Yazar Tanıtımı | 30.11.1959'da İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, lortaokulu Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu'da okudum. Bayındır Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliği başta olmak üzere birçok işte çalıştım. Ege Tıp Fakültesi'nde memur olarak işe başladım. Buradaki on bir yıla yakın çalışmam süresinde önce İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'ni, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. İlk Beş yılını İzmr merkezde, kalanını Bayındır'da olmak üzere yirmi iki yıla yakın bir süredir serbest avukatlık yapmaktayım. Evliyim, Alp Deniz adında sekizinci sınıf öğrencisi bir oğlum var. |
Yazısının Özellikleri | Mizah öyküleri yazmaya meraklıyım. Mizahı seviyorum. |
Edebi Etkiler | Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü |
Benzer Yazarlar | Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü |
Özgeçmiş | İzmir'in Bayındır ilçesi'ne bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, orta okulu Çırpı Bucağı'nda, sekiz dokuz yıl ara verdikten ve geçimimi sağlayacak gelire kavuştuktan sonra, Liseyi İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'nde okudum. Sonra Dokuzeylül Hukuk Fakültesi'ni bitirdim. Yirmi yıla yakın süredir serbest avukatlık yapıyorum. Bayındır'da oturuyor ve çalışıyorum. Evliyim, sekizinci sınıfta okuyan Alp Deniz adında bir oğlum var. |
Bulunduğu Yer | Bayındır-İzmir |
|
İTİRAFIMDIR
En çok ben sattım. Evet evet, ben sattım! Suç ortağım Fatma teyzeyle birlikte gerçekleştirdik bu yüz kızartıcı eylemi.
Memleketin küffara peşkeş çekilmesinden bahsediyorum. Çocukluk deyin, akılsız baş deyin; oldu bir kez. Hani kendisine ait olmayan bir şeyi hak etmeden yiyen pisboğazlar için “Kazık çakarım ben o gırtlağa !” derler ya, ben kendi gırtlağıma kazık çakamadım, yedim ha yedim.
…
İşte kırk yıl sonra itiraf ediyorum.
İlkokula henüz başlamıştık. Köy okulunun sağ yayındaki tek katlı yapılar aşodası olarak kullanılıyordu. Burada her gün peynirli börekler pişirilir, süt tozundan yapılmış süt kaynatılırdı. Sonra ilk ders ile ikinci dersin arasındaki teneffüs uzun tutulur, öğrencilere sıcak sıcak börek ve sütle kahvaltı yaptırılırdı.
Bu yiyecekler okuma şevkimizi arttırır, okulu sevmeyenlerde bile okula gitme isteği uyandırırdı.
…
Böreğin sütün başında kapı komşumuz Fatma teyze vardı. Fatma teyze komşu çocuğu olduğum için beni gözletir, ne yapar eder elime ikinci bir börek tutuştururdu. Bu benim ömrümde ilk ve son kayrılmışlığımdır diyebilirim. İkinci böreği de, yerden göğe kadar hak etmişim gibi kimseye belli etmeden kıvırır yerdim.
Bu yiyeceklerin içeceklerin, memleketimizi elimizden almak için yem olarak gönderildiğini hiç mi hiç düşünemezdim o yaşlarda.
…
Aradan neredeyse kırk yıl geçti. Artık içimi kemiren bu sırla yaşayamayacağım.
Bizim köyün bütün öğrencileri, memleketi hep birlikte sattık. Ama ben iki misli sattım. Suç ortağım Fatma teyzedir.
İtiraf ediyorum!
Mehmet Önder
|
|