Yazar Tanıtımı | "Ben, maviliklerin kızıyım.
Gözlerimi, denizin burcuna astım.
Rüzgârın kanadında tutsak şimdi saçlarım."
Genzimde ödünç bir hıçkırık saklıyorum, kim bilir kaç asırlık yaşanmışlıklar var omzumda. Kimi gün içimi buruşturan eylülün sancılı şarkılarını yazıyorum; kimi gün içimi umuda boyayan baharın ellerini sıkıyorum mısralarımda. Şiir, ben, aşk... Umuda olan yolculumuz sürüyor; bu görkemli serüven, yüreğimdeki dilsiz cehennemi silip süpürüyor. Yıldızların elleri uzanıyor saçlarıma bir gece vakti ve sonra bir mısra takılıyor aklımın ağına, yüreğime yağmurlar yağıyor tertemiz. "İŞTE YAŞAM!" diyorum, hayat bana cömertçe sunuyor kendi varlığını, ben neden esirgeyeyim ondan düşsel çağrışımlarımı?
Yazmak, hayatımın ekseninde. Bir tutku gibi kanımda şiir, benimle yaşıyor, benden besleniyor, beni besliyor. Elleri sıcacık onun, o kadar dost, öyle sevgili... Kalbimi sarıyor ışıktan elleri, yüreğime dokunuyor merhametli yüreği. Dayadım mı omzmu onun başına, ne karanlık boğuyor gülüşlerimi, ne de kara kışlar değiyor kirpiklerime. Öyle uslu, yemyeşil bir dağ çiçeğinin hürriyetini duyumsuyorum içimde, en derinlerimde. Şiir, ben, aşk... yaralı yalnızlığımızı paylaşıyoruz; aşkın en onulmaz sızısı ile kanıyoruz ve sonra... en çıplak, en mahrem, en saklı yanlarımızı keşvediyoruz. Yaşamı, masmavi kelimelerle örüyoruz. Sabırla, şevkatle, özveri ile...
"Al beni koynuna gece,
Al beni koynuna güz.
Kapındayım; tüm kanayan çığlıklarımı getirdim sana,
Bir de çocuk macelaralarımı,
Şeffaf kahkalarım da senin.
Yeter ki dokun saçlarıma,
Yeterki, bir çiğ tanesi gibi hür ve mağrur, aç bana kalbini.
Yalnız sen anlarsın gözlerimin dilini."
|
Yazısının Özellikleri | Öyle anlarım oluyor ki, yazmasam delirebilirim. İçimdeki tüm kötümser yanları, aykırılıklarımı, bencil taraflarımı, ağrılı akşamlarımı, sancılı sabahlarımı yazarak temizliyorum; yazınca hafifliyorum. Daha çok şiir yazıyorum; öykü ve denemede pişmedm. |
Edebi Etkiler | Şiir evreninde iz bırakmış tüm şairlerden beslenir şiirim. Ama Atilla İlhan kokar çoğunlukla mısralarım. Yer yer Orhan Veli tutar elinden, yer yer Necip Fazıl, yer yer Ahmet Hamdi Tanpınar'a yaslar başını, yer yer Halit Ziya'ya sırt verir. |
Benzer Yazarlar | Şiir, öyle bir tutkudur ki, rüzgârında bir kere savruldunuz mu, yağmurunda bir kere ıslandınız mı, kopamazsınız. Şiire yüreğini koyan tüm şiir aşıklarından etki taşıdığını düşünüyorum şiirimin; ama özellikle serbest vezinle yazan, imgelem gücünü kullanan |
Özgeçmiş | BİYOGRAFİM:
“Eğer birileri varsa hayatınızda ağlamak bile anlamlıdır; yalnızken atılan kahkahalarda bir çocuğunacımdrak çığlıkları saklıdır.”
Hasibe Gezgin
Ben ışıksızım. Yang gecem gündüzüm bir. Renkler yok, şekiller yok, ışık yok… Aynalar mı? Onlara büsbütün yabancıyım. Göremiyorum sevdiklerimi; yüzüm ellerim… kim bilir ben neye benziyorum, bilemiyorum. Evet, her gün uçurum kokan bir karanlığa açıyorum gözlerimi. Ama umuda boyalı şarkılarım var benim, hem de masmavi. Sevdiklerimi öyle anlamlandırıyorum ki yüreğimde. Annem fedakarlık kokuyor, babam özveri, abim yaşama sevinci… İçimde çiçekler açıyor kucaklayınca onlar yüreğimi.
Ben 13 temmuz 1984 yılında Balıkesir’de yaşamın ellerini sıktım. İlköğrenimimi İzmir “Aşık Veysel görme engelliler” okulunda tamamladım. O okul bana çok şey kattı. Hayata dokunmayı, sevgiyi solumayı, güneşi yudumlamayı, umudu umt etmeyi orada öğrendim. Sonra Balıkesir “Anan Menderes” lisesi… Bana inanan, tüm imkânlarıyla yanımda duran bir yığın aydınlık yürek… Çok sancılı bir süreçten sonra üniversite yaşamım başladı. Birincilikle biten lise öğrenimimi Balıkesir “Necati bey eğitim fakültesi” Türkçe öğretmenliği bölümünde devam ettiriyorum. Düşlerimi avuçlamanın saadetiyle, şiire aşık yüreğimle, aydınlığa yürüyüşüm sürüyor. Henüz serüvenin en başındayım. Yarınlar düşlüyorum berrak, apaydınlık! Başucumdaki yüreklerin varlığıyla, tünelin ucundaki ışığı erişip, kanayan yaralarımı sarmak için şairce nefes almaya çabalıyorum. Üşüyen yüreğimi türkülerin gözlerinde avutuyorum.
Hayat âdil değil evet; ama benim yüreğimde öylesine dev bir inanç var ki… Değer yargılarımı çöpe atmadan, sevgilerime sanallık, yapaylık bulaştırmadan, gülen gözlerimi rafa kaldırmadan yol alıyorum. Heybemde güneş rengi sesler, yaşanmış anlar ve taze baharlar var. Ellerim yaz kokuyor, umut kokuyor. Alnımda bir tutam ışık… Ne yapsam, nereye gitsem… benim umuda boyalı şarkılarım var. Bir de tüm karanlıkları yırtacak, uçurumları eritcek masmavi yüreğim… Hayat yaşama dokunmaktan, sevgyi koklamaktan, güneşi yudumlamaktan başka nedir ki? Ve dostlar… ağrıyan yanlarımızı tedavi etmekten, üşüyen yüreklerimizi ısıtmaktan başka ne işe yarar ki?
Bugün ben varsam, dimdik ayaktanysam bunu önce aileme, (annem, babam ve abim) sonra eşsiz meleklerime, değerli öğretmenlerime, dostlarıma, (ki bunların sayısı oldukça azdır.) borçluyum. İyiki var onlar. Onlar olmasaydı, ben, ben olamazdım. Ellerimin ne işe yaradığını bilmezdim. Şairce nefes almayı öğrenemezdim. Ne mutlu bana ki! Yüreğimi kuşatan, gözyaşlarımı, kahkahalarımı bölüşen dostlarım, ailem, akrabalarım var.
Dedimya hayatımda onlar olduğu için ağlamak böyle anlamlı; gülmek böylesie içten ve kaygısız…
Ben şiire aşığım. Diyebilirim ki, şiir olmadan, mısralara dokunamadan, sözcüklerin gülen gözleri olmadan yapamam; yaşayamam. Onlar alıyor yüreğimdeki kiri, pası, tortuyu. Onlar tutuyor ellerimden, ışığa taşıyorlar beni. Onlar sayesinde dayanıyorum tüm asiliğine hayatın, zorba gecelerde onlarla bölüşüyorum sancılı yalnızlığımı. Onlara döküyorum kalbimi, varlığımı. Onların dizlerine koyup başımı, umudu umt ediyorum günlerce, gecelerce. Şiir benim yaşama simidim.
Henüz denizde bir damla gibiyim; ama deniz olmak tüm hedefim. Yazdıklarımı beğeniyor muyum? Hayır. Ama bu yolda attığım adımları önemsiyorum. Hepsi bu… “Her insanın hayatta bir öyküsü vardır.” Demiş şair. Benimki de böyle işte. Bir parça kırık, bir parça ışığa hasret; ama asilce ve dimdik yaşıyorum. Yaşadıkça kendimi yaşattıkça, umulmadık masmavi günlere kurdukça saati, inadına çoğalıyor içimdeçoşku, gün be gün yaşama sevinciyle doluyor çocuk yüreğim. Her şeye rağmen bu hayat bana sunulmuş bir armağandan başka ne Ki?
“Sevmek, bir sanattır.” Demişti bir öğretmenim. Ne doğru bir yargı! Gerçek sanatkârlara ne mutlu! Ben dost kokusuyla, bir türkü tadıyla, bir şiir dokunuşla yol aldım; dünlerimi bugüne taşıdım. İnsan sevmeyince, sevilmeyince nasıl yıkılır ön yargılar, nasıl aşılır o kör duvarlar? İyiki kapımızdan sonbaharı süpüren, kalbimizi ısıtan baharın gözleri var.
Söz bitti. Gün, içimizdeki çocuğun günü. Bugün, umuda boyalı şarkıların düğünü.
“Dünyayı güzellik kurtaracak,
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey!”
Aynı gözyaşında kahkaha olmak dileğiyle
Hasibe Gezgin
|
Bulunduğu Yer | Balıkesir |
|
Şiir, yaşamın can damarı; mavi, tutkunun adı; tutku aşkın anası. Ben, şiire, maviye, aşka sevdalı...
|
|