Yazar Tanıtımı | Hani öyle üşürsün ki, artık hiç bir şey hissetmez uzuvların, uyuşur kalırsın, manasız bir donukluğun çizgileri oluşur, ardından bir kabuk içindeki parçalanmayı döker, ezip de geçer tüm bedenini, acısı en derinden gelir de yakar her yerini...
İşte ben de öyle üşüdüm gece yarısını beş geçe...
Artık kurşun kalemle yazmak istiyorum yüreğime insanların adını...Silgisi olmayan kalemlerle yazdıklarımı kazırken oluşan yaralardan yer kalmadı silinmeyecek izlere...Dost dediklerim, arkadaşım dediklerim, sevgilim dediklerim...Hepinizi kazımak öyle zor oldu ki yüreğimden..Hepiniz birer parça alıp gittiniz hatta, bense bıraktığınız izlerin silinmesini izledim kenardan, tıpkı bıraktığım izlerin silinmesini izlediğim gibi... Sonra hepinizi tekrar sevdim, bildim ki kim bilir hangi girdaptı sizi alıp götüren...Hepinizi sevdim, hepinizi affettim...Ama artık yüreğimde koyabileceğim bir yer kalmadı hiçbirinizi, bir bir yaraladığınız, o masum yüreğimde... |
Yazısının Özellikleri | Sadece yüreğimden düşenler... |
Edebi Etkiler | - |
Benzer Yazarlar | - |
Özgeçmiş | 1972, İstanbul |
Bulunduğu Yer | İstanbul |
|
Küçücük sevinçlerim var benim...Öyle küçük olduklarına bakmayın, koskocaman yüreğimin içine sığdıramam onları, coşar coşar, tüm yıldızları bırakıveririm başımdan aşağı...
Onlarla dans ederim, yüreğimden kopan hiç yazılmamış şarkılar eşliğinde...
Deniz gelir sonra, yanı başında kumsal, ortasında ben, yazılmamış şarkılarım, gökyüzü, ay ve başımın üzerine serpiştiğim yıldızlardan oluşmuş bir taç ile dans ederiz hep birlikte...
Sonu başı belli olmayan, mekansız düşlerimin içinde...
|
|