Hakan Tiryaki

Bovinae Sapiens\*

İnsan-hayvan ya da insan-doğa ilişkisi üzerine biraz olsun düşündünüz mü hiç?
Mesela;
Günün yorgunluğu ile eve gelmişsiniz. Yemeğinizi yemiş, televizyon karşısına devrilmişsiniz. Tüm isteğiniz günün yorgunluğunu, zihninizdeki kaosu biraz olsun dağıtmak. Derken birden flaşlar patlamaya başlıyor! Tuhaf yaratıklar çevrenizi sarmış, meraklı gözlerle sizi inceliyor,

Salların Altınçağı - III -

Sal artık neredeyse bir metre suya gömülmüştür. Kulübenin tavanında beş adam; de Bisschop ve dört yoldaşı sadece yıldızların aydınlattığı bir Pasifik gecesinde, açlıktan ölmek üzere, bilinmeze doğru sürüklenmektedirler. Birbirine kenetlenmiş bu beş adamın artık tek dileği içecek su ve yiyecek bir şeyler bulabilmektir. Tuamotu adaları, Starbuck ve Panrhyn

Salların Altınçağı - II -

Deniz ve insanın ilişkisinin destanı iki günce bırakır arkasında Willis. Sayısız şiir, denize dair. Belki de en önemlisi, kendi deyimiyle insanoğlunun sınırlarını keşfetmeye çıktığı yolculukta aynı Heyerdahl gibi sınırların olmadığını haykırır. Yeteri kadar istek ve inançla yapılmayacak şey yoktur.
Tautai O Le Vasa Laolao, El Viejo

Salların Altınçağı - I -

İnsan arada sırada kendini garip durumlarda bulabilir. O duruma yavaş yavaş, doğal bir şekilde gelmiş olabilir, ama kendini olayların ortasında bulduğunda birden şaşırır ve böyle bir duruma düşmeyi nasıl olup da başarabildiğini sorar kendine.
Balsa kütüklerinden yapılmış bir sal, üzerinde bambudan bir kulübe, altı yetişkin adam

Salların Altınçağı - Giriş -

William Willisi duyanınız var mı? Eminim vardır, ama kaç kişidir? Oysa insanın denizle ilişkisinin destanıdır William Willisin tüm yaşamı. Ya da kendi halinde bir doktor olan Alain Bombardın tek derdinin aslında insanların açık denizde hayatta kalmasının yollarını ispatlamak olduğunu bilir misiniz? Atlantiki aştığı sıradan bir botu Zodiac gibi

Osmanlı Caddesi

1999 yılında henüz Marmaray projesi ortalıkta yok iken, ancak hararetli tartışmalar gündemin bir köşesinden girmeye çalışırken, bir İstanbullu olarak dahil olmak istedim tartışmalara. Köprü mü? Tüp geçit mi? Yarma mı, batırma mı? Kaç köprü? Fakat gördüm ki İstanbullu olmak yetmiyor iki kelime edebilmek için. Başladım araştırmaya; ikinci binin

Dalan İnsanlar Neden Sürekli Gülümser?

Öncelikle sadece size ait bir zaman dilimi, bir huzur molasından geliyorsunuzdur. Kulaklarınızda sessizliğin olağanüstü melodisi, yerçekimsiz bir ortamda, ağırlıksız ve uçarcasına bir yolculuktan henüz dönmüşsünüzdür. Bu da yetmiyormuş gibi hepsi birer pandomim ustası sualtı canlılarının eşsiz harmonisi ve gösterisi size yaşam kelimesinin anlamını bir kez daha haykırmıştır, acımasızca.

Çocukken Binebilmek Gerek Medar-ı Maişet Motoruna

Kanaatimce bir göz ucuyla da olsa tepeden aşağı doğru bakmak lazım mevcut duruma. İkibinsekiz yılının ilk ayının sonuna yaklaşırken hala deniz politikası olmayan bir zoraki deniz ülkesinde yaşıyoruz. Deniz politikası, deniz stratejisi ya da daha da önemlisi denize dair bir vizyonu olmayan iktidarlar zinciri sayesinde hala Türkiye Cumhuriyeti

Tarihi Kimler Yazıyor? - II -

Biz Kenan ülkesindeki Saydanın oğulları 10 gemiyle Ezion-geberden Kızıldenize doğru seyrediyorduk. Baal bizi ayırdığından bu yana, iki yıldır Afrika kıyıları boyunca denizde diğer arkadaşlarımızla bir daha karşılaşamadan dolandık. Sonunda 12 adam ve 3 kadın buraya geldik dileriz yüce tanrılar ve tanrıçalar bize yardım eder.

Tarihi Kimler Yazıyor? - I -

Hiç düşündünüz mü, tarihi kimler yazıyor? Ya da hiç düşündünüz mü neyin öyküsüdür tarih? Skiai kapılarının önünde ölen Hectorun hazin öyküsü müdür, yoksa Achilleusun kahramanlık destanı mıdır İlyada? Yanıtlamadan önce Troianın sonunu düşünün.

"Kuşu Hicran Getirir, Dalgası Hüsran Götürür;"

Bir adanın öyküsü bu; topraksoylu bir halkın denizle kurabildiği ilişkiyi anlatan trajikomik bir öykü. Binlerce yıllık geçmişinin önemli bir kısmında deniziyle varolan, altı tarafı denizlerle çevrili, yaşlı, kocamış bir kentin balıkları binlerce yıl dillere destan, kitaplara konu olan bir kentin, Şehr-i İstanbulun yedi mil açığında sessizce cezasını çeken

Bize Deniz Ozanı Gerek!

Topal Hasanı duyan var mı dersem haksızlık olur, belki de hatırlayan var mı demek gerek. İstanbulda doğan, yani denize doğan, denizle doğan, denizle büyüyen bilmez mi Topal Hasanı. Belki de bilmez. Anlatmak gerek.

Cebinize 10 Tl Koyun

Söyleyin ey Şehr-i İstanbullular, nerede yaşadığınızın farkında mısınız? Bir kez olsun yaptınız mı; cebinize sadece bir 10 TL koyup da şu Şehr-i İstanbulun tadına vardınız mı? Martısıyla oynaştınız, tarihiyle yüzleştiniz mi? Nereye gider bu serseriler diyerek yelkovaların ardı sıra dalıp gittiniz mi? Tek sıra halinde mendireğe dizilmiş kanatlarını

Başa Dön