..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"İçtenlik bütün dehanın kaynağıdır." -Boerne
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Zafer AKKAŞ
Zafer AKKAŞ - SAYIKLAMALAR
Site İçi Arama:


Şiir
  Yalnızken (Zafer AKKAŞ) 18 Haziran 2001 Yaşam 

"İstanbulluya"

  Sorulama III (Zafer AKKAŞ) 18 Haziran 2001 Yaşam 

(giderken ve dönerken otobüste)

  Yanılgı (Zafer AKKAŞ) 18 Haziran 2001 Bireysel 

sakalımı kestim uyur uyanık kokular süründüm gece vakti

  Öylesine (Zafer AKKAŞ) 4 Eylül 2001 Yaşam 

Öylesine... Evet sadece "öylesine"...

  Kıyamet (Zafer AKKAŞ) 23 Haziran 2002 Bireysel 

Kıaymetten az önce yazmıştım. Adım atmaktan korkuyordum ve attım...

  Yalnızken II (Zafer AKKAŞ) 7 Mayıs 2002 Bireysel 

Yalnızdım... Yaşam siyahla gri arasında gidip geliyordu. Yalnızdım...

  Şehir (Zafer AKKAŞ) 21 Aralık 2003 Lirik 

Bir tek gidişi aklımda.

  Tükenmeden (Zafer AKKAŞ) 22 Aralık 2003 Özlem Şiirleri 

Yazanlar neden gece yazarlar? Çünkü gece karanlıktır, korkarlar da ondan....

  Eylül (Zafer AKKAŞ) 21 Aralık 2003 Anı 

Eylül'de yitenlere dair bir şeyler yazmak için yola çıkmıştım ama beceremedim. Ben de kendi eylül'ümü çizdim...

  Yağmur ve Yaşam (Zafer AKKAŞ) 28 Ocak 2005 Aşk ve Romantizm 

Geceydi... Ve çocuktum.. Gitmesinden değil de, gidince beni unutmasından korkuyordum... Sonunda gitti... Ama ben hala................

  Yanılgı II (Zafer AKKAŞ) 23 Kasım 2005 Bireysel 

Büyüdüm... Ama yanılmadım hiç....

  Gece... Sadece Gece... (Zafer AKKAŞ) 8 Şubat 2007 Aşk ve Romantizm 

takvimsiz bir anlatı bu karaladığım.....

  Ardından (Zafer AKKAŞ) 11 Şubat 2007 Aşk ve Romantizm 

Söz vermeye vakit yoktu....

  Şimdi (Zafer AKKAŞ) 2 Mayıs 2007 Bireysel 


  İnadına Rüzgar (Zafer AKKAŞ) 10 Temmuz 2007 Aşk ve Romantizm 


 

 



Anlatsam inanmazlar...
Masal derler...
Masala inanmazlar, sanki hakikati bilirmiş gibi,
sanki hakikatin sırrına ermiş gibi...
Sorarım size, MASALA İNANMAYAN GERÇEĞE İNANIR MI hiç ?..


  13.04.2007 14:08:02 Günübirlik 

Bir daha asla okunmayacak yazılar yazıyorum bu aralar. Durmaksızın, okunacak onca kitap, izlenecek onca film, yaşanacak ertelenmiş onca vakit varken ben sadece yazmakla yetiniyorum kurduklarımı…

Kadınlarımın lanetine inanırım. Ve bu lanetten yazmakla kurtulacağıma belki de. Yazdıkça hafifleyeceğine artıyor içimdeki.

En kalın yerinden kırılsın istiyorum. Kırılsın ki aksın, yolunu bulsun sonra.

 

                      F.E.S. ve öbürleri için 
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da 
      Uzun bir hastalık gibi 
      Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi 
      Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı 
      Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi 
Bitti. 
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da 
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi 
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır 
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım 
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim 
Belki bir yağmur yağar akşama doğru 
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım 
Aşk da bitti diyordu ya bir şair 
Aşk bitti işte tam da öyle…”

 

Öyle çok okudum ki Ahmet Telli’nin aşkın bitişini karşıladığını anlatan bu şiirini..

Bir zamanlar öyle sık dolardım ki bu şiiri, çünkü bir türlü bitmek bilmezdi garip bir med cezir’di kadınlarla yaşadığım şey. Gerçi şimdi de farklı değil ama bu sefer cezir’i var da med’i yok.

 

Yazıyorum bu aralar sürekli durmaksızın. Yazdıkça azalacağına inanıyorum. Azalır mı dersin?

Uzun geceler boyu bol kahve, bol alkol, gecenin karanlığında balkondan karanlığa dalıp gitmek ve bolca da suskunluk yazmaya eş ettiklerim. Yazdıklarımı okumuyorum bir daha. Sana da olur mu? “bitti, artık oldu bu yazı.” der misin yazdığın yazı için. İşte bunu dedikten sonra ben son bir kez belki de birkaç kez okurdum yazdıklarımı ama artık oldu demek bile gelmiyor içimden son harfi karaladıktan sonra (Nokta koyamıyorum, üç nokta da yetmiyor sözcüklerimin sonuna. Neden ki) yırtıp atıyorum yazdıklarımı. Suya yazıyorum zaten. Kimbilir belki de hayıflanacağım, neden tutmadım elimde de suya yazdım diye. Ama yazdıklarımdan daha çok acı veriyor içimde ki…


  23.01.2007 10:19:07 Günübirlik 

"Boşluksuz Bir Yazı."

al işte gene boşluksuz bir yazı...

ben derdimi anlatamıyorum ki kimseye.. ben boşluksuz yazamam, boşluksuz okurum belki ama yazamam...

bazen gaza getirir belki bu yazı ama benim gaza gelesim yok...


hırant öldü, behiç ölümden döndü...
üzülsem mi sevinsem mi...


Bir romana imrenip,
Yattığından beri tozlu döşeğe
Uğultularımızı sayıyorum,
Doksan sekiz
Doksan dokuz
Yüz
Önüm,
Arkam,
Sağım,
Solum,
Güz.
                        Volkan İpek
                  

                                       

  20.12.2006 13:13:53 Günübirlik 

"Boşluksuz Bir Yazı."


İronik bir durum. Yeni bir günlük yazmak için sayfayı açıyorsun ve karşında beyaz bir sayfa üzerinde "Boşluksuz Bir Yazı." diye bir ibare. Aslında eğlenceli gelir belki başta, ama eminim giderek sıkmaya başlar.

"Boşluksuz Bir Yazı."

boşluksuz br yazı yazabilecek kadar iyi değilim. Ajanstayım... Aklımdan bir sürü şey geçiyor. Bir kadın aynı anda dokuz şey düşünebilirsin demişti bana. Aynı anda düşünüyorum dokuzunu da, dokuzu da o kadına dair.
 
Ajanstayım.....


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Zafer AKKAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 17:57:28