Firûze
(Zafer ŞIK) 7 Eylül 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
Firûze… taşların âşiyan yüzü /
Tenimle canciğer, sılama düşman /
Aydınlıkta üşür dîvâne mevsim /
Gelgitler kuşağı altında zaman /
Firûze… taşların âşiyan yüzü. |
|
Çağrı
(Zafer ŞIK) 26 Temmuz 2005 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
Sözlüklere kalınca kardeşliğin mânâsı /
Bulaşıcı hastalık olur, insan yarası! /
|
|
Kuyruk Acısı
(Zafer ŞIK) 12 Temmuz 2005 |
Modern |
| |
İntikam en çok âşıklara yakışmaz /
Aşkın tarifi mısralarda katledildi şimdiye kadar /
Anlatılmaz.. yaşanırdı oysa! |
|
Melekler de Aşka Düşer
(Zafer ŞIK) 3 Temmuz 2005 |
Modern |
| |
Acıya hükmedemeyeceğini bilseydim /
Taşı ve toprağı yarıp çıkar gelirdim senin için.. /
Çiçeklerin bin bir dilini keşfederdim yine, /
Sen kırmızıyı takardın saçlarına /
Bir çingene kız gibi, /
Ben maviye pranga vururdum bir daha.. /
|
|
Rüyaların Kızı
(Zafer ŞIK) 12 Mayıs 2005 |
Kent |
| |
Bu minareler hepsi “kadim elif” ey insan! /
Sen âfet, ey şehr-i yâr! Şâir senle övünsün /
Nurlu yedi mihraptan yükselince her ezan /
Senin için akmayan gözyaşları dövünsün, /
Her insanı bahtiyar eden şehir dediler /
Sana şiir yazmaya |
|
Aşk Üstü Aşk Menzili
(Zafer ŞIK) 20 Nisan 2005 |
Kent |
| |
Aşkın nakışlarıyla hasrete boyandı bahar /
Yedi mavi anlamaz beni, bir şiir kadar!.. /
Ruhumun nazlı yâri, alıp götürür beni /
İçten içe yakar bir İstanbul aşkı beni. |
|
Şairin Dili İstanbuldur
(Zafer ŞIK) 13 Nisan 2005 |
Kent |
| |
Yâr diye İstanbul’a aşık olmuşsam eğer, /
Hiç görmeden sevmişsem, bu İstanbul’a değer! /
Bak! Çeyrek asır oldu.. Hâlâ seni görmedim, /
Yine de senin kadar başka yâri sevmedim! |
|
Ben'e
(Zafer ŞIK) 5 Nisan 2005 |
Modern |
| |
Çöllere düşüremediysen Kays’ı eğer /
Sakın ola, ben Leyla’yım deme! /
/
Ey Leylâ’nın yolunu gözlediği Kays! /
Çöllere düşüp bulamadıysan Mevla’yı eğer /
Sakın ola, ben Mecnun’um deme! |
|
Bayrak Uğruna
(Zafer ŞIK) 2 Nisan 2005 |
Divan |
| |
Vatanımda, olmadı sensiz leyâlin fecri, /
Uğrunda ölenlerin ancak cennettir ecri. |
|
Güllerin ve Gönüllerin Efendisine
(Zafer ŞIK) 29 Mart 2005 |
Özlem Şiirleri |
| |
Yerde Ahmed, semâda Muhammed olan ey gül! /
Selâmlar olsun hakkı fermân eden ey gönül! /
/
Sen’i yüceltmek için değildir sözlerimiz, /
Nûrunla kemâl buldu hep kelimelerimiz, |
|
Mirasyedilerin Baba - Oğul Savaşı
(Zafer ŞIK) 10 Mart 2005 |
Toplum |
| |
Çinli talebeler Konfiçyus’a sormuşlar:
“Hocam, ülkenin başına geçseydiniz ilk iş olarak ne yapardınız?” o da cevaben:
“Dili düzeltmekle başlardım” demiştir. |
|
Taybe
(Zafer ŞIK) 7 Mart 2005 |
Tasavvuf |
| |
Bir yol /
........patika /
................çıkmaz /
Bir yol |
|
Çıkmaz Sokak
(Zafer ŞIK) 28 Şubat 2005 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
Gelinlik içinde nereye böyle?!!! /
Yağmur bulutu rahmetten yoksun mu?! /
Bir çiçek baharda solar mı öyle? /
Gidiyorsun ağlamamak olur mu? /
Gelinlik içinde nereye böyle? |
|
Kerbela
(Zafer ŞIK) 28 Şubat 2005 |
Tasavvuf |
| |
Yine muharrem /
Yine aşura /
Yine maziden hatra /
Kekeme acılar gelip oturur başucumuza, |
|
|
ÇAĞRI
Sözlüklere kalınca kardeşliğin mânâsı
Bulaşıcı hastalık olur, insan yarası!
Su gibi azîz, toprak kadar da vefâ gerek,
Ölümsüz barış için elbette cefâ gerek!
Yeryüzüyle paylaşır mutluluğunu güneş
İnsan, insan olunca, bu koca cihâna eş!
Bilinmez ki zâlimler asla mesût olmazmış,
İnsan Kârun da olsa dünya ona kalmazmış!
Bu bir barış çağrısı, bir kardeşlik türküsü!
Ve artık tarihlerde kalsın savaş büyüsü!
Savaşın tek rengi var; geceden daha siyah..
Sonu zafer olsa da kazanan da çeker âh!
Saâdet gökten inmez ey Âdem’in çocuğu!
Milyonlar birleşsin ve taksın mavi boncuğu!
Barışın rengi gökçe; umudun en mavisi!
Barıştan paya düşen huzurun en kavîsi!
Z a f e r ş ı K
24 Temmuz 2005
Mersin
23:33
|
|