Yazar Tanıtımı | Akademisyen... Düşünce üretmeye, analitik düşünmeye önem veren, toplumsal ve kültürel oluşum ve değişimlere duyarlı bir dünya vatandaşı |
Yazısının Özellikleri | Gelişen teknolojinin etkisiyle, kendisinin de değişime uğradığı sanılan insanın, insan duygularının tarih boyunca değişmezliği, davranış biçimleri ve toplumsal-kültürel oluşumlar üzerine akademik ve akademik olmayan inceleme, deneme ve öyküler |
Edebi Etkiler | Dostoyevski, Çehov, Tolstoy, Faulkner, Miller, Beethoven, Bach, Schubert, Schuman, Gershwin |
Benzer Yazarlar | Herkesin tarzı kendine özgüdür ve öyle de olmalıdır. Benzerlikler eserlerin ya da çalışmaların üçünçü kişilerde bıraktığı izlenimden öteye gidemez. |
Özgeçmiş | Yaşama akademisyen olarak atılıp, farklı nedenlerle verilen uzunca bir aradan sonra gene aynı alanda çalışmalar yapan, insan ilişkileri ve duyguları ile kültürel dokuya önem veren, inişli-çıkışlı, kimi zaman çok sancılı, kimi zaman keyifli enstantenelerle bezenmiş bir yaşam süreci.... |
Bulunduğu Yer | İstanbul |
|
İnsan ve onun duyguları, düşünceleri ve yarattıkları... Beklentiler ve gerçekler...
Birey-toplum farklılaşması ve nedenleri...
Özellikle güzele, estetiğe, yaşam kalitesine odaklı akademik ve akademik olmayan inceleme, deneme ve öyküler.....
...................................................................................
Senin için...
Seninle fırtınalara karşı inatla,
El ele, göz göze ve severek birbirimizi,
Ne ağlayıp, ne de gülerek,
İçten içe yaşadık bizi saran sevgimizi.
Sevmek, kolay değil dostlar.
Esen rüzgar, yağan yağmur
Ve beynimde uğuldayan o ses,
İçime işleyen o duygu.
Yok, yok, söyleyemem size,
Onu nasıl sevdiğimi.
Resim gibi, şiir gibi,
Umutla beklenen yolcu gibi,
Meramımı size anlatamam dostlar!
...............................................................
Bir öykümden alıntı:
Bu kızın hareketleri daha çekici, davranışları daha bir kendinden emindi. Prensipleri vardı kuşkusuz ama yaşam denilen oyun, onun için daha çok “eğlence” anlamına geliyordu.
“Acaba” dedi adam kendi, kendine; “bu baş eğmek mi, yaşamla bir çeşit alay mı?” Ya da kendisinin ve sevgilisinin durumunda olduğu gibi, duygusal ve irdeleyen bir ilişki mi daha çok başkaldırıcı idi. Kim “budalayı,” kim “akıllıyı” oynuyordu? Yoksa bu da, tanrının bir başka zaferi miydi insanlarına karşı?
............................................................................
|
|