Leyla ÜNAL

Kendimiz Ettik, Kendimiz Bulacağız! (1)

Ne çok tüketiyoruz. Bir kaç gündür işyerimde ve evimde biriken evrak, kağıt, broşür, dosya ve belki kitap ve kitap tarzı dokümanları tarıyorum. Rafları açtıkça arada biriktirdiklerim çıkıyor. Bir kısmı geçmişime götürüken, bir kısmı umutsuzluğumu artırıyor: İnsanlığa, geleceğe ve çevreye karşı olan umutsuzluğumu!

Keşke Söylemeseydim Kızıma! (4)

Ne olmuştu da bu sevimli aile parçalanmıştı. Gözü balkon duvarındaki Monet resmine takıldı. Evin her köşesine birlikte karar vermişler, en küçük eşyayı birlikte almışlar, birlikte döşemişlerdi. Aynı şeylerden keyif alıyorlar, aynı renkleri seviyorlar, hatta Denizin ismini vermek için konuşurken ikisinin de ağzından Deniz ismi aynı anda çıkmıştı. Ural

Keşke Söylemeseydim Kızıma! (3)

Her ikisinin de üniversitenin kadın hakları ile ilgili topluluğunda faaliyet gösterdiklerini öğrenince Leyla kızıyla ilgili bilmediği bir hususun farkına vardı. Neydi bu iki genci bu konuda birleştiren husus?

Keşke Söylemeseydim Kızıma! (2)

O gün sadece dersi asmamışlardı, arkadaşlarını da atlatmışlardı. Cep telefonu da henüz icat edilmediği için kimse onlara ulaşamamıştı. Kızı “Anneciğim nerelere gittin yine” diye sordu. “Hiç” dedi kadın “Hiçbir yere”. Deniz çok neşeli bir çocuktu. Babası gittikten sonra tam bir yıl depresyonda idi, ancak güçlü bir çocuk olduğu

Keşke Söylemeseydim Kızıma! (1)

Kızlar 16, 17 yaşlarında gösteriyordu. Sonra kendi kızını düşündü bir an. Arkasından kendi ailesini, hatta anneannesini ve dedesini, “Hala değişmemiş aile yaşantısında ki bu durum. Herkes çocuğunu kendi tarafına çekmeye çalışıyor, ne işse” diye geçirdi içinden. “Ben kızıma böyle davranmayacağım diye söz vermiştim kendime ama ben de farklı

Karette Karette

Aradan tam beş yıl geçmişti, beş koca yıl. O, yıllar boyunca unutamadı hiç, yazdığı o son mektubu. “Yazmamalıydım”, dedi yıllarca kendine. “Yüzümü güldüren, hayatımdaki en muhteşem şeye sırtımı dönmemeliydim”.

Başa Dön