Tutarsam Namerdim Elini

yazı resim

karmaşık çizgilerle çiziyorum geceyi
tel tel hasretimi ekiyorum şakaklarımın nadasına
kıskanç yıldızlara parlaklığını satıyorum umudun
kimsenin görmediği bir şafağa geriliyor kollarım
altını boşalttığım devrik dağ heybetiyle
en tepeye dikiyorum acımın gönderini
gelme ! tutarsam, namerdim elini

nevin bir yanılgıdan sıyrıldım
geçemediğim durağında kaldım sözünün
zamanın sarkacında yaşanan bir an
yabaninciri aldanmışlığında hançerledi ömrümü
mor memende şehvetim /etinde basiretim fişlendi
dilim çözüldü işkencende / sattım seni
gelme ! tutarsam, namerdim elini

bu puslu mevsim, bu tufan, bu iblis yağmuru
izlerine çöken bu beyaz örtü ! hokkabaz

anlamaz ! parmaklarımı kesen soğuk
nefesin buğusunda adına çoban hatıralar
bütün faili meçhullerde adımın geçmesi
hücrelerden güvercin uçuran sesim
küflenmiş sıra peykelerde dermanım
alnımın ortasında suçlusu yazılı sevdamın

bilme ! duvarlarda yumruk izlerimi
gelme ! tutarsam, namerdim elini

gidişinden geriye, birkaç kırık diş
üç beş derin çizgi daha yüzümde
değişen nakaratıyla o eski şarkı
iki paket sigara ve hayli demli çay
sayamadığım kadar intihar kaldı

daha, üşümedi çocukların sırtları
daha, sıcağım sevdanın kırbacında
gözlerimden geçen bu melez aydınlık
annemin gelinliğine çevirir yüzümü
kırmızıya çalar uykusuzluğum belinde
sözüme mikrop bulaştıran zaaf
şekilsiz ceninlerini doğurur sancımın

kimsesizliğimi örten karton yorganlarla
dilencilerin yüzlerinde eskitirim seni
gelme ! tutarsam namerdim elini

düş kur kadehlerin gölgesinde
kır, dök, dağıt saklandığım en derin yerini
kırılsın kollarım ! sararsam ince belini

sende sevdayı Azrail gördüm
duy ve rahatlat kendini
tutarsan ! namertsin elimi

]

Başa Dön