16.06.2009 12:10:53
|
Günlüğüm |
| |
Sabah atladığım gibi otobüse saldım kendimi yollara...
Uzun zamandır görüşmüyorduk Hacı Mustafa'yla... Hacı Mustafa, asker arkadaşım Emin'in amcasıydı. Yıllar sonra kazandıkları Betül büyümüş, genç kız olmuş, üniversite yollarına düşmüştü.
Onlar Türkiye'nin batısından Anadolu'nun orta güney doğusundaki şehrimize gelmişlerdi. İki yıllık sürede ilerleyen samimi bir dostluğumuz olmuştu. Okul bitti, ayrılık mukadder oldu. Uzun zaman geçmedi Betül, Bursa'da resmi bir kurumda göreve başladı. Hacı Mustafa'ya Cemile Hanım yine başbaşa kaldılar.
Cemile Hanım Kızı Betyül'le Bursa'da birlikteyken, ben de Hacı Mustaf ile Balıkesir'de güzel bir hafta sonu geçirdim. Balıkesir'i yakından tanıma fırsatım oldu. Yıllardır Necatibey Üniversitesinde hocalık yapan değerli dostum Bilal'i ise Kosova'ya ders vermek üzere gitmesi yüzünden görüşemedim. Yine de hoş bir hafta sonuydu...
BETÜL, NADİDE BİR GÜL
Balıkesir, Balı kesir, havan hoş, çok güzel Yollarında salınarak gezer nice güzel ... Sokaklarında zeytin, ıhlamur ağaçları Bağrında taşır birçok fakir ve muhtaçları ... Yer Balıkesir, Atatürk Mah.Iştınlı sokak Gel beraber gidip, Mustafa'ya konuk olak ... Kapı önünde kocaman bir erik ağacı Yanında yeni dünya, ceviz ona yabancı ... Mahallaye almış sekizde geldi Mustafa Cemile'yle yaşadı, Betül'le buldu safa ... Yıllarca gitti, geldi canla başla dükkkana Güleryüz, tatlı dil ile millet onu ana ... Yıllar geçti olmadı bir türlü bir evladı Olmadı bir türlü evlatsız hayatın tadı ... Dua ve gözyaşlarına Allah evlat verdi Güzel mi güzeldi. Her gelen giden severdi ... Betül büyüdü, pırıl pırıl bir genç kız oldu Uzak üniversite yollarında yoruldu ... Betül nadide bir gül, gül Betül hem de tül tül Huzurla yoğrulasın, esen kalasın Betül ... Açmış kollarını da Bursa seni bekler Hizmet aşkına mutlu, mutlu iyi nöbetler ... Korkarım seni bizden civan mert biri alır Cemile ile Mustafa yine yalnız kalır. ... Balkesir - 130609
|
|
|
İşte geldim dünden bu güne, gidiyorum yarınlara...
Kutsal dava uğrunda tüketilen ömrüme bakıyorum,
Dünya bu mu? Hayat bu mu? Hizmet bu mu?
Şaşıyorum, geçen zamanlara... Sanki bir an gibi...
...
Yüreğimde şavkı bol ışıklı meşaleler yanıyor,
Doludizgin beyaz atlılar geçiyor içimden...
Ebruli ufuklarımda akbaşlı kartallar dolanıyor,
Hayalimde, düğün dernek kurulmuş... Bayram gibi...
...
Talibim! Ülkemin apaydınlık ufuklarına,
Yırtıp attım benliğimi, biz olmayı özledim.
Tahammülüz yok! Bu toprakların parçalanmasına,
Bölmeyiz, böldürtmeyiz... Falan, filan gibi...
...
Bak! Yüzüm güler, dilim söyler, elim yazar,
Hasreti astım, membaa ve mecranın burçlarına.
Gönülden gönüle dostluklar sonsuza uzar,
Ağrı, Palandöken, Erciyes, Toros...Dağları gibi...
...
Tüm kahramanlıkları sana, tevazuyu kendime,
Tatlı bekleyişleri sana, uykusuz geceleri kendime,
Alkışları sana, kahırları kendime ayırdım,
Tarihte adı sanı bilinmeyen... Adamlar gibi...
KM - 220405
|
|