Yazar Tanıtımı | 02.02.1964 Malatya Darende doğumluyum,ilkokulu Darende (Kuluncak) ilçemizin ilisuluk köyünde orta okulu ilçemiz Darende de okudum,lise eğitimine bir süre ara verdikten sonra Açık Öğretim Lisesinde devam ettim.Ülkemizin çeşitli şehirlerinde bir süre serbest ticaretle ve çeşitli mesleklerle iştigal ettikten sonra hasbelkader Devlet memurluğuna başladım,halen bir kamu kurumunda çalışmaktayım.Çeşitli Edebiyat sitelerinde bir kaç "öykü ve denemeler" im yayınlandı,yazmayı çok seviyorum lakin yeterince zaman ayırabildiğim söylenemez.Sizlere kendime has üslubumla kimileri başımdan geçen ilginç hikayeleri kimileri de etrafımda yaşanan olayları kendimce yazıya dökerek sizlere sunacağım... |
Yazısının Özellikleri | İlginç Yaşam Öyküleri |
Edebi Etkiler | Ömer Sefettin,Kemalettin Tuğcu ve Aziz Nesin başta olmak üzere yüzlerce sevdiğim yazar elbette bana da ilham olmuştur. |
Benzer Yazarlar | Aziz Nesin üstadın yazıları bana daha sahici ve kendimi görüyorum diyebileceğim yazarların başında gelir.Günümüz Köşe yazarlarından Selahattin Duman ve Bekir Çoşkun'un ince ironisi ve Can Dündar'ın üslubunu kendime daha yakın görüyorum. |
Özgeçmiş | Sanırım yetmişli yıllarda İlkokulu bitirdim ve aynı yıllarda Orta öğrenim için ilçemiz Darende'de babam rahmetlinin bir tanıdığının evini kiraladık,ilçede birkaç kişi daha vardı benim gibi okuyan köylümüz...
Siyasi olayların yoğunlukta olduğu Malum yıllardı herkes gibi çocuk-genç halimizle çok sıkıntılar yaşadık,okulda başarılı bir öğrenci olmama rağmen okul hayatımı lise birinci sınıfı okuyup noktalamıştım.Köyümüzde bir çok genç gibi bende "gurbet" in yolunu tuttum,Adana,Mersin daha sonra İstanbul,Adapazarı derken rüzgara göre yer ve yön değişip savrulduk yıllarca...
Mersinin şirin İlçesi Tarsus'tan evlenmek nasipmiş,sonraki yıllarım çoğunluk Sakarya,Bilecik,Bolu,Bursa,İstanbul derken Malum 19 Ağustos Depremine Adapazarı'nda yakalandım,Malatya ya dönmek zorunda kalmıştım,onca yıllık gurbetçilik hayatımda "sıfırı tüketmiştim" hayata her zamankinden daha sıkı sarılmam gerekmişti,aynı zamanda yıllardır peşimi bırakmayan hastalığım ilerliyor ve adeta çekilmez hal alıyordu.Çeşitli kurumların açmış olduğu sınavlar vardı ve bende bunlardan bazılarına girdim,oldukça güzel derece yapmama rağmen çeşitli nedenlerle işbaşı yapamadım.Sağlık bakanlığının taşra için açmış olduğu sınavda sınav birincisi oldum ve mülakatta elenmek nasip oldu (!) 62.yedeğe bırakılmıştım,pes etmedim ve peşini bırakmadım... Zar zor işe başladık vesselam.
Elazığ'da başladığım memurluk serüvenim Malatya da şimdilik devam ediyor.Evli ve iki kız ikisi erkek dört çocuk babasıyım,yazı ve denemelerimde hayatımdan kesitlerle görüşmek üzere sağlıcakla kalınız. |
Bulunduğu Yer | |
|
Öykü ve Denemelerim daha önce Edebiyat Defteri ve Şiirkolik'te yayınlanmıştır,kısmi olarak yayınlanan öykülerin devamlarını fırsatım oldukça sizlerle paylaşacağım.
"...
Traktörün römorku oldukça kalabalıktır, eşyaları şöyle bir yerleştirirler, şehre gidenler arasında, Cüce Ömerin Osman la "Çolakların Hamza"da vardır. Köyle şehrin arası 40 km, ancak; stabilize yol, bol virajlı, engebeli, üstelik yolculuk traktörle olunca da, yol, 4–5 saat çekmektedir. Epey bir zaman yol aldıktan sonra, Hamza dayı tabakasından tütününü çıkarıp bir "cigara" sardı, yanında bağdaş kurmuş oturan Osman emmiye uzattı...
Sigarasından bir nefes çektikten sonra "ula Osman,ben deyom ki, bu Ağa'ya Mıllomarların yumurtayı bi güzel tanıtah"!?
- "Len Hamza, lafı ağzımdan aldın, şimdi ben diyecektim!"
Hamza dayı sekiz köşeli şapkasının içinden "cuvaldızını" çıkardı. Sepeti önlerine koydular, küçük saman çöplerinden de "pipet"yaptılar. Erinmeden, üşenmeden, yumurtaları tek tek sepetten çıkartıp, bir ucundan minnacık delik açtılar. Saman çöpüyle de yumurtanın akını da, sarısını da içerek içlerini boşalttılar, boşalan yumurtaları birer birer tekrar sepete dizip, sanki hiçbir şey olmamış gibi, saman ile üzerlerini tekrar örttüler.
..."
|
|