08.05.2009 21:17:52
|
"Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir." |
| |
Aklıma ara ara Romalı Düşünür Seneca nın sözü gelir:
"Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir."
Gerçekten öyle midir?
İnsanın ölümsüz bir canlı olduğunu düşündüğümde, işin içinden çıkılmaz bir hal halıyor.
Hiç ölmeyecek olduğumu bilsem, belli zamandan sonra hiç birşeyin anlamı kalmayacak. Ne okuduğumuz kitapların ne nefes aldığımız havanın ne de taradığımız saçlarımızın.
Acaba insan öldürülmeye dayanıklı bir canlı olsa, öldürme teşebbüsünde bulunanlar bile öldüremese hırslar insanları hangi yöne çeker?
Her gün bu kadar acı ölüm haberleri karşısında nasıl haberler bizi bekler? * Bazende Livaneli 'nin halen sakladığım köşe yazısında izlediği bir belgesel üzerine yazmış oldukları gelir aklıma:
"65 milyon yıl önce ölmüş olan bir dinozorun iskeletini bulmuşlar.
Kafasında, ölümüne neden olan bir yara izi varmış.
Şimdi bilim adamları hummalı bir çalışmayla, dinozordaki bu yaranın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışıyor.
Acaba başka bir dinozorla kavga ederken mi yaralanmış, yoksa başını bir yere mi vurmuş?
Bilim adamlarının bu merakına saygı duymamız gerekiyor.
Onlardaki bu merak olmasaydı, bugünküyle karşılaştırılamayacak kadar geri bir dünyada yaşıyor olacaktık.
İşin bu yanını hiç unutmamakla birlikte benim aklım, dinozorun son gününe takılıyor.
Belki de bir et parçası için kapıştı başka bir dinozorla, belki bir dişi yüzünden ölümcül kavgaya girdi.
Gözü bir anda karardı ve hiçbir şey düşünmeden öfkeyle saldırdı.
Şimdi kafası bir laboratuvardaki masanın üzerinde duruyor ve bir takım insanlar röntgenini çekerek onun son gününü tahmin etmeye çalışıyor.
65 milyon yıl sonradan baktığımızda dinozorun dertleri ne kadar küçük görünüyor değil mi?
65 milyon yıl sonra, bizim dertlerimiz de öyle görünecek. " * Bazende yolda yürürken gördüğüm eğlenceli grupları düşünür, aklıma kilometrelerce uzaklıkta başka bir mekan takılıverir. Bazende en süslü yemeklerle donatılmış masalarda yemek yerken, kıyıda köşede kalmış ve bir kuru ekmek ile karnını doyurabilecek insanlar gelir aklıma.
Kısacası bazen çok şey gelir aklıma...
|
|
|
Merhaba.
Yoğun bir günün, hareketli insan yığınlarının beyninizde yarattığı zonklamarı hissediyorum.
Elleriniz bilgisayarın aç düğmesine yönelir, gözleriniz ekrana ve kulaklarınız bilgisayarın çalışan motor sesine...
İnternet dünyasına girdiniz ve göz ucuyla bu dünyada neler olup neler bittiğine baktığınız sırada beni buldunuz ; bende size konuk oldum...
Gözleriniz gördüklerini, aklınız düşündüklerini, elleriniz yazdıklarını ,ayaklarınız yürüdüğünüz yolları ve kulaklarınız duyduklarını hiç bir zaman unutmaz...
|
|