerlere

Uzatıp da elime elini yar aldığın mı var

ferihaceylan
 


  31.05.2008 16:11:14 GECENİN GÜLŞENİ KEDER/ÇİLENTİLERDİ AŞK 

"Boşluksuz Bir Yazı."

KADIN..!

Aynı asırda geldik
Aynı candan üredik
Sen efendi biz köleydik
Hiç mi ruhun sızlamadı

Geldiğimiz yer aynı değimli
Gittiğimiz yer aynı
Öyle ise nedir bu cefa ki
Yüreğin mi beynin mi
Bilemedim neyin beni anlamadı
Tanımadı tanıyamadı
İftiranda kaç canım boğuldu

Kaç el var üzerimde
Durup da sayamadığım
Kaç dil kaç yürek
Daha kaç sıfat yüklenecek
Koşarken evimin ön sokağında
Kızgın keskin kör bir bıçak gibi
Hayatımı doğrayacak
Ömür dalım yeşermeden
Meyvelerim önüme düşmeden
Daha kaç yol yönümü çevirecek

Ben kendimden habersiz
Gözlerim dünya ya renksiz
Umutlarım körpe dikensiz
Bu dünya bana böyle düzensiz
Kaderim kimlerin elinde çaresiz
Daha kaç kez dizlerinden vurulacak
Kalkacak adımlayacak
Nasıl olacak benim canımı yakarken
Senin canın yanmayacak

Bir yanım çocuk oynar
Bir yanım kadın yar ağlar
Kaç dölüme umutsuzca ciğerciğim yanar
Çocuk ruhunu terk etmeden
Onca yüke nasıl koşar
Alın artık üstümden kamburumu
Ben kadınınım bir de adım var

ferihaceylan


  31.05.2008 16:08:00 dünde kalanlar 

"Boşluksuz Bir Yazı."

KADIN..!


Aynı asırda geldik
Aynı candan üredik
Sen efendi biz köleydik
Hiç mi ruhun sızlamadı

Geldiğimiz yer aynı değimli
Gittiğimiz yer aynı
Öyle ise nedir bu cefa ki
Yüreğin mi beynin mi
Bilemedim neyin beni anlamadı
Tanımadı tanıyamadı
İftiranda kaç canım boğuldu

Kaç el var üzerimde
Durup da sayamadığım
Kaç dil kaç yürek
Daha kaç sıfat yüklenecek
Koşarken evimin ön sokağında
Kızgın keskin kör bir bıçak gibi
Hayatımı doğrayacak
Ömür dalım yeşermeden
Meyvelerim önüme düşmeden
Daha kaç yol yönümü çevirecek

Ben kendimden habersiz
Gözlerim dünya ya renksiz
Umutlarım körpe dikensiz
Bu dünya bana böyle düzensiz
Kaderim kimlerin elinde çaresiz
Daha kaç kez dizlerinden vurulacak
Kalkacak adımlayacak
Nasıl olacak benim canımı yakarken
Senin canın yanmayacak

Bir yanım çocuk oynar
Bir yanım kadın yar ağlar
Kaç dölüme umutsuzca ciğerciğim yanar
Çocuk ruhunu terk etmeden
Onca yüke nasıl koşar
Alın artık üstümden kamburumu
Ben kadınınım bir de adım var


 

 



NE SAVAŞLAR GÖRDÜM
AHİR ÖMRÜMDE
BARIŞ SANDIĞIM
NE İŞKECEYDİ Kİ ONLAR
HAYATI DOYULMAZ KILAN
TEPEDEN TIRNAĞA
ÖMRÜMÜ KIZILA BOYAYAN

 


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © feriha ceylan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 24.11.2024 02:15:56